“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”
Bundan yaklaşık 4 yıl önce (15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden 6 ay sonra) İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun terör ve terörizm ile mücadele ile ilgili bir konuşmasına şahitlik etmiştim. Millete seslenirken her zamanki gibi kendine has üslubu ile titizlikle seçtiği sözcükleri bir araya getirerek konuşan Sayın Soylu’nun söz konusu Vatan, Millet, Bayrak, Şehit olunca öyle bir haykırışı vardı ki hainlerin inleri inledi o gür sesinden. Şehit geçen her cümlenin sonrasında yaşadığı hüznü ve üzüntüyü yanında bulunan şehidimin annesine, babasına, kardeşine sarılarak akan göz yaşları o kadar içten, o kadar samimi ki insan olmanın ya görünen yada içinde saklı bıraktığı görünmeyen gizli tarafını- gösterdiğine şahitlik ediyoruz o an bir nevi. Hainlere olan öfkenin hıncını bazen yumruklarını sıkarak, bazen hainlere meydan okuyan haykırışı ile; bakmışsınız ki Kato Dağı’nın zirvesinde, Cudi Dağı’nda bir mevzide yada Hakkari Aktütün Karakolu’nda şanlı güvenlik güçlerimiz ile birlikte, yan yana, omuz omuza görüyoruz, duyuyoruz. Başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere tüm Türkiye’yi karış karış gezerek; sel, deprem, yangın her türlü doğal afette milletin yanında olup dertlerine derman olmuş, tez elden yaralarını sarmıştır. Bebek katili PKK terör örgütüne meydan okuyarak devrim yapan cesur Diyarbakır Annelerinin evlatlarına kavuşmaları için tüm imkânları seferber etmiş ve Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanı olan PKK terör örgütüne ve “Biz sırtımızı Kandil’e dayadık” diyen siyasi uzantılarına büyük darbeler vurarak bu kirli ellerden onlarca kandırılmış çocukların kurtulmasına vesile olmuş ve bu çocukların ailelerine kavuşmasını sağlamıştır.
“Sözü süz de söyle, gönlü bulandırmasın. Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın. Sözü yüze söyle, gıybet olup utandırmasın.” (Şems-i Tebrizi)
İçişleri Bakanı olarak göreve başladığı ilk günlerde yaptığı bir konuşmada “Çocuklara Kandil’de taciz yapıldığını açıklayan Bakan Soylu, ” Yüksekova’da bir anne kolumu tuttu. ‘Sen devletin adamısın, güçlü bir adamsın, benim 13 yaşımdaki kızımı benden almak istediler’ dedi. 13-14 yaşındaki kızları Kandil’e götürüp, annelerinin sevgisinden uzaklaştırıyorlar. Ben de bir babayım. 13 yaşındaki çocuğun yeri anasının kucağıdır. Eğer bu ülkede bundan sonra bu çocukları alıp dağa götürüp, bu çocukları orada taciz yaparlarsa içişleri bakanlığı bana haram olsun. Bunlar o kadar ahlaksız ki, alçak ki, Kandil’deki itlerden bahsediyorum. Bunlar oraya kız çocuklarını getiriyorlar. Kız çocuklarına pantolonu şöyle giyeceksin, etekliği böyle giyeceksin diye, o 50 yaşındaki 60 yaşındaki iğrenç adamlar taciz yapıyorlar. Eğer bunları onların yanlarına bırakırsak biz de adam değiliz” diyerek terör örgütüne meydan okumuştu. Koca yürekli adam dediğini yaptı ve terör örgütünü yurt içinde bitirme noktasına getirdi. Bahse konu olan katil sürülerinin sözde liderleri şimdilerde sınır ötesinde inlerinde güneşe hasret yaşamaktalar. Nasıl da özlemişiz güven veren, yürekli bu insanı. Nasıl da özlemişiz hakkını vererek çalışan, bu millet için gecesini gündüzüne katan bu insanı. Buradan hareketle, yurdumuzun her hangi bir noktasındaki sızı, bizim de canımızı acıtıyor. Kim olursa olsun, kaybedilen her can, bizim canımızdır. Son 40 yılda PKK terör örgütü güzel ülkemde 40.000 can -dile kolay, 40.000 can- aldı. Yıllardır devam eden terör belasının bir an evvel bitirilmesi, yaşanan acıların artık son bulması için gecesini gündüzüne katan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yol arkadaşlığı yapan Sayın Süleyman Soylu; asırlar boyu aynı inancı paylaşmış, küffara karşı omuz omuza çarpışarak, bu toprakları bize vatan yapmış, etle tırnak misali birbirine geçmiş, birbirinin dertleriyle, sevinçleriyle hemhal olmuş bu milletin kardeşliği, birliği ve dirliği için çalışmaktadır. Yaptığı hizmetlerle aziz milletimizin gönlünde taht kuran bir yiğit adam olan Süleyman Soylu bu güne bakıldığında soysuzların ve vatan hainlerinin hedefi haline gelmiştir. Ama şunu biliyoruz ki soysuzlar ne yaparsa yapsın, erdemli, cesur ve fedakâr SOYLU, her türlü zorluk ve imkânsızlık karşısında yılmadan, ateşten gömlek giyerek başladığı bu mücadelesini sürdürecektir. Yaşamı boyunca bu zorluklar hiçbir zaman kendisini yıldırmadı. Aksine, inandığı bayrak, vatan, millet davası uğruna verdiği mücadelenin ateşini daha da körükledi ve bu günlere gelmesini sağladı. Bu zor günlerde, taşın altına sadece elini değil yüreğini, bütün vücudunu hatta ve hata sevdiklerini, ailesini ortaya koymuştur. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir program da ‘Sabahları oğlu ve kızının öldürüleceğini düşünerek evden çıktığını ve bu düşünceye kendini alıştırdığını söyledi. Şartlar ne olursa olsun terör örgütleriyle mücadelelerinin devam edeceğini asla hiçbir terör örgütüne taviz vermeyeceğini’ kendisi ifade etmişti.
“Kim demiş her şeyin bitişi ölüm
Destanlar yayılır mezarımızdan.”
İnandığı değerler uğruna her şeyi göze alan Sayın Bakanı hedeflerine alanların geçmişte ve günümüzde kimlerin arka bahçesi ve kimlerin adamları olduklarını hep birlikte yaşadık, gördük ve halen de yaşıyoruz. Ey kimi ruhunu, kimi bedenini, kimi kalemini başkalarına teslim edenler, üç maymunu oynayıp hiçbir şey bilmiyorsanız, hiçbir şey görmüyorsanız kendinize bir bakın, yaptıklarınıza ve yapmadıklarınıza… O zaman anlarsınız Soylu’nun ne olduğunu. Bakın, üstat Necip Fazıl Kısakürek, ne güzel söylemiş:
“Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın”
Vatan sevdalılarının hayatı inişli çıkışlı bir destandır. Ne ömrümüzün inişlerine aldırdık, ne de çıkışlarına önem verdik. Koca yürekli adam, korkusuzca girdiği kavgalardan terörü, eşkıyayı, haini, çıyanları heybetiyle kovan. Çilenin ablukasından alnı açık, başı dik çıkan. Bölücülük yapan satılmış hainlere restini çeken, yorulmak bilmeyen zırhlı bedeniyle, tırnaklarıyla hayatın kalbine tutunmuş, kimseye eyvallah etmeyen, minnetsiz adam, yürüdüğünde yeri titreten, kıymet bilen, devletimizin, milletimizin sevdalısı olan koca yürekli adam; Allah şahit hep yanındayız canımızla, kanımızla… Çünkü biz, bebek katili PKK terör örgütünün yıllardır yaptığı zulmü ve bizlere yaşattığı zorlukları, acıları hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Tüm terör örgütlerinden kurtulma hedeflerimizi Yüce Rabbimin izniyle sizlerle birlikte, hep birlikte gerçekleştireceğiz.
“Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey Kahpe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!”
Türkiye’nin yiğit, koca yürekli evladı, adam gibi adam Süleyman Soylu Bakanımıza selamlar olsun!
Dr. İmbat MUĞLU
YORUMLAR