Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Adem Yavuz Irgatoğlu

Değişen insan ve toplum

Sürekli değişen bir insan ve toplum var. Her ne kadar biz bunun farkında olmasak da bireyde/fertte yaşanan bu değişim, topluma sirayet ederek sosyal hayatta daha net bir şekilde karşımıza çıkıyor.

Öyle ki sokak röportajları ve sosyal medya paylaşımları zıvanadan çıktı. Eline mikrofonu ve kamerayı alan birçok kişi, bazen ırkçılıklarını dışa vurmak için sokaktaki vatandaşı “kullanıyor”, bazen “cehaleti” göz önüne sermek ve hazlarını tatmin etmek için mikrofon uzatıyor, çoğu zaman da para kazanmak amacıyla her şeyi mubah görüyor. Bugünlerde sosyal medyada karşıma “Cami nedir?” sorusu ile gündem olan bir video çıktı. Vatandaşın birisi camiyi tanımlarken “Caminin C’si: CHP, A’sı: AK Parti, M’si: Milliyetçi Hareket Partisi, İ’si İYİ Parti’dir. HDP camiye girmiyor, burada yok.” diyor.

O kadar siyasallaştık ki “Toplayan, bir araya getiren” anlamı olan camiyi tanımlarken bile garip garip açıklamalarla ayrışıyoruz. Bir başka örnekte ise biraz daha fazla takipçi kazanmak veya beğeni(!) kazanmak için anneannesinin ya da babaannesinin yüzüne tükürdüğü videoyu paylaşan bir kafa görüyoruz. Değişen insan yapısı çok tuhaf kafalar üretti. Kendi tarihimiz içinde meydana gelen değer hükümlerimizi kaybediyoruz. Bu değerlerimizin başında gelen ahlakı, ilmi ve dini kaybediyoruz. Medeniyeti sadece şehirlilik, zenginlik, lüks yaşam ve bedeni hazdan ibaret görüyoruz.

Kimliklerimiz çok ciddi bir şekilde buharlaşıyor, sınırlarımız kayboluyor. Dijitalleşme ile artık her şey elimizin altında zannederek elimizden gidenleri fark edemiyoruz! Tek yönlü biçimleniyoruz. Belki kimimiz az biçimleniyor, kimimiz çok biçimleniyor, kimimiz biraz direniyor, kimimiz hiç direnemiyor ama sonuçta bir etki altındayız. Hakikat denilen kavram parçalandı. Yapay zekâ, dijitalleşme başka bir dünya kuruyor. İnsandaki değişim, bu hafta test tanıtımı yapılan 5G’nin hızını geçti bile.

Eğitim ve bilim anlayışımız sürekli değişiyor. İçinde bulunduğumuz dönemin ruhu bizi etkiliyor hatta dönüştürüyor. Doğduğumuz ve yaşadığımız dönem karakterimizi daha çok etkiliyor. Çocuklarımız genetik olarak fiziksel yapılarını bizden taşıyor ama onların ruhlarına sahip olamıyoruz. Modernleşme, dijitalleşme, özenti, gelişen teknoloji beraberinde kendi ahlakını da getirdi. İnancı ve yaşam biçimi ne olursa olsun, toplumumuzda nezaketi, zarafeti, iltifatı, saygısı, sabrı, sevgisi olmayan tipler türedi. Her gün izlediğimiz cinayet haberleri, taciz görüntüleri, ırkçı saldırılar ortaya saplantılı bireyler çıkardı. Kutuplaşan, ayrışan, hayatı siyah beyaz algılayan sert/katı bireyler oluştu.

Adalet duygumuz kaybolmaya başladı, menfaatçilik ve bencillik iliklerimize kadar işledi. Her geçen gün değişik psikolojik problemimiz oluşuyor. “Modern insan” artık umutsuz insan oldu. Çünkü hızlı yaşıyoruz, çoğu şeyi yakalayamıyoruz. Sevgimizi, saygımızı, aşkımızı, nefretimizi, sabrımızı, arkadaşlığımızı, dostluğumuzu, muhabbetimizi, merhameti, tevazuu, güveni kısaca her şeyi çok hızlı tüketir olduk. Abartılı bir özgüvene kapıldık ve bencillik düzeyimiz arttı. Haz ve hız tutkumuz çoğaldı.

Kanaatkârlık ve şükür her geçen gün kayboluyor. Tamahkârlık ve haset ise zirve yapmaya başladı. Görünür olmak veya başkalarını kıskandırmak için yaşam biçimimizi, deneyimlerimizi, her şeyimizi teşhir ediyoruz.  .

“İnsanının istemediği bir şeyi yapmaması” olan özgürlüğü, “Bireyin istediğini yapabilme hürriyeti”ne dönüştürdük. Bunu yaparken hazlarımızın, sözlerimizin, makamlarımızın, mallarımızın kölesi olduk. Öyleyse ilk önce kölesi olduğumuz şeylerden kendimizi azat ederek işe koyulmalıyız.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER