Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Darbeler Eski Libas

Darbeler Eski Libas

Türkiye, dünyanın merkezi olan Akdeniz’e kıyı;  çok kritik, stratejik bir coğrafyada, en gözde ve en kısa ekonomik yolların üzerinde yer almaktadır.

Milletimiz, 250 yıldır estirilen boran ve rüzgarlara açık şekilde yaşam mücadelesi vermektedir.

Dünya hegemon güçlerinin ecdadımızla bitmez tükenmez hesapları vardır.

Vatan topraklarımızı almak için en zayıf anımızı beklemektedirler.

Sultan Abdülaziz’in 1876’ da tahttan indirilip öldürülmesi ile başlayan kaos halen devam etmektedir!

İdeolojik körlük, siyasi ikbal ve ihtiras, primer noktasından sıçrayıp bütün vücudu etkisi altına almış durumdadır.(Metastaz)

İlk çöküş; içeriden, 1. Meşrutiyetin ilanı ile 93 harbini Sultana rağmen başlatan ve parlamenter monarşi yönetimini idare eden Meşrutiyetçiler tarafından başlatıldı.

Meşrutiyetçiler, Yeni Osmanlılar, Jöntürkler ile İttihat ve terakki İktidarı Osmanlıyı büyütmek ve genişletmek için değil, devlete hakim olup Osmanlıyı yıkan zaafları Cumhuriyete taşıyarak Aristo hakimiyetini Anadolu’da tekrarlamak için çalıştılar.

Bunun için ilk Jöntürk kongresi; Türk, Arap, Arnavut, Kürt, Çerkez, Yunan, Bulgar, Yahudi ve Ermeni gibi farklı güruhların iştiraki ile 4-9 Şubat 1902’de Paris’te yapılmıştı.

Paris aynı görevini bugün de sürdürmektedir!

Bu meyanda; İstanbul’da, Ermeni Taşnaksutyun örgütü, İstanbul Bankası ve halkın kalabalık olduğu bölgelerde terör eylemleri gerçekleştirerek onlarca soydaşımızı katlediyordu.

Bugün de aynı; VOMA, PKK, YPG, IŞİD, DHKPC işbaşında.

Taşnaksutyun örgütü, 27-29 Aralık 1907’de Paris’te ikinci defa toplanarak anılan unsurlarla aşağıdaki kararları aldı.

Osmanlı idaresine ve devlet memurlarına saldırı, vergi toplamayı engelleme, askeri isyan başlatma, genel ayaklanma çağrısı ve seyre göre vaziyet almak.

Bu kararların altına imza atan demokratik kurumlar.

1-]Osmanlı İttihat ve Terakki cemiyeti.

2-]Ermeni ihtilal heyeti Müttefikası Taşnaksutyun.

3-]Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet cemiyeti.

4-]Mısır Cemiyet-i İsrailiyyesi.

5-]Hilafet heyet-i Tahririyesi.

6-]Armenya Gazetesi Heyet-i İdaresi.

7-]Razming Heyet-i İdaresi.

8-]Hayrenk Heyet-i İdaresi.

9-]Ahd-i Osmanlı Cemiyeti.

Yukarıda sayılanlar; neredeyse hepsi, Osmanlının ve bugünkü Türkiye’nin karşısına birer bağımsız devlet olarak çıkacak, Anadolu’dan da Milletimizi kovmak ve başta terör olmak üzere her türlü melanete başvuracaklardı.

Aynı mücadele bugün de devam etmektedir.

Şiddeti yüksek siyasetperver olduk!

İhtirasımıza ne demokrasi ne de hukuk çare olamıyor.

Durmamız ve düşünmemiz gerekmektedir!

İktidar, muhalefet!

Herkes!

Durmayıp düşünmeyenleri açığa çıkarmamız gerek!

Her kim ise!

Hemen.

Millet olarak bir karar vermemiz gerekiyor:

Vatanperver mi yoksa siyasetperver mi olacağız?

Hücuuum iktidarı devirmeye; darbe, terör, gezi bileşenleri, dış güçlerle birleşme, düşmanla eş olup vatana saldırma!

Osmanlı böyle yıkıldı, şimdi sıra Türkiye’de!

Kadim geleneğimizde vatan sevgisi imandandır anlayışı hakimdir.

Bunu müminlere söylüyorum!

Vatan sevgisinde oluşturduğumuz iman kutusunun içini ne ile dolduruyoruz?

Açalım vatanperverliğe dair iman kutularımızı!

Bakalım içinde ne var, amellerimiz nelerdir?

Darbeler, şiddetli ideoloji, kayırmacılık, rüşvet, kuruluş ideolojisinin dayatmacılığı, tasavvuf ve tarikatların bozulmayı hazırlayan amilliği,  resmi tarihle gerçekler arasındaki fark, mezhep çekişmeleri, torpil ve kayırmacılık…

Şıklar daha da çoğaltılabilir.

Sahi, vatanperverliğimiz kalite kontrol belgesi alabilir mi?

Akredite edilebilir mi?

Ne dersiniz?

Cumhuriyet kuruldu fakat   toplum hafızamız yok.

Toplum olarak iman kutumuz can mı çekişiyor?

Kucağında yaşadığımız vatan altımızda tir tir titriyor!

Çekiştirmenin temelinde yatan husus:  “Türkiye” nin  idare şekli konsensüs ile değil, “devrim” ile yani “zorla” değiştirilmiş bir ülke olmasıdır.

Değiştiren «el» halk ile tokalaşmamıştır!

Kendisine meşruiyet kazandırmak için Osmanlıyı ecdat olarak kabul etmiyor!

Bizi Atatürk yarattı diyor!

Halbuki devlet aynı devlet.

Atatürk cepheden cepheye koşarken Kemalistler darbeden darbeye koşuyor.

Millete dair kodlar atılıp yerine yabancı kodlar getiriliyor.

Sürmekte olan bu çatışmada acil konsensüse ihtiyaç vardır.

Vatanı bölmek için açıkça ihanet içinde olan mahfillerle açıkça birlik yapılıyor.

Buna demokratik mücadele diyorlar(!)

İttihat ve Terakki partisi Osmanlıyı 6 yılda Meşrutiyetle böyle yıkmıştı.

Dostlar!

Siyaset düğmesini baştan yanlış ilikledik.

Allah aşkına! Siyaset mi yapıyoruz?

Bu ne husumet,  bu ne körlük!

Birbirimize düşman olduk!

Bu şekilde hiçbir yere varamayız, parçalanırız!

Vatan, zülüm ve fesattan uzak tutulmalıdır.

Devletin dini adalet olmalıdır!

Geleneksel temsilde uydurulmuş din neyi tahrif etmişse, Cumhuriyet döneminde kutsallaştırılmış bilim yerini teolojik dogmaya bırakmakta, askeri bürokrasi kendisine kutsiyet atfederek kemalizmin “Ehl-i Beyti” olduğunu sanmakta, altları bezli mütekait generaller kerameti kendinden menkul katı ve acımasız Kemalist tarıkatın devamına sebebiyet vermeye çalışmaktadır.

 

Saygılarımla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER