Dünyada yaşanan bölgesel ve küresel krizler konusunda Türkiye’nin oynamış olduğu rolü kimse inkar edemez. Türkiye artık Doğu ve Batı arasında vazgeçilmez bir köprü olduğunu bütün dünyaya tescil ettirmiştir. Türkiye’nin Doğu ve Batı arasında ve uluslararası arenada fiziki anlamda jeopolitik ve stratejik önemi olduğu kadar küresel anlamda da siyasi, askeri ve ekonomik önemi vardır. Türkiye, bölgesel ve küresel sorunların çözümündeki başarısı ile bütün dünyanın dikkatini çekmiştir. Zaten bu konularda son birkaç yıldır yapmış olduğu icraatlar neticesinde kendisin bütün dünyaya kabul ettirmiştir.
24 Şubat 2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik krizleri sonuçlandırabilmek için ciddi adım atan tek ülkenin Türkiye olduğu artık tartışılmaz bir gerçek olduğu bütün dünya tarafından kabul edilmiştir. Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasındaki yürütmüş olduğu dengeli, tarafsız ve istikrarlı dış politikası ve barışçıl girişimleri olumlu sonuçlar vermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapmış olduğu üst düzey görüşmeler, Rusya-Türkiye ilişkileri açısından çok önemliydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile gerçekleştirmiş olduğu ikili zirvede, bölgesel ve küresel kriz haline gelen Ukrayna-Rusya Savaşı ve Avrupa’nın şu an yaşamış olduğu enerji krizinin çözümü masaya yatırılmıştı. Zirve sonucunda çıkan sonuç olumlu ve umut vericiydi. Çünkü her iki sorunun çözümünde mutabakata varılmıştı.
Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonuçlanması için ev sahipliği yapabileceği konusundaki arabuluculuk teklifine Rusya’nın sıcak bakmasını önemli bir adım olarak kabul edebiliriz. Ayrıca Avrupa’nın şu anda yaşamış olduğu enerji krizinin çözümü konusunda da Putin’in “Türkiye’de Avrupa için büyük bir Doğal Gaz merkezi kurulabilir” önerisi de bir o kadar önemliydi. Umut ederiz ki Astana görüşmeleri, dünyada barışın sağlanması, bölgesel ve küresel krizlerin çözülmesine vesile olur.
Türkiye’nin bölgesel ve küresel arenadaki konumunu Rusya adına en iyi anlatanlardan birisi Rusya Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan siyaset bilimci ve Türkolog Prof.Dr. Vladimir Avatkov “Türkiye’nin kendisi başlı başına ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak bir merkez. Tüm ihtişamıyla Batı’nın baskısına dayanıyor ve boyun eğmiyor”. Atavkov’un bu sözleri zaten her şeyi izah etmekte. Aynı şekilde birçok batılı lider, siyasetçi ve akademisyen de Türkiye’nin bölgesel ve küresel sorunların çözümü konusunda oynamış olduğu rolün önemine binaen sözler sarfetmiştir. Maalesef bütün bu GERÇEKLER, Türkiye’deki muhalefet liderleri ve onları destekleyen medya mensupları, siyaset bilimcileri ve akademisyenler tarafından kabul görmüyor!..
Türkiye’nin dünyayı kasıp-kavuran tahıl krizinin çözümü ve Rusya-Ukrayna arasında karşılıklı esir takasındaki başarısı ABD, bazı AB ülkeleri, Rusya ve daha birçok ülke tarafından takdirle karşılanırken, uluslararası (NATO, BM, ASTANA vs. gibi) kuruluşların zirve toplantılarında küresel sorunların çözümü konusunda önerilerinin dikkate alınması da bir o kadar ses getirirken, dünyadaki bütün ülkeler Türkiye’ye gıpta ile bakarken, MAALESEF kendi içindeki mihraklar bütün bu pozitif/olumlu gelişmelere at gözlüğü ile bakmayı tercih etmekte!.. Ne yazık ki dünyadaki bütün ülkeler Türkiye’nin başarılarını konuşurken kendi içindeki unsurların hazımsızlığına bir anlam veremiyoruz. Dünyadaki bütün ülkeler Türkiye’nin cesaretini, girişimlerini, adaletini, dengeli ve istikrarlı politikasını/siyasetini barışçı ve arabuluculuğunu, tarafsızlığını konuşurken maalesef kendi içindeki muhalif siyasi partiler, akademisyenler, medya mensupları, dış politika uzmanları vs. birçok taraf/grup inkar etmekteler. Bu konuda söyleyecek tek sözümüz var: GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ!..
YORUMLAR