Nöbetçi Eczaneler
Araştırmalar, yeşil alanlara yakın yerlerde yaşayan kişilerin daha düşük stres ve kardiyovasküler hastalık seviyeleri de dahil olmak üzere çok sayıda sağlık avantajından yararlandığını gösteriyor. Barratt London’ın çabaları, şehrin emlak piyasasının cazibesini artırmasının yanı sıra sürdürülebilirlik ve çevre dostu yaşam gibi küresel trendlerle de uyum sağlıyor. Bütün bu girişimler aynı zamanda Londra’yı daha yeşil hale getirmeye yönelik daha geniş çaplı planları da desteklemektedir ki bu plan ve projeler sonucunda şehir 2019 yılında ilk kez Ulusal Park Şehri seçildi.
Haber, Türkiye’deki son ulusal ağaçlandırma girişimleri kapsamında, Marmara Adası büyüklüğünde alan yeniden ormanlaştırıldığının açıklanmasının ardından geldi. Türkiye, ağaçlandırma çalışmaları açısından Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sırada yer alıyor.1Bu geniş çaplı projeler, yeşil alanları artırmayı ve sürdürülebilir ekosistemleri teşvik etmeyi hedefleyen daha geniş çevresel stratejilerin bir parçası olup, doğa temelli çözümler ve çevre dostu kalkınmayı önceliklendiren küresel eğilimlerle uyumlu hale geldi.
Barratt London Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörü Stuart Leslie; “Konut sakinleri için kolayca erişilebilir yeşil alanlara sahip olmanın hem fiziksel hem de zihinsel açıdan olumlu etkilerini olduğunu biliyoruz. Bu, Londra’da yeni bir bölgede çalışmaya başladığımızda göz önünde bulundurduğumuz, bizim için önemli bir noktadır. Mevcut bir alanı alıp her yaştan sakin için geliştirmek, toplulukları açık havanın tadını çıkarmaları ve tüm yıl boyunca aktif, sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için zenginleştirmek istiyoruz.” dedi.
Leslie sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Mill Hill’de bulunan Ridgeway Views projemizde yerel topluma yeni bir park ve patikalar sunan Woodland Bahçeleri’ni kullanıma açtık. Bahçeler ücretsiz fitness ekipmanlarının yanı sıra Totteridge Vadisi kırsalına doğrudan bağlanan yürüyüş ve koşu alanları da sunuyor.”
Kuzey Londra’da bulunan Ridgeway Views, Totteridge Vadisi’ne bakan 47 dönümlük yeşil alanın içinde yer alıyor. Mill Hill East Metro İstasyonu (Kuzey Hattı) 20 dakikalık yürüme mesafesinde, Mill Hill Broadway İstasyonu (Ana Hat) ise arabayla kısa bir mesafe bulunuyor. Barratt’ın güneybatı Londra’daki Springfield Place projesi ise yeni bir yerleşim köyü içinde yer alan bir, iki ve üç yatak odalı daireler ve evlere ev sahipliği yapıyor. Daha geniş kapsamlı olan proje, 2012’den bu yana şehirde oluşturulacak olan 32 dönümlük en büyük parkı içerecek ve yakındaki Tooting Bec Metro İstasyonu aracılığıyla Londra Köprüsü’ne sadece 18 dakika uzaklıkta bulunuyor.
Barratt London’ın Hendon Waterside projesi ise, yine Londra’nın kuzeyinde yer alan West Hendon’da, tamamlandığında bölgeye 2.000 yeni konut kazandıracak olan 9,6 milyar sterlinlik etkileyici bir su kenarı yenileme projesinin merkezinde yer alıyor. Hendon Tren İstasyonu ve Hendon Merkez Metro İstasyonu’na yürüme mesafesinde olan projeden St Pancras Uluslararası Havalimanı’na 19 dakikada ulaşabiliyor.
Londra’nın batısında 2027 yılında tamamlanacak olan Hayes Village projesi, şehre 1.500 yeni konut sağlayacak. Eski Nestle fabrikasının yerine inşa edilen proje, Grand Union Kanalı’nın manzarasından ve daha önce kullanılmayan dokuz dönümlük yeşil açık alandan yararlanacak. Alanda 1,3 km’lik bir yürüyüş yolu, 200 m’lik koşu parkuru, açık hava egzersiz ekipmanları ve tarihi yeşil alandan Elizabeth hattının hizmet verdiği Hayes ve Harlington tren istasyonuna giden uygun bir patika yer alıyor.
Eastman Village, Harrow’da iki yeni okul, 3.000 iş yeri, mağazalar, eğlence tesisleri ve ticari alan içeren 1,75 milyar £’luk bir iyileştirme planının bir parçasıdır. Bölgede bol miktarda yeşil alan bulunmakta olup, yerleşim yeri Harrow’un merkezinde yeni Green Link olarak hizmet verecek olan 6,2 dönümlük peyzajlı parkın yanında yer alıyor.