Bıyık bırakılacak, bırak…

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 81 şehrin emniyet müdürleri ile bir araya gelmiş. Personel İstişare Toplantısı’nda polislere “Bıyık bırakma serbestisi” sözü vermiş.

Askerin de polisin de bırakın bıyıkları, sakal dahi bırakabildiği Belçika gibi ülkeler bize münasip yeriyle gülüyorlardır şimdi.

Tá M. Kemal zamanından buyana kılık kıyafetimize ve dahi her şeyimize müdahale edilmek medeniyetsizliğine mâruz kaldık.

Bin yıllık öz Türkçe yazımızı ortadan kaldırmak kesmedi, kılık kıyafetimizi de Judeo/Grek Batı kıyafetlerine inkılâb ettiler. Birden çağ atladık, gelir seviyemiz zirve yaptı, halkın yüzde yüzü okur yazar oldu…

Akledemiyor musunuz hálâ? Bu beyinsizliklerle sadece câhil bırakıldık, tarihimizden koptuk, maymunlar gibi taklitçi olduk, en büyük değerimiz olan dinimizden de (esasta) koparılmış olduk.

Hálâ dinimizi güncellemek derdindeler. Hem de bizden olanlar. Oysa din güncellenmez, o Allah’ın emridir, uygulaması da Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) öğrettiği şekildedir.

Bu dini değiştirmeye kendi kafalarına göre güncellemeye kalkanlar en hafif tâbirle münafıklardır.

Bıyık serbest. Lutfettiniz, teşekkürler.

Bıyık nedir? Sakal nedir bilir misiniz?

Esasen Peygamberimizin (salat’u selâm olsun ona) sünnetinde sakal bırakmak vardır. Sakal bırakmak ise bir tutama kadar uzatmak ve bıyıkları kısaltmak şeklindedir. Bugün tarikatlerde dahi bu yanlış yapılıyor. Bıyıkları kazıyorlar. Oysa sünnet kazımak değil, kısaltmaktır.

Hattâ Peygamberimiz bıyıkları pala bıyık denilen şekile kadar uzatmaya da savaşlarda düşmana daha ürkütücü görünmek maksadıyla serbest kılmıştı. Hz. Ali’nin (kerremallahü veche) gazveler öncesinde bıyıklarını böyle uzattığı rivâyet  edilir.

Bizi hepten maymuna çevirmişler. Kadınlarının baskısıyla bıyıklarını kesiyor bazıları. Erkekliğin şanından olan bıyıkları kesmek… Ne ayıp şey.

Üniformalı polislerimiz bıyık bırakacaklarsa, yazılı izin de alacaklar ve talimatlara göre bırakacaklar bıyıklarını. Öyle canı isteyen kaytan, canı çeken pala bıyık bırakamayacak yàni.

Muhterem okurlarım bu sakal ve bıyık işi uzundur. Türkiye’de bıyık üzerine müstakil bir makale yazmış belki tek kişiyimdir ama kısa keseyim.

Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal diye bir sözümüz var.

Bence zırt pırt hiçbir yere tükürmeyin ve hem bıyıklarınızı hem sakalınızı bırakın. Sakal bırakamayanlar bari erkekliğin şanından olan bıyıklarını kesmesin.

Bazıları “sakal bırakırsam ona layık olmam lazım” diye sakal bırakmıyor. Yok öyle bir şart.

Sen Müslüman olarak vazifelerini zaten aksatmadan yapmıyor isen matruş suratlı olmak mı seni kurtaracak?

Aslında bunlar haksız da değiller tamamen. Bazıları sakallı bir Müslüman hata yaptığında, günah işlediğinde “sakalından utan be adam” derler hemen. Ne garip şey.

Ayol niye sakalından utansın, her sakallı eşhâs-ı kirâm, evliyâ-u kiramdan mı sanki?

Hem papazın da hahamın da sakalı var. Keçi sakallı olan, üstüne üstlük; entel görünmek için bir de saçlarını arkada toplayıp toka takan da var.

Sakaldan utanacağına Müslümanlığından utansın adam. Doğrusu bu. Ar, hayá büyük hadisedir. Utanacağımız en büyük şey gönüllü kölelik.

Bak yirmi yıldır iktidardayız hálâ bir 5816’yı bile kaldıramadık…

Âr’un aleyküm. 30.12.2022