Dünya gezegeni kendi ekseni etrafında ve güneşin etrafında dönüyor. Dünya fizikî olarak böyle dönüyor da, bir de başka türlü dönüşü var.
O farklı yàni gayr-i fizikî dönüşte bir saatte binlerce can alanlar, binlerce insana işkence eden zalim devletler var.
Meselâ Kızıl Çin’de bir milyon Uygur Türkü ve sair Müslüman azınlık gözaltı kamplarında. Çin bu beyin yıkama kamplarını (dünya ile alay edercesine) “yeniden eğitim kampları” olarak adlandırıyor.
Ve maalesef dünya buna ciddî bir tepki veremiyor, Osmanlı gibi bir güç olmadığı için de Pekin yönetimini “adam etme kampı”na alabilen yok!.. Bu yönüyle bugünkü dünya düzeninin ifadesi, “kör, sağır ve dilsiz bir dünya” olacaktır.
Küresel sermaye zulme seyircidir. Yàni bakar kördür. Halkları karnı tok, sırtı pek olan ülkeler sağır, Beş büyükler (!) (zulümlerin bizzatihi icracısı oldukları için) hem kör, hem sağır hem dilsizdir.
Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara karşı “yoğun, korkunç, şeytanî” insan hakları ihlalleriyle yaptığı zulüm, adı konulmamış bir soykırımdır.
Her sene olmamış bir şeyi (tehciri) soykırım diye telafuz eden ABD ve payandası Batı âlemi Ermenistan – Azerbaycan savaşına dek Ermenileri sütten çıkmış ak kaşık olarak görüyordu.
Ermeniler, ateşkesi onlarca defa ihlâl edip sivilleri acımasızca katlettiklerinde belki biraz yüzleri kızarmıştır sandı bazı saftirikler. Oysa vahşi Batı menfaat odaklı bir yapıdır. Menfaatine dokunmayan zulüm onlar için vaka’yı adiyedendir.
Geçtiğimiz günlerde bir istisna yaşandı bu Batı cenahında… Nasıl olduysa İngiltere Çin’i suçladı… İngiltere, yaptırımların söz konusu olabileceğini bildirip, Pekin yönetimine baskı yapmaya başladı…
Uygurlara yönelik işkence boyutlarındaki baskıların, ayrımcılığın soykırım sınırlarına yaklaştığını savunan Londra’dan, Pekin yönetimine karşı bir de teklif vardı ki bu bizim de yazdığımız ve arzuladığımız bir şeydi…
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, yaptığı açıklamada, “Eğer bu suçlamaları, iddiaları ve raporları reddediyorsanız, her şeyi açığa kavuşturmanın bir yolu var. BM İnsan Hakları Komiseri’nin bu tesisleri ziyaret etmesine izin verin” diye konuştu.
Şimdi gözler Çin’de. Bu restleşmeye bakalım Pekin ne diyecek?
Artık mızrak çuvala sığımıyor. Ayın 12’sinde yazdığım “Doğu Türkistan dâvası…” başlıklı yazımda da söylediğim gibi, adını Uygur Türklerinden alan uygar dünya adına ilk tepkiyi İngiltere verdi.
Muhterem okurlarım, keşke bu şeref Uygur Türkleri ile hem kan, hem din bağı olan Müslüman Türkiye’ye ait olsaydı…
Asırlarca Uygur Türkleri gibi tüm dünya Müslümanlarının halifeliğini yaptık. Halifelik öncesinde de dünyanın neresinde bir zulüm varsa oraya akıncılarımızı gönderdik, zalimleri kahreyledik.
Herkes kendine yakışan ne ise onu yapar demişler. Demek ki bugün bize yakışan da susmak, kör ve sağır olmakmış…
Namuslu, şerefli bir Türkiyeli Müslüman olarak DOĞU TÜRKİSTAN dâvasını yıllardır yazıyorum, konuşuyorum. Ve şu hal-i pür melâlimiz karşısında da utanç içinde kahroluyorum.
Zalimler için yaşasın Cehennem demişler. Zulme seyirci kalanlar Cennetlik mi pekâlâ? Háşa sümme háşa.
Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), bir hadîs-i şerîf’lerinde “Haksızlık karşısında susan (zulme tepki vermeyen) dilsiz Şeytandır” buyurmuşlar.
Ahir (sonraki, öbür) dünyada, Allah’a asi lâ’net Şeytan ve dilsiz yakınlarının mekânı (ebedî) Cehennem değil midir? 18.01.2021
YORUMLAR