Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Darbe literatürü, örfî idare ve örfî korku

Mütekàid amirallerle ilgili yeni yorumlar var. Emekli asker veya darbe uzmanı (!) kimi yorumcular, Türkiye’de yapılmış tüm darbelerde veya darbe teşebbüslerinde bunun duyurulduğu, ilân edildiği metinlerde “Yüce Türk Milletine” hitabı vardır. Darbe literatürüdür bu, amirallerin metni de böyle başlıyor” diyorlar.

Bendeniz de mütekàid bir asker olarak bu yoruma katılıyorum. Gerçekten de darbe ağzı veya «darbe literatürüdür» bu. Lâkin halkın da kahabahati var. Sıkıyönetimleri «örfî idare» diye kabul eden milletiz biz.

“Burası Türkiye, normaldir…” Bizde hayli kullanılan bir girizgâhtır bu. Kendini tenzih eden, şark kurnazlığı kokan bu ezik lafı hiç sevmem, kullanmam velev ki yeri gelmiş olsun.

O yüzden bu «örfî idare» meselesini de, “burası Türkiye…” girіzgāhı ile ele almıyorum.. Malûmâlileri, «örfî idare»yi, her on yılda bir darbe yapmış, aralara da reklâm mahiyetinde muhtıra koymuş silahlı zorbalar icad etmiş ve halka da yutturmuşlardı.

Örfî yàni geleneksel, amma silahla, orduyla yönetim. Kuzum söyler misiniz, Cumhuriyet öncesi devleti, halkı yeniçeriler mi idare ediyormuş Osmanlıyı meselâ, asker mi yönetiyormuş da “en az altı yedi asırlık mazisi var, o yüzden iş «örfî» idare…” diyebilesiniz.

* * *

Mütekàid amiraller hakkında ağzı olan konuşuyor ama «örfî» hale getirilmiş darbe zihniyetinin “temelleri” hakkında kimseciklerden tık yok!

Merhum Ahmet Kabaklı hoca, Cumhuriyetle evvelini duruşmaya çıkaran ve zihinlerdeki perdeleri kaldırma, tabuları yıkma amaçlı “Temellerin Duruşması”nı yazarak zarfı açtıydı ama arkası gelmedi.

Yàni bu kadar derin bir «örfî korku» sinmişti içimize.

“Yakın tarihimizi yalan ve yanlış okutmanın felâketli çelişkileri ve millî birliğimizde yaptığı çatlak ortadadır. Önceki (Osmanlı) devletimizle, Türklüğün son ve sonsuz (Ebed-müddet) devlet olmasını dilediğimiz Cumhuriyet’in manevî temelleri burada karşılaştırılacaktır.”

Başlangıç için oldukça iyiydi kitap. Lâkin arkası getirilemedi. Tabular, Demoklesin Kılıcı gibi sallanmaya devam ediyor, «Cüppeli, sarıklı amiral» gibi yeni örfî korkular çıkıyordu cinin lambasından.

Düşündük mü hiç, mütekàid amiraller metninde “cüppeli amiral” neden “Möntrö Boğazlar Sözleşmesi” kadar mühim bir başlıktı ve nasıl olmuş da bu tarikatli (!) muvazzaf amiralin sarıklı ve cüppeli fotoğrafları kendilerine tam zamanında servis edilmişti…

Çünkü Demoklesin Kılıcı olmadan, hele 15 Temmuz sonrası (darbelerin halk tarafından durdurulabildiği yeni, ikinci cumhuriyet döneminde)[1] değil böylesi bir bildiri, orduevinde bir araya gelip konuşmak bile sıkardı.

Hattâ böylesi toplu bir sohbetten Covid19 pandemi yasakları nedeniyle, para cezası yememek için dahi korkarlardı. Çoğunun mütekàid maaşından başka geliri yoktur.

Zinhar “asker korkaktır” falan demiyorum ha. Sivil ne kadar cesursa çocukları ya da siviller arasından çıkan asker de en az o kadar cesurdur.

“En az” diyorum zira asker, sert eğitim alır ve neticesini görmek için her fırsatta tatbikat yàni savaş provası yapar. Böylece cesaret ve şahsî güvenini pekiştirir.

Bendeniz, mütekàidlerin eli kuvvetli olmasa, Demoklesin Kılıcı hálâ Kemalistler lehine sallanıyor olmasa böyle bir bildiriye asla ve kat’a “cür’et edemezlerdi” mánâsında dedim, “korkarlardı” diye. 13.04.2021

 

———————————————-
[1] İkinci Cumhuriyet çok konuşuldu, istismar edenler oldu. Bendenizin kanaati ise 15 Temmuz bir milâttır ve sonrası II. Cumhuriyettir. İnşá’allah giderek güçlenerek devam eder.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER