Nöbetçi Eczaneler
Biden Erdoğan Masası
Eski dünyada Amerika, çizdiği yol haritası üzerinden Türkiye’yi vagon misali arkasından sürükler, bugünkü PKK’dan daha düşük bir prestijle nazarı itibara alırdı.
Karşılığında süt tozu ve hek’e ayrılacak silahları verir; mühimmat satışı ile bütçesini dengeler, silâhları ABD’nin gösterdiği hedef dışında kullanamazdık.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Liderler Zirvesi’nin 14 Haziran’da Brüksel’de düzenleneceğini duyurdu.[1]
Bu zirve; NATO’nun kuruluşuna eşdeğer bir zirve!
Gücünü konsolide edemeyen, itibardan yoksun Amerika’nın güçlendirilmiş Nato bünyesinde alınacak kararlarla 2030 ve sonrası için global dengeleri yeniden düzenleme zirvesi.
R T Erdoğan zirve öncesi şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye, NATO ülkeleri arasında ilk 5’te yerini alan güçlü bir ülke. Türkiye-ABD arasındaki ilişkileri Sayın Biden ile ele alma imkânımız olacak.”[2]
Ne Amerika ne Türkiye sahada yapıcı bir dil kullanmıyor.
Amerika Türkiye’yi kuşatmaya devam ederken, Türkiye de kuşatmayı kırmak için tedbirlerini artırmaya devam ediyor.
Amerika, bütün gayreti ile PKK ve Erbil’i birleştirme gayreti içinde.[3]
Her iki tarafa Kürt’sünüz birbirinize vurmayın, bölgeye karşı daha güçlü olun mesajı veriyor.
Bu gerçekleşirse Suriye ile Kuzey Irak parçası birleştirilip kanton bir devlet oluşturulacak.
Diğer taraftan, Bağdat yönetimi PKK ile iç içe olmak istemiyor.
Fakat Bağdat irade koyamıyor!
Bağdat tamamen Tahran kokuyor.
İran Bağdat’a, Ankara’yı topraklarınızdan kovun diyor.
Geçmişte Irak yönetimi; Türkiye’ye, topraklarımızı terk edin notası vermiş fakat nazarı itibara alınmamıştı.
Bağdat arada bir böyle komik işler yapabiliyor!
İran istiyor ki, Türkiye Amerika’yı öfkelendirsin ve karşı karşıya gelsin.
Bölgede; İran-Amerika çatışması yerine, Türkiye- Amerika çatışması olsun istiyor.
Bu durum İran’ın bölgede en fazla arzu ettiği stratejidir.
Amerika bu karşılaşmayı istediği zaman başlatabilir, Ankara da bundan geri durmaz.
Amerika, bu coğrafyada Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemiyor!
En azından şimdilik!
Amerika, Türkiye’den alacağı yaralarla derbi karşılaşmalarına girmek istemez.
NATO zirvesi belirleyici olacaktır.
Zirve öncesi; TSK ve MİT, Erbil Havalimanında bölgede istikrarsızlık planlayan Avrupa pasaportlu üç önemli PKK mensubunu göz altına aldı.[4]
Bu günlerde Peşmerge, PKK’ya açıkça savaş ilan etmiş durumda.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, başkent Bağdat’ta Irak Başbakanı Mustafa Kâzimi ile bir araya geldi.[5]
Bölgede İngiltere, ABD’den bağımsız hareket eder durumda.
Özellikle, Basra ve Irak petrolleri öteden beri İngiltere’nin ilgi duyduğu bir alan.
İngiltere, Türkiye’nin de desteklediği Erbil ile Bağdat arasındaki Sincar bölgesinin PKK’dan arındırılma anlaşmasını destekliyor.
İngiltere, bu bölgede kendi oyununu kurmak istiyor!
Amerika da İngiltere de bölgede partnersiz yürüyemez.
Doğu Akdeniz’de de İngiltere ABD ile birlikte hareket etmiyor.
