Zaman zaman çeşitli metinlerde, konuşmalarda geçen bu sözcük anlam olarak…
Çeşitli olayları anlamak açısından yakından parça parça analiz ederek değil de biraz geriden yani resmin tamamına bakılarak aralarındaki bağlantıların anlaşılabileceğini ifade etmek anlamında kullanılmaktadır.
Böyle olunca…
Ne sadece akaryakıt fiyatlarının arttırılması tek başına bir konu olabilir…
Ne ülkeye kaçak getirilen 17 milyon civarındaki yabancılar…
Ne de Avrupa’daki bazı ülkelerin büyüklüğündeki toprağın yabancılara satışı kendi başına bir anlam ifade etmektedir.
Aslına bakarsanız bunların tümü topyekûn bir anlam ifade etmektedir…
Eğer bunu göremezseniz sadece ve sadece kendinizi oyalarsınız ve hiç bir şekilde sonuca gidemezsiniz.
Bu nedenle olayları büyük resmi göstererek açıklarsak konu ya da ülkemizi bekleyen tehlikeyi çok daha iyi anlayabiliriz kanısındayım.
Şimdi şöyle bir düşünün:
Ülkemizde kurgulanan senaryonun uygulanması ne zaman başladı?
Ya da
Miladı ne zaman? Türünden diye aklınıza bir soru gelirse söyleyim…
Hani birileri ülkemize BOP eş başkanlığı görevi verip…
Bizi ulus devlet modelinden vazgeçirip…
Ilımlı İslam olarak İslam ülkelerine bir model olarak gösterildiğimiz tarih var ya işte bu işin başlangıcı o zamana dayanıyor.
Peki, böyle bir siyasetin karşısında durabilecek ülkemizdeki hangi güç vardı?
Elbette ordu.
Uydurma suçlamalarla ordu hem sayıca küçültüldü…
Hem de ulusun çıkarlarının savunmaktan alıkonularak, işleyişi ve yapısı değiştirilmekle beraber tamamen siyasileştirildi.
Şu kadarını söyleyim dünyanın diğer uluslarındaki gibi Genelkurmay başkanı ordu komutanlarının başı değil.
Ama bu tek başına ülkede siyasal İslam’ın egemen olması için yeterli değildi…
Ulusal olan demokratik kitle örgütleri sendikalar, derneklerin de teslim alınıp ele geçirilmesi gerekiyordu ki…
O da yapıldı.
Elbette bu kadarla kalınmadı siyasal İslam ulus kimliğin…
Ulus kavramının düşmanı olduğu için bu kavramı gözden düşürmek…
İtibarsızlaştırmak da gerekiyordu
Bu nedenle ulus devletin temel dayanağı ulusal ekonomi, AB ve ABD’ye teslim olunan neoliberal politikalarla tasfiye edilirken…
Halk da yoksullaştırıldı.
Tabi bu arada…
Kendi üreticimize kota konularak akaryakıt dahil hiçbir destek verilmeyerek yabancı sermaye karşısında çok daha pahalıya üretir hale getirildi sonuçta da üretici…
Hayvan yetiştirmekten…
Tarım yapmaktan çekilince piyasa tamamen yabancı ürünlerle dol duruluverdi…
Bununla da kalınmadı ülkenin tarikatlar cemaatler konfederasyonu gibi olabilmesi için…
Mutlaka ulusal birlikteliğin, onun sembolü Türk adının da giderek yok edilmesi gerekiyordu ki…
Ortalık tarikat ve cemaatlere bırakılabilsin…
İşte anayasaya göre yasak olmasına karşın her akşam ekranlarda boy gösterebilmelerinin nedeni bu olduğu gibi.
17 milyona yakın Arap nüfusun ülkeye doldurulmasının da amacı da budur…
Demek istediğim…
Ülkemizin tekrar bağımsız bir ulus devlet olarak ayağa kalkabilmesinin
Ekonomimizin tekrar ulusal hale gelmesinin…
Demografik yapımızın tekrar ulusal kimliği öne almasının…
Demokrasinin ülkemizde yeniden hayat bulmasının sadece bir yolu bulunmaktadır.
Ulusal bakış açısına sahip olmak…
Ancak ulus olduğunuzda üzerinde yaşadığınız toprak vatan haline geliyor…
Vatan olunca da ülkenin bağımsızlığı, emperyalizme karşı ülkeyi korumak, sanayileşmek, tarımı geliştirmek, tehlikelere karşı uyanık olmak anlam kazanıyor…
Değilse zaten Ümmet’siniz böyle olunca da bu toprak sizin için ancak arsa olabiliyor öyle olunca da emperyalizme karşı, bağımsızlık, ülkenin sınırlarını, varlığını korumak, sanayileşmek, tarımı geliştirmek de haliyle hikâye oluyor
Yani ulus varsa, vatan var…
Ulus yoksa vatan da yok…
Ne demişti MEHMET AKİF : “Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.”
Aynen öyledir…
14-08-2023
Nusret KEBAPÇI
YORUMLAR