Ceddimiz Noel Babalılardır
Merhum Mehmed Şevket Eygi, 02 Ocak 2009 tarihli ve «Yılbaşı Rezaletleri» başlıklı yazısında, “1970’li yılların sonlarında, haf...
Merhum Mehmed Şevket Eygi, 02 Ocak 2009 tarihli ve «Yılbaşı Rezaletleri» başlıklı yazısında, “1970’li yılların sonlarında, haftalık olarak yayınladığım Büyük Gazete’de, Panos Dabağyan adlı bir Ermeni vatandaşımızın Yılbaşı eğlenceleri aleyhindeki makalesini yayınlamıştım. Kendisi düşünür bir Türkiyeliydi, değerli kitaplar yazmıştır.
Evet Yılbaşı eğlenceleri sadece İslâm dini tarafından değil, aynı zamanda Yahudilik ve Hıristiyanlık tarafından da kötülenir, asla hoş görülmez. Hiçbir dindar Yahudi ve dindar Hıristiyan (kendi dinlerince dindar...) böyle günahları meşru eğlence olarak kabul etmez.
Hal böyle iken, birtakım ateist gazetecilerin ve gazetelerin Balıkesir Müftülüğü’nün Yılbaşı çılgınlıkları aleyhindeki hutbesini tenkit etmeleri hem vicdana, hem de din hürriyetine aykırı bir gayretkeşliktir. Yüce İslâm dini, içkiyi yasak etmiştir. Müftülük elbette aşırı miktarda içki içilen o fısk ve fücur gecesini tenkit edip halkımızı uyaracaktı.
İslâm dini cinsel azgınlıkları, fuhşiyyatı, iffetsizliği yasak etmiştir. Müftülük her türlü cinsel rezaletin ayyuka çıktığı mülevves eğlenceleri elbette tenkit edecekti.
İslâm dini israfı (savurganlığı), lüksü, çılgınlığı haram kılmıştır. Müftülük de Yılbaşı gecesi yapılan israf ve çılgınlığı tenkit ederek vazifesini yapmıştır.
Bazı büyük Belediyelerin o gece sabaha kadar sarhoşları taşımak için ek otobüs seferleri koymasını protesto ediyorum. Bu Belediyeler, Kadir gecesinde Müslümanlara böyle hizmetler veriyor mu? Yılbaşı eğlencelerini ve azgınlıklarını kötülemek ve protesto etmek için Müslüman olmak gerekmez. Vicdanlı, bilge, âdil ve insaflı bir insàn olmak yeterlidir.
Milyonlarca vatandaş sefalet içinde... İşsizler ordusu çığ gibi büyüyor... Şu kış günlerinde ekmek ve yakacak sıkıntısı çekenler var... Büyük bir krizin ayak sesleri duyuluyor... Ortadoğu’da, alevleri bizi de yakacak bir savaş kopabilir... Ve böyle karanlık bir tablo içinde birtakım zenginler ve güçlüler vur patlasın çal oynasın, bin türlü günah içinde sabahlara kadar eğlenecekler, dağıtacaklar.
Balıkesir Müftülüğü’nü tebrik ediyorum. Teşekkürler, minnetler... Müftülüğü tenkit edenleri çok ayıplıyorum. Yazıklar olsun onlara. Kimisi ayda on binlerce lira maaş alıyor ve şu milletin haline hiç acımıyor. Ahlâksızlığın, azgınlığın, günahın, fısk ve fücurun sonu iyi olmaz. Dünyada rezillik, ahirette rezillik…”
Muhterem okurlarım, eğlence meşru bir gerekçe ile olur ve ölçüsü kaçırılmazsa elbette memnû (yasak) ve mahzurlu değildir.
Ancak argo tâbirle, “dağıtmak” denilen; içip içip rezillikler çıkarmak, israf ve fuhşiyat ile bu milletin kahir ekseriyeti, dominant unsuru olan mütedeyyin insànlara zarar vermek... Bu asla kabul edilemez, meşru görülemez, ayıplanır, yuhlanır, kanunen de suçtur, memnûdur.
Yılbaşı gelmeden önceki hafta Hristiyanların Noel’i vardır. Bu aslında tamamen dinî bir ritüeldir.
Bazı dangalak ve kültürsüz insàncıklarımız noeli Hristiyanlar gibi kutlamak istiyor, bu vesile ile onlar gibi evlerine bir çam ağacı koyup süslediklerini ve bunun kendillerine mutluluk verdiğini söylüyor.
Bunlar atalarını inkâr eden yozlaşmış ve seviyesiz insanlardır. Biz Müslümanların Kurban Bayramı’na (yedikleri etler uzaydan getiriliyormuş gibi) «hayvan katliamı» yaftasıyla karşı çıkıyor, birkaç ağaç kesildi diye ülkeyi harabeye çeviren Gezi kalkışmaları tertipliyor, ne siyasette ne içtimâî hayatımızda hiçbir hayrı olmayan hayásız edebsiz işler yapıp duruyorlar.
Müslüman... Bu rezil gidişata dur diyemez isen istikbâlde çocuklarının kabrine gelip bir Fatiha dahi okumayacağından emin ol.
Bırak Fatiha, Yásîn okumalarını onlar artık seni ana ve baba olarak bile anmayacaklar, “ceddimiz Noel babalılardır” diyecekler. 27.12.2021