Aynı Sofrada Oturmayı Bilmeyenler, Aynı Cephede Savaşamazlar: Terörsüz Türkiye’nin Yol Haritası

Türkiye son kırk yılda şunu gördü:
Terörü yalnızca dağlarda bitiremezsin.
Savaşı yalnızca asker kazanmaz; savaşı da barışı da ancak topyekûn millet kazanır.

Ve bir millet aynı sofraya oturamıyorsa…
Birbirinin gözünün içine bakıp aynı suyu içemiyorsa…
Aynı ekmeği bölüşemiyorsa…
O millet bir gün aynı cephede omuz omuza duramaz.

Aynı sofrada oturmayı bilmeyenler, aynı cephede savaşamazlar…
Bu söz, Türkiye’nin terörsüz yarınlarının anahtarıdır.

Her milletin sırrı sofradadır
aynı tabaktan yemek, aynı ekmeği bölüşmek, aynı duayı etmek…
Türkiye’yi güçlü yapan budur.

Ama terör örgütleri ne yaptı?
Bu sofrayı böldü.
Bu sofraya zehirli sözler fısıldadı.
Bu sofrada kardeşi kardeşe düşürdü.

Bir Türkiye düşünün ki;
aynı masada oturmayan insanlar, aynı kaderi paylaşsın…
Bu mümkün değildir.

Terörün ve teröre çanak tutanların 40 yıllık çabası
sofraları ayırmak,
dilleri sertleştirmek,
kalpleri uzaklaştırmak,
kardeşliği şüpheyle doldurmak olmuştur.

Terör örgütleri bilir:
Silah bir gün susturulur,
ama zihinler parçalanırsa devlet bir daha toparlanamaz.

Bu yüzden Türkiye için terör yalnızca bir güvenlik meselesi değildir;
bir birlik ve beraberlik meselesidir.

Cephede başarı için üç şey gerekir:

• Aynı hedef
• Aynı kader duygusu
• Aynı gelecek inancı

Birbirine güvenmeyen toplumlarda bu üçü oluşmaz.
Birbirinden uzaklaşan milletlerde birlik duvarının tuğlaları dökülür.
Ve terör örgütü tam da bunu ister.

Terörü yenmek için ilk adım silahtan önce sofrayı yeniden kurmaktır.

Peki bu sofra nasıl kurulur?

Adalet herkesi kapsamazsa, sofra yarım kalır.
Adalet sofraya güven üretir; güven olmayan yerde devlet olmaz.

Siyasetin dili zehirliyse, milletin dili de keskinleşir.
Birbirini düşman gibi gören insanlar aynı sofraya oturamaz.

Her Türk bu vatanın eşit evladıdır.
Aidiyet olmadan birlik olmaz; birlik olmadan güvenlik asla olmaz.

Gençlere umut vermeyen toplum, yarını kaybeder.
Umudu olan genç ise vatanına sahip çıkar.

Türkiye bugün savunma sanayisinde devrim yaptı.
İstihbarat, SİHA, sınır ötesi harekâtlar…
Devlet terörle mücadelede zirve kapasiteye ulaştı.

Ama asıl mesele şudur:

Bu mücadele ancak millet kenetlenirse anlamlıdır.
Bir millet sofrada kardeş olursa,
cephede destan olur.

Terörsüz Türkiye mümkün mü?
Evet.
Ama bunun yolu tanktan, toptan, operasyondan önce birlikten geçer.

Çünkü aynı sofraya oturan millet,
aynı cephede yenilmez bir kale olur.

Terörün sonu;
savaşın bittiği gün değil,
milletin yeniden bir ve beraber olduğu gündür.

Türkiye o güne hazır.
Bu millet, o sofrayı yeniden kuracak güce sahip.

Ve o gün geldiğinde,
hiçbir terör örgütü, hiçbir yabancı hesap, hiçbir kirli proje
bu ülkenin yürüyüşünü durduramayacak.