TBMM ringinden canlı yayın… “Vekillerimiz bütçeyi ayarlıyor!.”
Whatsapp üzerinden sormuştu arkadaşım, “nedir bu kavga, yakışıyor mu koskoca kerli ferli adamlara, bunlar nasıl vekil olmuşlar?” diye…
Aramızda şöyle bir whatsapp muhâveresi (karşılıklı konuşma, mükâleme, diyalog) geçti:
− Zor be, koskoca Türkiye’nin bütçesini ayarlıyorlar…
− Nasıl ayarlıyorlar?
− Nasıl olacak canım, gardlarını alarak…
Arkadaşım gülücük emojisi koydu, Kemal müdürün kavgayı başlatan sözünü yazdı ve hálâ hiddeti geçmemiş olacak ki, şöyle devam etti:
− Yahu bunlar boksör mü? Neden adam gibi konuşmuyor, birbirlerine müsaade etmek yerine dövüşmek için gardını alıyor?
− Evet haklısın tàbîî, ama bu kavgacı vekiller bildiğin ring boksörleri değil, o lafım trajikomik bir nükte idi. Bunlar bok-sör, anlarsın ya…
− Anladım ve aynen katılıyorum Ercan. Yàni biz bunları seçmişiz ve büyük bir mokyiyenlik yapmışız…
− Ben de sizi çok iyi anlıyor ve bu tesbitinize yürekten katılıyorum.
Dünyanın bütün parlamentolarında fikir ayrılıkları yüzünden tansiyon yükselebiliyor, hakarete, hattâ yumruk/tekme birbirine girmeye kadar varan tartışmalar da yaşanabiliyor.
Ukrayna, Tayvan, Çin (Hong Kok), Ürdün, Ermenistan belki araştırırsak daha hangi ülkelerden misâlleri var. Yàni kimse “bizdeki olaylar dünyanın hiçbir parlamentosunda olmuyor” diyemez.
Buna mukabil hiç kimse de “bu normaldir, fikrini kimi zaman yumrukla savunmalısın, hattâ bu yumruklaşanlar partilerinin kahramanlarıdır” falan diye de konuşamaz, konuşursa ahmaktır.
Esasen tüm fiziki şiddet içeren kavgalarda “nadiren bir taraf” mâsum olabilir.. Çoğu kez iki taraf da suçlu, kabahatlidir.
Ölümle de sonuçlanabilir basit görünen bir yumruklaşma. Netekim dünkü kavgada taraflardan biri yoğun bakımlık olmuş.
Adam aldığı darbeden çok, geçirdiği psikolojik travmadan yıkılmış. Sayın vekilin kalp ritmi bozulmuş. Durumu fark eden hekimler hemen hastaneye kaldırıp yoğun bakıma almışlar, şu anda durumu iyiymiş.
Sokakta rastgele iki vatandaş arasında olsa bu adam büyük ihtimalle ölebilir, yumruğu atan da katil olabilirdi…
Müslümanlar için söylüyorum: Dikkat!.
İslâm inancında bir kavgada maktul yàni öldürülen veya katil olmanız ahir akıbetiniz için farketmiyor…
Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), “İki Müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir” buyurmuşlardı. Yàni Müslümanlar arasında bir kavga olur ve taraflardan biri ölürse, kavga edenlerin ikisi de aynı suçu işlemiş olur!.
Hadîs-i şerîf’in tafsilatını (hadis kitaplarından) okursunuz. (Verdiğim link, tembeller için. Kaynak: Buhârî, Îmân 22 ve diğer hadis külliyatları, sahih)
Okuyacağınız tafsilatın mühim kısmı şu: Her iki tarafın, yàni öldürülenin de suçlu ve ahirette cehennemlik olma sebebi, Peygamberimizce şöyle izah edilmiş ashaba: “O da öbürünü öldürmek istiyordu…”
Şimdi bazı kabak kafalı herifler buradan “bir gâvurla kavga ediyor ve onu öldürmüşsek suç olmaz” gibi bir hüküm çıkarmasınlar.
Geçmişte sol-sağ kavgalarında bu çok yapıldı. Birincisi sen kimin gâvur olduğunu bilemezsin. Müftü değilsin, adam da bunu ikrar etmemiş. İkincisi İslâm şeriatında devlet varken kimse kimseyi keyfe má yeşâ öldüremez. Katl (küfre yakın) en büyük günahtır velev ki kendini öldür (intihar et).
Hem “Komünist gâvurun tekidir, öldürülmeli…” denilen nice abdestli namazlı Müslüman genç öldürülmedi mi geçmişte? Kavgacı her iki vekil de çok iyi bilir, zira o gelenekten geliyorlar… 07.12.2022
YORUMLAR