Kocaeli Ü. İlâhiyat Fakültesi, (2021-2022) mezuniyet töreninde Onuncu Yıl Marşı… Şaka gibi ama değil. İnternette videosu var, izleyebilirsiniz. Malûm faşist marş bittikten sonra bir garibim veli cılız bir şekilde protesto ediyor, salonda bağırarak “yaşasın papaz imamlar” diyor…
Tek defa bağırabiliyor adamcağız zira kimsecikler eşlik etmiyor. Cılız protesto deyişim bu yüzden. Fakat söylediği protesto cümlesi çok mânîdar ve hadiseye cuk oturuyor…
O cümledeki «yaşasın» ibâresinin de aslî mánâsında değil, bilakis «böylesi ölsün, kahrolsun» anlamında olduğunu belirtmek de sanırım zâid yàni fazla (gereksiz).
Adam haklı olarak (bizim de videosunu izlerken kızdığımız gibi) o denli üzülmüş ki, “kahrolsun böylesi imamlık, böylesi ilâhiyat câmiası” demek istiyor o îmâlı cümlesiyle…
Öyle ya bu mezunlar (kız mezunlar) ve sair bir kısmı belki imamet yapmayacak ama en azından «din uzmanı» olarak görülecek her yerde… Fakultenin yediği halt da belki unutulacak. O yüzden biz bu yazıda vurgu yapalım ki, cim karnında bir nokta kabilinden de olsa İlâhiyat Fakultesi olduklarını unutmasınlar.
Behey münafık sözde ilâhiyatçı herifler, yarın rûz-i mahşerde Allah’ın huzuruna çıkacaksınız, Kemal putunun değil. Onunla olsa olsa hesaptan sonraki o pek sıcak yerde birlikte olursunuz.
Onuncu Yıl Marşı ve Hünsâ? Ne alâka demeyin, çok alâkası var çook…Böylesi onuncu yıl marşlı ilâhiyatlardan mezun edilen imamlar (!) hünsâ kardeşlerimizi ancak LGBT kucağına iterler başkası değil…
LGBT (farklı cinsiyetleri değil, hemcinsini tercih) sapıkları, maalesef Türkiye gibi bir İslâm coğrafyasında ilerleyebildi, birçok gencimizi sapıklaştırabildi. Sebep?
Sebep, her işimizde olduğu gibi adamsendeciliğimiz, Müslümanların atıl ve bátıl, bir iş yapmadan kötülükleri seyredişleri, hadiseleri akışına bırakmalarıdır. Oysa ötekiler (bilerek ötekileştiriyorum) en küçük bir kıpırdanışımızda bizi en yüksek perdeden protesto ediyorlar değil mi? Bu güçlü kuvvetli bir adamın çelimsiz birinden korkup, tekme tokat dayak yiyip bir sille olsun savurmayışı kadar abestir.
LGBT sapıklığının başarısında bir diğer önemli faktör, İslâm ıstılahında «hünsâ» olarak tanımlanmış insànları da yanlarına çekebilmeleri. Bunun sorumlusu da yine Müslümanlar.
Hünsâ, “sözlükte “kırılmak, kırılıp bükülmek” mânasına gelen hanes kökünden “kadınsı davranışlar gösteren erkek” anlamında bir sıfat olup İslâm hukukunda, doğuştan hem erkeklik hem de dişilik organına sahip bulunan veya erkek mi kadın mı olduğu tesbit edilemeyen kişiyi ifade eder. (…….) Başta ibadetler ve ahvâl-i şahsiyye olmak üzere fıkhın birçok alanında erkek ve kadınlar için farklı dinî ve hukukî hükümler bulunduğu için, fıkıh literatüründe çift cinsiyetli veya cinsiyeti belirsiz kimsenin tanımı ve tâbi olacağı hükümler konusu ayrıntılı bir şekilde ele alınır.” (Daha fazla bilgi için TDV hünsâ maddesine bakılabilir)
Uzatmadan konuyu tamamlayalım: Bu hünsâ kardeşlerimiz LGBT taifesi için hazır kitle gibi görülmektedir. (Bizim de katkımızla tabiî.) Oysa hikmetinden sual olunmaz Cenâb-ı Allah, nasıl ki bazı kullarını doğuştan âma veya bir uzvu eksik yaratabiliyorsa, bunlar da doğuştan (cinsiyette) farklı fıtrattalar.
Yàni háşa ne suçlu ne günahkâr falan değiller. Suçlu ve günahkâr olan (onların durumunu) İslâm ahlâkı içinde değerlendirmeyip dışlayan, LGBT ve sair námûssuzlara terk eden Müslümanlardır.
Önce konu hakkında verdiğim linkten (veya sahih bir ilmihalden) iyice bilgilenin, sonra da bu kardeşlerimize İslâm ahlâk ve fıkhı çerçevesinde davranın. İslâm fıkhına göre, onların bir kısmı kadınlar gibi tesettüre girecek, bir kısmı girmese de meselâ erkeklere veya kadınlara imamlık yapamayacaktır fakat asla dışlanıp kötülenmeyeceklerdir. Neden mi?
Resûlullah öyle yapmamış da ondan. Açın okuyun ve onlara kötü muamele yapıyorsanız yerin dibine girin utancınızdan. Onları dinsiz, densiz ve donsuz güruhun, LGBT gibi taifelerin eline atmak Cehennemlik olmanıza yeterli… 12.06.2022
YORUMLAR