CUMHURİYET VE HALK 

1980 Darbesi olunca 2 yıllık öğretmendim henüz. Ancak sağ sol çatışmalarının bizi iç savaş noktasına getirme öncesi o kara 2 yılın günlüklerini tutuyor, psikolojik ve sosyolojik sinsi yönlendirmeleri tespit ve kaydediyordum. Darbenin ertesi günü sokağa çıkma yasağı kalktığında vatandaş konuşmalarını da dinleyip kaydettim. Tepelerde olan bitenden habersiz halk, kendince yorumlar yapıp duruyordu.

Fikir ayrılıkları yüzünden çatışanlara ne iktidar ne de muhalefet anlam veremediği gibi çatışmayı körükleyici inatçı çekişme içindeydiler. Darbeciler hepsini de Atatürk diye diye aldı götürdü. 

Düşünekaldım günlerce kimler yönetmiş koskoca milleti diye? Günlüklerimi VEBAL romanına, onun özetini de CUMHURİYET ÖĞRETMENİ şiirine dönüştürdüm belki geleceğe ışık olur diye!

Gençliğe demiştim ki “Beyninizin sesini, yüreğinizin sesi gibi dinledikçe; üretilmişi satın almayı değil, aklınızın ürettiğini satmayı öğrendikçe çağdaş Türkiye’yi kuracak, çağla yarışacaksınız! Ve ben bir 10 Kasım Sabahı saat dokuzu beş geçe Atatürk’e müjde vereceğim cumhuriyeti çalabilecek olamaz asla diye!”

Demesine dedim de kim anladı? Bu şiirin lingine tıklayıp okuyan da yok! Ardından terörle mücadele, faili meçhuller, sinsi bukalemun casusluk faaliyetleri gideduruyor da etkisiz kılacak HALKLA MİLLÎ SİSTEMİ kuralım diyen yok! 

Siyasî simsarlık sürüyor. Atatürk’ün kurduğu partiye niye cumhuriyet ve halk adı verdiğini, onun gibi verdiği sözde durmanın dolayısıyla kitlelerin güvenini diri tutmanın önemini dile getiren başka kaç siyasetçi çıktı? Çok partili hayata geçtik geçeli cumhuriyet yönetimi halka dayanacak halka (!) diye yüreklice seslenen tek lider çıktı mı bir daha, duydunuz mu?

Anadolu kadınının Karaoğlan lakabı taktığı Merhum halkçı Ecevit vardı bir zamanlar! 1974’te iktidar oldu. Dürüsttü, iyi niyetle af çıkardı. Çıkanlar sağ sol çatışmasını ülkeye yayarlar da iç savaş bahanesiyle darbe yaptırırlar diye hiç geçti mi ki aklından? Halktan Merhum Çoban Sülü de çatışmaya taraf bana sağcılar da suç işliyor dedirtemezsiniz dememiş miydi? Sülü’yü de Ecevit’i de 28 Şubat’ın başları yapmadılar mı sonra? Belki inanmazsınız ama ben bile irtica yanlısı oldum bunalımlı o süreçte. Derken milletin adalet ve kalkınma derdine ad, kısa adı Ak diye parti kuruldu Merhum Erbakan’a inat! Sözleriyle istişare, liyakat, halka dayalı siyaset diyen Erdoğan liderdi. Sandım ki Ata partisi Cumhuriyet ve Halk adına layık olamadı, beni bile irticacı etti. Bunlar Erdemliyiz diyor, belki de aktırlar da gün görürüz diye üye girdik de gele gele nereye geldik?     

Zerre güven kaldı mı Erdoğan’a? Biri de çıkmış ayrılamazsın diyor ona. Sanki millî irade onun diline devrola! Akşener zikzak çizdi, bedelini ödedi ya millet soruyor: Siz niye ayrılamazsınız? Makam ve dünyada yerinizi dolduracak yok yani, öyle mi?  

Bunların kafası basmaz ben ekonomistim diye övünüldü de işler sarpa sarınca da U dönüşü yapıldı ve hâlâ 4 yılımız daha var, düzeltiriz denebiliyor(!) Hatalar, günahlar çilekeşi olduk gitti.

Neredesiniz ey ülkemin yetişmiş insanları? Cumhuriyetin siyasetini ne zaman dayandıracaksınız millî sistemle halka?