Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Be ahlâksız, be namussuz…

Fena kızdılar tàbî. Köpürdüler resmen.

İsterse kudursunlar mühim değil.

Erdoğan ne yalan konuştu, ne yanlış.

Biri yanınıza gelip “karın çok güzelmiş onu bana ver” dese ne yaparsınız? “Bir düşüneyim” demezsiniz her halde. Anında ağzını burnunu kırar büyük bir tepki verirsiniz, küfürlerin bini bir para olur. Kimse de sizi bunu yaptığınız için ayıplamaz.

Kılıçdaroğlu ve avanesinin yaptıkları da böyle bir halt yemeydi, cevabını en okkalı şekilde aldılar reisten.

Böylesi acılı günlerde alenen yalan konuşan, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenlere küfrü basarız. Erdoğan da bir Türkiyeli vatandaş olarak halkın öfkesini hafifleterek aktardı hepsi o.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen iller arasında olan Osmaniye’de geçtiğimiz günlerde Kızılay ve asker hakkında rezilce yalan açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu’na tam da hak ettiği şekilde konuştu.

Muhterem cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP başkanı bay Kemal’e, “Be ahlaksız, be namussuz, be adi” şeklinde seslenirken, “Terbiyesiz terbiyesizliğini bırakmaz… Bir tanesi Kızılay çadırları nerde diyor. Kızılay her gün 2.5 milyon kişiye yemek veriyor. Böyle vicdansızlık olur mu?” şeklinde konuştu.

Yahu her gün televizyon kanallarının hepsi gösteriyor. Asker de Kızılay da AFAD gibi kuruluşlar da kurtarmacı Madenciler dahil yüzlerce gönüllü vatandaşla birlikte orada harıl harıl çalışıyorlar. Canlarını hiçe sayan bu insanlara sadece teşekkür edilir.

Ama insanda vicdan yoksa, haysiyetten eser kalmamışsa, siyasî ikbal uğruna her türlü rezil iftirayı atabiliyorsa, yalancıysa bunu yapmaz, hattâ bay Kemal gibi türlü rezil yalanlar söyler.

Çok güzel bir sözdür: “Kork ondan ki korkmaz Allah’tan…”

Bunlar Allah’tan korkmuyor, kultan utanmıyorlar.

Bunların mesleği olmuş rezillik, keppazelik.

Bir boks maçında taraflar birbirlerine acımasızca yumruk atarlar. Ağızları burunları Çarşamba pazarına döner. Yine de maç bitince sarılır, mağlup olan galib geleni tebrik eder.

Bu nasıl bir hazımsızlıktır?

Çıktılar yenildiler, çıktılar yenildiler tam sekiz defa üst üste yenildiler ama hálâ kuyruğu dik tutma peşindeler. Ve işin kötüsü bunu dahi beceremiyor lâ’net olasıcalar.

Halkın acılarına saygı gösterin bari değil mi?

Ne gezer? Zerre miskal vicdanları olsa hiç değilse susarlar yahu…

Her zaman söyledim, tekrar edeyim. Türkiye’nin en büyük talihsizliği adam gibi bir muhalefetin olmayışıdır.

Demokrasi en güzel şekilde uygulandığında bile zaafları olan bir sistem. Bu zaaflardan biri de böylelerinin anında icabına bakılamayışı, halkın sandıkta gereğini yapmasını beklemek.

CHP ve HDP gibi siyasî parti kılığındaki mel’ânet yuvaları Türkiye’nin baş belâsı olmuşlardır. Sistem bozuk, işleyişi bozuk binaen’aleyh bunlara hiçbir şey yapılamıyor!.

Meydanı boş bulmuş kusup duruyorlar. Alenen dinimize düşmanlar. Alenen tüm değerlerimize cephe almışlar. Kin ve öfkelerine dikkatlice bakılırsa bunlar bu millete düşmanlar aslında.

Yàni dış düşmana hacet yok. İçimizdeki mel’ûnlar yetiyor. Baksanıza depremde Yunanistan dahil Türkiye’ye her türlü yardımı yaparken bunlar en rezil en şerefsiz ve namussuz saldırılarına devam ettiler.

Allah bunları kahretsin, yok etsin. Amin. 24.02.2023

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER