Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Said Paşazade / Araştırmacı yazar

Bebek Sahilinde sex

“Ne lazım lâf-ı da’vâ-yı enâniyyet âkıle / Herkesin mâdûnu, mâfevki var kafile kafile” demiş şair. Demiş de derler ki, bu mısraların da geçtiği şiirin bilmem kaçıncı beytinde de herkesin onun nazmına hayran kaldığını da yazmış. Yàni kendi kendini methetmiş şair!.

Bahsettiğimiz şair, Âlî Mustafa Efendi, (Gelibolulu Mustafa Âlî olarak da anılır) Osmanlı tarihçisi, şair, çok yönlü ve hayli zengin sayıda eser vermiş bir müelliftir. Yàni öyle sıradan basit biri de değil.

“Bârekallah zehî güzîde makāl / Her sözü sükker-i akîde-misâl” beyti onundur. “Maşallah, Allah mübarek etsin, ne güzel söz, ne güzel konuşma, Her sözü akide şekeri misâli tatlı, latif” demek istiyor bugünkü fakir lisánla. Ve muhtemelen bir ihsan, bir mevki verilmesi için yüksek bir mevkiye sesleniyor…

Müthiş üretken (velud) bir yazar, tarihçi, içtimâî hayata dair fevkalâde isabetli fikirlere sahip böyle bir insanın hırsıyla hep mevki makam peşinde koşması ne üzücü bir hal. İbret almak için bahsettim, Allah rahmet eylesin.

Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi’nde hayatını okuyun hak vereceksiniz. Böyle insànlar belki sabredip bekleseler kendilerine arzu ettiklerinden daha iyi makamlar bile verilebilecekti. Sabır büyük haslet.

Fakat madalyonun öteki yüzüne de bakmalı. Böyleleri olduğu gibi, kimi zaman da ehil, liyakat sahibi kişilere hak ettikleri mevki verilmez, çapulcunun biri tayin edilir. Hikmet-i ricâl-i devlet…

Günümüzde durum pek farklı değil: Kendimi Ziyâ Paşa zannedip bu hal-i pür melâlimizi nazma dökmek istedim: “Nice ehl-i hüner beklerken kapıda, / alınır da bir ahmak herif huzura… / Daha besmele çekmeden yıkar perdeyi / eyler viran heryeri, nádim olur ona kapıyı açan da…”

Muhterem okurlarım, mevki ve makamlara ehil, liyakat sahibi kişiler oturmazsa o mevki ve makamlar istismar edilir, millet için hayırlı işler yerine fitne, fesat ve dahi türlü rezalet zuhur eder.

Son hadiseyi biliyorsunuz. İstanbul, Bebek sahilinde bazı onun bunun çocukları halkın içinde sex yapmışlar açıkta ve alenen… Şimdi sosyal medya bu hadise ile yıkılıyor. Anadan üryan güneşlenen bir manyak ve biraz ötede bu reziller cinsel ilişkiye giriyor!..

Muhterem okurlarım, malûmâlileri Fransa’da bizdekinden çok daha açık insanlar yaşar. Cinsellikteki özgürlük (!) ifrat derecesine yakındır. Fakat orada bile bir halk plajında yahut şehrin en mutena semtinin bir sahilinde açıkta sex yapılamaz, yapan olursa iyi bir ceza alır, hapsi boylar. Akıl hastası ise o daha fena akıl hastahanesine alınır ve şok verilir.

«Hayásızca işler» kapsamındaki suçlarda 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası yeterli değildir. En az beş yıl olmalıdır. Aksi halde meselâ halk bunları linç eder, öldürürse durum daha vahim olmaz mı?

Cinsellik eğitimi verilmeyen, evlenmede zorluk çeken ve ahlâk kriterleri kendilerine güzelce anlatılamayan gençler evlilik dışı ilişkilere yöneldiler.  Bu yönelişle birlikte nikâh dışı (gayr-ı meşru) ilişki sonucunda babasız piçler türedi. Onların gidişatı baştan kötüdür zaten.. Ve adamsendecilik vaziyeti bugünkü hale getirdi. Zinâyı (kanunen) suç olmaktan çıkardığımızı da unutmayalım.

Muhterem okurlarım, Cinsellik eğitimi dedim ya, bazı dangalaklar tersinden anlayabilir diye biraz izah edelim:

Bir İslâm toplumunda, cinsellik eğitimi âilede başlar. Çocuklar ergenlik çağına gelince evin büyükleri (öncelikle nineler, dedeler, onlar yoksa anne ve babası) temel bazı ihtiyaçlarını öğretir, meselâ nasıl gusl edeceklerini, temizleneceklerini izah ederler. Herşeyden evvel bu cinsellik belirtilerinin bir suç olmadığı, fıtratımızın icabı olduğu güzelce anlatılır.

Hiç unutmam ilk defa ihtilam olduğumda (bize dinimizi öğreten ilk muallimimiz olan) nenemin yanına gitmiş, “anneanne ben rü’yâmda kötü şeyler gördüm, uyandığımda da böyle böyle olmuştu” deyince merhum tebessüm etmiş ve bana bunun gayet tabiî olduğu ve artık çocukluktan çıktığımı bir güzel anlatmış, gusl abdesti için de bildiğini anlattıktan sonra ilmihalden de güzelce okumamı salık vermişti.

Cinsellik eğitimi âilede başlar ve camide, okulda devam eder. Lâkin nerede bulacaksın o imamları, o öğretmenleri… Evet, İmamlar da cinsellik eğitimi verir aslında. Bunu hem cemaate hem özelde kendilerine nikâh duâsı için gelen çiftlere yaparlar. Evlilik ilişkisinde neyin haram, neyin helâl olduğu kısa ve üstü kapalı ifadelerle anlatılır. Cemaate ve hasseten gençlere de bu türden bilgiler arada verilir, fuhuşun ne olduğu, zinâ denilen günahın neden büyük olduğu bir güzel anlatılır.

Günümüzde bir imam bu şekilde vazifesini güzelce yapsa adamı tefe koyar linç dahi ederler. Lâ’net bir devirde yaşadığımız için Bebek sahilinde olan şey beni fazla şaşırtmadı. Şaşırdığım tek şey, toplumun geldiği nokta oldu. Bu reziller oracıkta nasıl olmuş da linç edilmemişlerdi? Hiç mi námûs sahibi erkek, babayiğit genç yoktu civarda. Yazık, çok yazık… 01.06.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER