Türkiye-Rusya arasındaki siyasi, ekonomik ve diğer uluslararası ilişkiler zaman zaman sekteye uğrasa da son yıllarda istikrarlı ve düzenli bir seviyeye gelerek çok iyi gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bu durumun yegane sebebi her iki ülkenin liderleri olan Erdoğan ve Putin’in yıllarca iktidarda kalmasının vermiş olduğu tecrübelerden kaynaklanmış olmasıdır. Soğuk savaş dönemlerinde Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya’nın aynı gücünü muhafaza etmesiyle ilgilidir. Ve Türkiye’nin son 20 yıl içinde siyasi, ekonomik, askeri, teknolojik vs. alanlarda büyümesinin Rusya ile ilişkilerinde büyük etkisi olmuştur.
Kırım işgali ile birlikte başlayan Rusya’ya yönelik tepkiler Ukrayna işgali ile devam etmiştir. Haklı veya haksız gerekçelerle BATI tarafından Rusya’nın asimile edilmesi, yalnız bırakılması, hedef tahtasına konulması küresel ölçekte ve uluslararası arenada çok büyük sorunlara yol açmıştır. Patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı küresel/uluslararası gıda/tahıl krizine yol açmıştır. Küresel gıda/tahıl krizinin/sorunun çözümü için 22 Temmuz 2022 yılında BM öncülüğünde Türkiye’nin arabuluculuğu ile Rusya, Türkiye, Ukrayna ve BM arasında İstanbul Tahıl Koridoru Anlaşması imzalanmıştı. Küresel gıda krizinin çözümünde Türkiye anahtar bir rol oynamıştı. Aynı zamanda çok yoksul durumdaki Afrika ülkelerine de bir umut kaynağı olmuştu.
Böylece dünyadaki gıda krizi geçici de olsa durdurulmuş olmakla birlikte Ukrayna ve Rusya tarım ürünleri Türkiye üzerinden dünya pazarına açılmış oldu. Hatta bu anlaşma birkaç kez Türkiye’nin arabuluculuğu ile uzatılmıştı. Tahıl Koridoru anlaşmasından bir yıl sonra Rusya’nın talepleri yerine getirilmemesi ve dağıtımdaki adaletsizlik Rusya’yı küplere bindirmişti. Rusya’ya göre BATI Rusya’yı aldatmış veya kandırmıştı. Ayrıca devam eden yaptırımlar Rusya’yı canından bezdirmişti. Bu durum ister-istemez Rusya’nın tepkisine yol açtı ve tek taraflı olarak tahıl koridoru anlaşması fesh etti.
Devam etmekte olan tahıl anlaşmasının Rusya tarafından tek taraflı fesh edilmesi ve tahıl anlaşmasının uzatılmayacağının açıklanması dünyada tahıl krizine yol açmıştı. Batı, Türkiye’nin arabulucu olarak tekrar devreye girmesi istedi. Türkiye tarafından zaten devam etmekte olan Rusya ve Ukrayna görüşmeleri bu sefer daha da bir yoğunluk kazanmıştı. Rusya görüşmeye Türkiye tarafından ikna edilmiş. Ve Putin-Erdoğan görüşmesi gündeme oturmuştu.
Öte yandan tahıl anlaşmasının sona ermesi ABD ve Avrupalarının iddia ettiği gibi küresel gıda pazarını fazla etkilememişti. Çünkü Ukrayna’nın dünya gıda/tahıl ihtiyacına katkısı yüzde 5’i geçmiyordu. Zaten gönderilen tahılın yüzde 70’i fakir ülkelere değil Avrupa ülkelerine gitmişti. Rusya’ya yönelik ambargoların ve yaptırımların devam etmesi Rusya’yı geri adım atmak zorunda bırakmış ve sürmekte olan Tahıl Koridoru Anlaşması’nı geçici de olsa tek taraflı sonlandırmasına yol açmıştı.
Bu arada ABD ve Avrupa ülkeleri de boş durmamıştı. Gıda/tahıl krizini çözebilmek için alternatif arayış yollarına gitmişti. Sözkonusu bu alternatif yollar, öneriler ve modeller tartışılmaya başlanmıştı.
Dünyaş yakında yapılacak olan Erdoğan-Putin zirvesine kitlenmişti. Türkiye ve Rusya arasındaki karşılıklı ikili görüşmeler sonuç vermiş ve zirve kesinleşmişti. Aynı zamanda tahıl ürünleri ihracatı önündeki engellerin ve devam etmekte olan ambargoların kaldırılması karşılığında anlaşmanın devam edebileceği konusunda Rusya tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeşil ışık yakılmıştı.
O yüzden BM, Rusya ve Türkiye arasında dondurulan Karadeniz Tahıl Girişimi’nin yeniden başlatılması, yeniden canlandırılarak kaldığı yerden devam etmesi zorunluluğu doğmuştu. Türkiye, dondurulan veya kilitlenen Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yeniden canlandırılması için harekete geçti. Türkiye ve Rusya arasında alt düzeyde bürokratik ikili görüşmeler başladı. Bu görüşmeler sonuç vermişti. Sonunda Türkiye Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında bir zirvenin/görüşmenin gerçekleşmesinde mutabık kalındı. Rusya’nın Karadeniz şehri Soçi’de iki ülke liderinin görüşmesine karar verildi. Nihayetinde Rusya’nın Soçi şehrinde iki ülke liderleri (Türkiye ve Rusya) ve heyetleri eşliğinde bu tarihi zirve görüşmesi gerçekleşti.
Zirve’de ele alınan konular arasında bölgesel ve küresel sorunlar vardı. Suriye, Güney Kafkasya, Libya ve Afrika’daki son gelişmeleri de masaya yatırıp değerlendirdildi. Putin’in 6 Afrika ülkesine yapılacak yardımın ön palana çıkmasını talep etmişti. Öte yandan Rusya’nın KKTC’de konsolosluk amaçlı ofis açmaya karar vermesi Türkiye açısından olumlu bir adım olarak kabul edilmişti.
Yapılan tarihi Soçi zirvesinde Türkiye-Rusya ilişkileri de masaya yatırıldı. Türkiye-Suriye arasında normalleşme süreci, Astana Formatı, Suriye konusu ve sığınmacılar, PKK/YPG ve Arap aşiretleri arasındaki çatışmalar mayaya yatırılan konular arasındaydı. Türkiye ve Rusya arasındaki icaretin lira ve ruble ile yapılması, enerji, turizm, ekonomi ve finans konuları, Türkiye’ye ucuz yakıt sevkiyatının devamı, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ve Sinop Nükleer Enerji Santrali konusunda atılacak adımlar da gündeme getirildi. Türkiye’nin teklif ettiği Trakya’da bir ‘hub’un gerçekleşmesi gündeme geldi. Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ticari hacmin 62 milyar dolardan 100 milyara çıkartılmasına karar verildi. Aynı şekilde 2022 yılında Rusya’dan Türkiye’ye gelen 5 milyon 230 bin Rus turistin 2023 yılında da canlılığını koruması, Türkiye ve Rusya arasında savunma sanayine yönelik yeni adımların atılması, Rusya tarafından teklif edilen Türkiye’de doğalgaz merkezinin kurulması gibi konular üzerinde duruldu.