İngiltere bu bölgede; PKK’yı görmek istemediği gibi, Londra’da PKK’ya nefes aldırmıyor ve para kanallarını soruşturmaya tabi tutuyor.
İngiltere, ABD’nin Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e uzatmak istediği bir Kürt koridorundan da hoşlanmıyor.
Kuzey Irak Kürt Yönetiminin Amerika destekli girmiş olduğu vakî referandum denemesinde kafa üstü yere çakılmasının ardından İngiltere ile yürüme isteği ve arzuları öne çıkıyor.
Amerika ve İngiltere; Rusya, İran, Irak, Suriye, Kafkasya, Afganistan ve Çin ile ilgili Problemler için kendilerini birlikte çalışmak zorunda hissedebilirler.
Brüksel’de; 14 Haziran’da, Biden’in yapacağı görüşmelerden üç tanesi yeni NATO ve global güç dengeleri bakımından taşıyıcı sütunları ortaya koyacaktır.
1-)Biden-Boris Johnson görüşmesi.( ABD-İngiltere)
2-)Biden-R T Erdoğan görüşmesi. (ABD-Türkiye)
3-)Biden -Vladimir Putin görüşmesi. (ABD-Rusya)
Bu ülkeler, Avrupa ana kara kıyısındaki üç ülke olup aynı zamanda Avrupa aktif sistematiği dışında bulunan ülkelerdir.
Avrupa ana karası, Amerika için cepte keklik kabul edilen garanti kapsamındadır.
ABD’nin Çin ile tutuştuğu bilek güreşinde İngiltere vazgeçilmez olmakla birlikte, Türkiye’nin de elden çıkarılmasının ikamesi yoktur.
Türkiye’nin kaybedilmesi durumunda Rusya’nın da elde tutulması mümkün olmayacak, Amerika için korkulu rüya olan Çin, Rusya, İran, Hindistan ve Türkiye bloğu muhtemel olacaktır.
Zirve öncesi sorunlar yumağı haline gelmiş Türkiye-Amerika ilişkilerinde diplomasi marifeti ile sürdürülebilir yeni bir yol açılabilir mi?
Bence mümkündür.
The Wall Street Journal’da Biden ve Erdoğan arasında 14 Haziran’da gerçekleşecek görüşme öncesi Walter Russel Mead imzalı, “Bu, dedenizin dönemindeki Türkiye değil.” başlıklı bir analiz kaleme alındı.[6]
Mead, “Başkan Biden, Erdoğan’la görüşmeden önce bu önemli ilişki ile ilgili yeni bir düşünce biçimi geliştirmeli.” ifadesini kullandı.
Bugün, Türk -İran sınırı karasal olarak NATO -Çin sınırı konumundadır.
Amerika’nın Türkiye’den vazgeçmesi; Ortadoğu’dan, Kafkasya’dan, Türki coğrafyasından, Afganistan’dan ve Müslüman coğrafyadan vazgeçmesi anlamı taşır.
Bütün bu sorunlara rağmen Amerika, NATO ve Türkiye ilişkilerini sürdürülebilir pozisyonda tutacaktır.
Saygılarımla.
Kaynakça.
1-)https://www.haberturk.com/nato-zirvesi-14-haziran-da-bruksel-de-duzenlenecek-3047819
2-)https://www.trthaber.com/haber/cumhurbaskanı-erdogan-nato-zirvesinde-biden-ile-bir-araya-gelecek-587867.html
3-)https://soundcloud.com/tvnet/10-haziran-2021-akil-odasi-pasifikte-deniz-savaslari-mi-basliyor
4-) https://www.sondakika.com/haber/haber-ikby-pkk-nin-avrupa-vatandaslari-uzerinden-bolgede-14193109/
5-)https://www.basnews.com/tr/babat/693983/İgt-Irak ziyareti.
6-)https://t24.com.tr/haber/wsj-den-biden-erdogan-gorusmesi
YORUMLAR