KUALA LUMPUR
Eşi Emine Erdoğan ile birlikte Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıya katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu çalışanları ve üniversite öğrencilerine hitap etti.
“Türkiye ve Malezya Kökleri Derinlere Uzanan Güçlü Bağlara Sahip”
Konuşmasına, Türkiye’deki 85 milyon vatandaşın selam ve sevgilerini ileterek başlayan Erdoğan, Malezya’yı her ziyaretinde ayrı bir heyecan ve mutluluk duyduğunu dile getirdi. Malezya Başbakanı Enver İbrahim’e ve Malezya halkına sıcak misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı, Türk ve Malay halklarının ilişkilerinin 16. yüzyıla kadar uzandığını ve ortak tarihi ile kültürel değerlere sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan, Türkiye ile Malezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 60. yıl dönümünün geçtiğimiz yıl kutlandığını hatırlatarak, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin gelecekte de güçlenerek devam etmesi temennisinde bulundu.
“Dünya Yeni Bir Paylaşım Kavgasına Sürükleniyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya ziyaretini, bölgesel ve küresel ölçekte önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Küresel ölçekte üretim, tüketim ve dağıtım alışkanlıklarının değiştiğini, aynı zamanda dünyanın yeni bir paylaşım kavgasına sürüklendiğini ifade etti.
Bu değişimin küresel düzeyde siyasi, sosyal ve ekonomik kırılmalara yol açtığını belirten Erdoğan, ülkeler arasındaki rekabetin daha yıkıcı hale geldiğini, kutuplaşmanın arttığını ve korumacı politikaların giderek yaygınlaştığını vurguladı.
“Küresel Sistemin Adaletsiz Yapısı Sorgulanmalı”
Küresel düzenin mevcut yapısının 80 yıl öncesine, İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından oluşturulan sisteme dayandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı, bu ülkelerin ekonomi, finans ve ticaret alanlarında kuralları belirlediğini dile getirdi.
“Son 80 yılda yeraltı ve yerüstü kaynaklarının önemli bir bölümü, bu ülkelerin ekonomik, siyasi ve askeri gücünü desteklemek için kullanılmıştır” diyen Erdoğan, küresel adaletsizliği şu sözlerle sorguladı:
• “1960’larda başlayan bağımsızlık hareketlerinin askeri darbelerle kesilmesi tesadüf müdür?”
• “Soğuk Savaş’ın kurbanlarının mazlum milletler olması sadece rastlantı mıdır?”
• “Büyük güçlerle daha adil ticari ilişkiler kurmak isteyen liderlerin devrilmesi masum bir gelişme midir?”
• “Dünya nüfusunun %55’inin toplam gelirden aldığı pay sadece %1,3 ise, burada sistemden kaynaklanan bir sorun yok mudur?”
• “Kuzey Amerika’da doğan bir çocuğun, Afrika’daki 70 çocuktan daha fazla imkana sahip olması adil midir?”
“Adaletin Olmadığı Bir Düzen Sürdürülemez”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu adaletsiz düzenin insanlık için barış, huzur ve kalkınma getirmeyeceğini vurgulayarak, küresel sistemde köklü değişikliklerin gerekliliğine dikkat çekti.
“Haklı olanın değil, gücü elinde bulunduranın her zaman haklı çıktığı bu düzeni her zeminde eleştiriyoruz” diyen Erdoğan, nüfusu 2 milyarı aşan İslam aleminin küresel sistemde yeterince temsil edilmemesinin büyük bir adaletsizlik olduğunu ifade etti.
Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların dışlandığı bir sistemin küresel barışa katkı sağlamasının mümkün olmadığını belirten Erdoğan, bu durumun diğer temsil edilmeyen topluluklar için de geçerli olduğunu söyledi.
“Yeni Bir Küresel Düzen Zorunluluk Haline Gelmiştir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Ekonomiden diplomasiye, ticaretten güvenliğe kadar sorunların çözümü için yeni bir anlayışa, yeni bir küresel düzene ihtiyacımız var. Herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir sistemin inşası tercihten öte zorunluluktur.”
CUMHA - Ayşegül ÇALIŞIR