Bağırsak mikrobiyomu ve bağırsak-beyin ekseni hakkındaki bilgimiz arttıkça giderek daha fazla insan fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıklarını iyileştirmek ve optimize etmek için bağırsak mikrobiyomunu nasıl geliştirebilecekleri konusunda bir rehber arıyor.
İlk başta, küçük mikroorganizmaların metabolizmamız, hafızamız, odaklanmamız ve duygusal olarak nasıl hissettiğimiz gibi varlığımızın temel yönlerini etkileyebilmesi tuhaf görünebilir, ancak mikrobiyom ve bağırsak-beyin ekseninin daha iyi anlaşılmasıyla, neden bu mikroorganizmaları yetiştirdiğimiz oldukça hızlı bir şekilde netleşecektir. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu yalnızca bağırsak sağlığı için değil, genel sağlık ve sağlıklı yaşam için de çok önemlidir.Bağırsak mikrobiyomunu iyileştirmek için 3 ana strateji vardır.
1) Mikrobiyomu daha fazla simbiyotik mikropla çeşitlendirmek ve büyümelerini desteklemek
2) İkincisi ise patojenik mikrop popülasyonlarıı azaltmak için doğal tedavi protokolleri uygulamak.
3) Beslenmeyi iyileştirmek ve sağlıklı yaşam tarzı protokolleri hazırlamak.
Her 3 strateji birlikte eşleştirildiğinde, mikrobiyomu önemli ölçüde ve hızlı bir şekilde daha sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomuna sahip olmak mümkündür.Şimdi kısaca bağırsak-beyin eksenine dair bir bilgi verelim:
Bağırsak toplu olarak insan vücudunun en büyük genel organı, bağışıklık organı ve endokrin organıdır.
İşlevleri, enterik sinir sistemi olarak bilinen ve genellikle “ikinci beyin” olarak tanımlanan kendi sinir sistemine sahip olmasını sağlayacak kadar çeşitli ve karmaşıktır çünkü enterik sinir sistemi, beyinden nispeten bağımsız olarak çalışır.
Bağırsak, mikrobiyom ve enterik sinir sisteminin bağımsızlığının bir örneği, bitkisel hayatta sıkışıp kalanlarda bile kendisini ve işlevlerini nasıl sürdürdüğüdür.
Bağırsakları sayılar açısından incelersek, onun bir “mikrobiyal organ” olarak kabul edilmesi en doğrusu olacaktır çünkü toplam hücre sayısının %90-95’i mikroorganizmalardan oluşur.
Sefa Uygun