CUMANIZ MÜBAREK OLSUN

“Cuma tebrikleşmesini sanal ^[1] ortamda ilk başlatan kişiyim” desem başım ağırmaz. Hadi o kadar iddialı, (kibir sanılacak) bir laf etmiş olmayım, “ilk başlatanlardan biriyim” diyeyim.^[2]

Allah için yapılan işlerdeki «benlik gösterisi» hayrın tüm sevabını yok eder. Zira iş artık «riyâ» olmuştur. Biz bu tebrikleşmeyi Cuma günleri de mü’minlerin Ramazan ve Kurban bayramları gibi, haftalık bayram günü olduğu için başlattık. Riyâ (gösteriş) olsun diye değil.

Fakat başlattığımız bu güzel ve faydalı tebrikleşme müsbet bir dalga halini alıp yayılmaya başlar başlamaz birtakım sanal ucubelerden saldırılar başlamıştı.

Esasen saftiriklerin iştiraki olmasa o insàn kılıklı şeytanlar atıl ve bátıl kalırlardı. Oysa bu menfiliğin şöyle ya da böyle ciddî bir nâkısaya yol açacağından emindim. Ve dediğim gibi de oldu.

“Cuma zaten mübarektir, bu tebrikte yazanlar saçma” Veya kimi zaman “Hayırlı Cumalar” yazdığımda “Sen Cuma hayırsız mı sanıyorsun, Cuma zaten hayırlıdır” diye geliyordu saldırganlık.

Belli ki, hepsi aynı fabrikanın ürünüydü. “Büyük patron”un telekulakları bizi gözetliyor ve yeri gelince müdahale ediyorlardı.

George Orwell’in «1984» romanındaki gibiydi durum.

Zira bu tebrikleşmenin Müslümanlara karşı tahammülsüzlüğün zirve yaptığı bir devirde en küçük bir mahzuru, dine aykırılığı falan değil bilakis faydası olurdu. İnsî Şeytanlar süflörlük ediyordu (sanal) sahnedekilere.

İnsî şeytanlara yardımcı İslâmcılar bile vardı. Bunlar riyâ ehlidir lâkin onları da bizi de Allah ıslah etsin deyip konuyu kapatayım.

Siz internete “Cumanız mübarek olsun demek doğru mu?” diye yazın sonuçları izleyin, okuyun. Bunlardan birinin (!) ilk videolarında “hayırlı Cumalar” cenahını yerin dibine geçirdiğini, sonraki videolarında ise, ağzının payı verilmiş ki, düzeltmek için zımni bir özür gibi olan tavzihi var.

Tavzih Arapça âşikâr olmak, ortaya çıkmak anlamındaki vuzûh kökenli bir kelime. Açıklama, aydınlatma, açıkça ifâde etme mánâsında.

Eskiler, “Sû-i tefehhümlerden tevellüt edebilecek uzun münâkaşalara müsâit görünen bir bahiste maksadı tavzih îcap eder“ derlerdi. Yàni, kötü anlaşılmaktan doğup ilerleyeceği de kesin faydasız münakaşalara zemin olabilecek bahislerde meramı açık-seçik söylemek gerekir. Hasseten dini konularda…

Başta sarıklılar olmak üzere meramlarını daha açık seçik, Kur’ân ve hadîs-i şerîf’ler ışığında sahih kaynakların delâletiyle anlatsınlar ki sû-i zanlar ve sû-i tefehhümler peyderpey aradan kalksın.

Cuma tebrikleşmelerine devam ediniz muhterem okurlarım.

Lâkin bir de ricam var: Hazır resimli ve kendi ifadeleriniz olmayan sürü sepet süslü püslü laflarla doldurulmuş Cuma ve Bayram tebriklerini paylaşmayınız.

Onlarda yazan bilgilerin çoğu yalan yanlıştır. Hz. Ali’nin (kerremallahü veche) sözü diye yazar bir feylesof müsveddesinin (muhtemelen kendisinin) sözüdür.

Herifler Sahabenin  (radiyallahu anhüm ecmain), hattâ Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) hadîs-i şerîf’leri olarak bile yazıyor “beğen” alabilmek uğruna!.

Bunları farkedemiyorsanız tövbe edin ve lütfen cehaletinizi giderin. Hiç değilse bizim ikazlarımıza kulak verin. Yoksa hayırlar dilerken en büyük hayırsızlığı yaptığınız için Allah korusun akıbet Cehennem olur. Demedi demeyin. Şahid ol ya Rab.

Cuma’nın hayrı, bereketi, meymeneti, üzerinize olsun. «Hayırlı Cumalar»ın mánâsı bu. «Cuma’nız mübarek olsun» da aynı mánâdadır. Cuma’nız hayırlı, bereketli, mukaddes olsun demektir. 27.08.2021

———————————————
^[1] Sanal, gerçekte var olmayan, var sanılan, farzedilen, mevhum. Günümüzde bilgisayarlar vasıtasıyle internet âleminin her türlü haberleşme, yazışma ve sair işleri için “sanal” tâbiri kullanılıyor.
^[2] Zaten aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet kullanıcılarındanım. 90’lı yıllarda Türkiye’ye internet gelip bizlerin istifadesine sunullduğunda artık daktiloma kâğıt takmaz olmuştum. Bir e-mail’im vardı ve az sayıdaki okurlarıma e-posta ile gönderiyordum yazılarımı. Şimdi gazeteler bile sanal.