HOCALAR, imamlar (haklarında) söylediklerimize bozulmuşlar. Bazı e-postalar aldım. Henüz telefonla arayan bir imam olmadı ama birkaç tanıdık, galiba samimi oldukları imamlarla yazımı paylaşmış.
“Hocalarla alâkalı yazılarına tepki var” dediler. O dostuma “olabilir, hattâ sevindim. Oh be, nihayet yazılarımın okunduğunu duyuyorum” dedim.
Hocalarımız, eğri oturup doğru konuşsunlar. Şahsi tenkid, nefis muhasebesi (moda tâbirle özeleştiri) yapsınlar. Söylediklerimiz İslâm’ın umdelerine göre haksız ise, hem onlardan özür, hem de tövbe edip, işlediğim günahın affını dilerim.
Meselâ aşağıda göstereceğim şeyleri bir düşünün: Allah aşkına şu yapılanlar dine göre, evrensel medenî kriterlere göre, örfümüze ve irfânımıza göre, görgü kurallarına göre doğru mudur?
Vaz etme yetkisi sizde lâkin Ehl-i Sünnet inancında (Şiâ’daki) «imamlık» gibi bir makam yoktur. Namaz için Müslümanlar aralarındaki en ehil zatı mihraba geçirir, “uydum hazır olan imama” der, namazlarını kılarlar. Namaz kıldırma memuruna ihtiyaç yoktur. Vaz’ü nasihati de bir tarikat büyüğü şeyh efendi veya ahalinin en bilge kişisi yapar.
Ancak, bugünkü bozuk düzende madem ki bu makam mevki size verilmiş daha dikkatli ve daha fazla Allah korkusu ile hareket etmeniz gerekmiyor mu?
Nedir şu latin harfli yok, “ayakkabını şuraya koy, şuraya koyma”, yok “çorapsız câmiye girme” türündeki abuk sabuk yazılar? Utanmıyor musunuz?
Şimdi hemen bütün câmilerde, kış mevsiminde ağılda hayvanlar birbirlerine sokulup ısınır ya, öyle havasız bodrum mekânlara tıkılıyor cemaat. Yukarıda asıl câmi kilitli, bomboş duruyor, Cuma’dan Cuma’ya açılıyor!
Mahalle Camimizde, havasız bodrum kat kışlık namazgah mahallinin mihrabı hizasına (üzerinde câmiin) ismi yazan bir büyük rahle koymuşlar: “Bilmiyorsanız öğrenin burası Hz. Hamza Câmii” dercesine…
İmamları kötülemiyorum, cehalet cemaatte de var. İmamlarımızın vasıflı, bilge ve takvalılarını tenzih eder ellerinden öperim. Ve inanın tüm söylediklerim Allah için, Müslümanlar maskara, rüsvây olmasınlar diyedir.
Yoksa imamları kötüleyince CHP’den milletvekilliği teklifi alacak değilim.
Muhterem okurlarım şu türden haberler (Allah için söyleyiniz) hakka Müslüman olanın asabını bozmaz mı? “Feşmekân ilimizin falan ilçesinde imamlık yapan falanca hoca, daha hijyenik bir cami için ‘askıda çorap’ uygulaması başlattı…” Bunlar utanmadan “câmiye çıplak ayakla girilmez” diye de yazmıştır kapıya.
Neden lan? Dinde böyle bir kural mı var? Hattâ İslâm fıkhında aksine bir durum bile var: Şafiî mezhebinde namazı çıplak ayakla kılmak daha sevap.
İânetu’t-Talibîn’de, dizlerden başka secde uzuvlarının açık olmasının sünnet olduğu kaydedilmiştir..(bk. a.g.e, I/144). İmam Nevevî, “Şafiî mezhebinde en kuvvetli görüşe göre, çıplak ayakla namaz kılmak müstehaptır.” demiştir.
Muhterem okurlarım dahasını söyleyim mi? Ayakkabı ile namaz da sünnettir. Yeter ki ayakkabınız necasetten temiz olsun. Nitekim Ebû Davud’un rivâyet ettiği hadîs-i şerîf’te: “Biriniz mescide geldiği vakit baksın, (ayakabısında) pislik görürse onu silsin ve o ayakkabılarıyla namazını kılsın” buyurulmuştur.
Şimdi câhiller yine itiraz eder. Onlar reformist olmuşlardır da haberleri yoktur.
Sual: Reformizm nedir, bize nasıl enjekte edilmiştir?
El Cevap: Ezikler İslâm düşmanlarıyla boğuşmayı göze alamaz, bunun yerine sahipsiz diye İslâm ile boğuşurlar. Reformizm böylesi bir tabiatin işidir. “Madem ki zaman böyle biz de dini asra göre boyayalım, güncelleyelim” demektir.
Bizi bizden iyi tanıyan Hristiyan dünyası kurmayları bu ezikliğe uygun formülü bulup, biz uyurken enjekte ettiler. Reformizm budur böyle ortaya çıkmıştır. Allah’tan korkun, takvaya sarılın, kendinize gelin. 29.11.2022
YORUMLAR