Türkiye, küresel gıda/tahıl sorunun çözümü ile birlikte bölgede mevcut diğer sorunların da çözülmesi yönünde taleplerini iletti. Bölgede bir an önce refahın, istikrarın ve barışın sağlanması için ivedi bir şekilde yapıcı/kalıcı adımların atılması gerektiğini Rus muhataplarına ifade etti. Türkiye devam etmekte olan savaşın kazananı olamayacağı gibi barışın da kaybedeni olamaz diyerek sorunların çözümü için müzakerelerin devam etmesi gerektiğinin altını çizerek arabuluculuk konusunda Rusya ile ilişkilerini devam ettireceğini ifade etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Afrika’daki fakir ülkelere 1 milyon ton ücretsiz tahıl göndermek istediğini açıkladı. Türkiye de böylesi bir konuda seyirci kalmayacağını aksine üzerine düşen ne gerekirse yapacağını belirtti. Ayrıca Türkiye, Rusya’nın fakir Afrika ülkelerine yapacağı tahılın Türkiye’deki değirmenlerde un haline getirildikten sonra Afrika ülkelerine gönderilmesi önerisinde bulundu. Bu konuda Katar’ın da finans konusunda yardımcı olabileceği ifade edildi.
Putin, konuşmasında, Türkiye’nin arabuluculuğu konusunda Erdoğan’ın çabaları ile gelinen noktalar Ukrayna tarafından çöpe atıldığına değindi. Hatta arabuluculuk konusunda Çin ve bazı Afrika ülkelerinden de talep geldiğini de özellikle belirti.
Putin, tahıl koridoru anlaşmasının devam etmesi için şartlarını açıklarken, yaptırımlarının kaldırılmasını öncelikle istedi. Putin, tahıl koridoru anlaşmasının sona erdirilmesinin müsebbibi olarak Batı’yı adres gösterdi. Tahılın çoğunun fakir ülkelere gönderilmesi gerekirken Batı ülkelerine gitmesinden yakındı. Bu da apaçık Batı ve Ukrayna’nın söz verilen şartlara uymadıklarının göstergesi oluyordu. Putin rakam vererek Ukrayna’dan çıkan tahılın yüzde 44’nün Batı ülkelerine taşındığından dert yandı. Putin, Ukrayna’nın sadece bunlarla kalmadığını, Karadeniz limanlarından kalkan SİHA’lanya Karadeniz’deki boru hatlarına saldırı düzenlediğini re ifare etti.
Soçi zirve öncesi iki liderin yapmış oldukları açıklamalarda ana konulara dair bazı ipuçları ortaya çıkmıştı. Her iki lider de Türkiye’ye bir doğalgaz merkezinin açılmasından söz ederek ticari açıdan çok iyi gelişmeler yaşandığına vurgu yapmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca tahıl krizinin çözümünde Ukrayna yönetiminin yaklaşımlarının yumuşaması gerektiğinin altını çizerek Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’ye dolaylı da olsa mesaj göndermeyi ihmal etmemişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye ile olan ilişkilerde ekonomi başta olmak üzere siyasi, insanı, ticari, enerji ve turizm gibi konularda iyi gelişmeler yaşandığının altını çizdi.
Ayrıca her iki ülke (Rusya ve Türkiye) kendi aralarında yapacakları ticarette yerli para kullanacaklarını ifade ettiler.
Putin, Türkiye’de ilk nükleer santrali başlattıklarını ve 20 binin üzerinde uzmanın çalıştığına değindi. Doğalgaz konusunda partnerin Türkiye olduğunu, Türk Akım ve Mavi Akım’da 20 milyar metreküp doğal gaz aktarıldığını ifade ederek Türkiye üzerinde üçüncü bir ülkeye doğal gaz sevk etmek için bir merkezin kurulması gerektiğini sözlerine ekledi. Bu konuda da Gazprom ve BOTAŞ arasında uzlaşma sağlandığı da ayrıca ifade belirtmiştir.
Putin, tahıl koridoru anlaşmasına dönülebilmesi için yerine getirilmesi gereken şartları ve sebeplerini açıkladı. Hatta şartların sebeplerini açıklarken batılı ülkelerin üzerine düşeni yapmadıklarını, kendilerini kandırdıklarını söyledi. Çünkü tahılın yüzde 70’i AB ülkelerine gitmişti. Öte yandan anlaşmanın sona ermesi hiç de öyle beklenildiği gibi küresel krize yol açmamıştı! Yani, uluslararası piyasayı (dünya kamuoyunu) fazla etkilememişti. Bu da batının abartmasından kaynaklandığını gösteriyordu. Ukrayna’nın tahıldaki ticaret payının yüzde 5’i geçmediği zaten biliniyordu. Yine de tahıl anlaşmasını canlandırmaya hazır olduklarını ama bir an önce ambargoların kaldırılması ve verilen vaatlerin yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Putin, insani koridorların askeri amaçlı kullanılmaması gerektiğinin de özellikle belirtti. Tahılın öncelikle Türkiye’de işlendikten sonra ihtiyaç sahibi ülkelere gönderilmesini istediklerini ve 1 milyon ton tahılın imtiyazlı fiyatla Katar finansıyla Türkiye üzerinden Afrika’ya gönderilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin doğal gaz merkezi müzakerelerinin tamamlanması ve tarım ürünlerini Türk üreticilerden Rusya pazarına ulaştırma imkanlarını genişletilmesi gerektiği belirtildi. Öte yandan metalürji endüstrisi alanındaki ilişkilerin de geliştiği ve bu hususta da iyi beklentilerin olduğu üzerinde duruldu. Türkiye’nin enerji alanında ilerlemekte olduğu hususu üzerinde durularak her iki tarafın tedarikçileri ve tüketicileri arasında anlaşmalar sağlandığı belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmış olduğu açıklamada Rusya ile ticari ikili ilişkilerde 100 milyar dolar hedeflediklerini, bu yılın ilk 7 ayında 3,5 milyon Rus turistin Türkiye’ye geldiğini ifade ederek tahıl anlaşmasının yeniden gündeme getirdi. BM ile yeni anlaşma için öneri paketi hazırladıklarını söyledi. Rusya ile bölgesel ve küresel sorunların çözümünde birlikte hareket edeceklerini vurguladı.
Soçi zirvesinde, Suriye, Kafkasya, Libya ve Afrika ilgili konular ele alınmakla kalınmadı aynı zamanda Akkuyu ile birlikte ikinci bir nükleer santral olan Sinop’u da masaya yatırıldı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da kendi aralarında yapmış oldukları görüşmelerin iyi geçtiği ve ana günde maddesi olan Tahıl Anlaşması’nın yeniden hayata geçmesi için yoğun bir gayret sarfedildiği belirtilmiştir.
Tahıl Koridoru’nun güvenli bir şekilde devam edebilmesi için Türkiye, Rusya, Ukrayna ve BM gözetiminde ortak bir heyet tarafından koordine edilmesi kadar Rusya’nın baskı ve ambargolardan kurtulması gerektiğinin önemi hatırlatıldı.
Tarım Koridoru amacıyla Türkiye’nin hazırlamış olduğu paketin Rusya tarafından ciddiye alınması tahıl krizinin çözümü konusunda daha şimdiden büyük bir umut vermiştir. Tarım Koridoru’nun sorunsuz işleyişi için Rusya’nın tarım odaklı Agro Bankası ciddiye alınmakla birlikte uluslararası sisteme entegre olabilmesinin önemi belirtildi. Rusya’nın Ukrayna’dan geçen amonyak ihracatı hattının bir an önce onarılması ve sözkonusu bu hattın uluslararası pazara açılması gerektiği ifade edilmiştir.
Öte yandan Tahıl Koridoru konusunda ABD ve Avrupa ülkeleri alternatif yollara başvurarak iki ayrı yönde harekete geçtiklerini duyurdular. Ukrayna Odessa Limanı’ndan başlayan alternatif tahıl koridoru Ukrayna karasuları üzerinden Bulgaristan ve Romanya’ya ve sonrasında ya Boğazlara ya da Tuna Nehri üzerinden yeni bir koridor açılması yönündeki çalışmaların devam etmesi üzerine de böylesi bir alternatif arayışın Karadeniz’de mevcut dengeleri bozmakla kalmayacağı aynı zamanda beklenilmeyen çatışma risklerini doğuracağı uyarısında bulunulmuştur.
YORUMLAR