DEPREM GERÇEGİ – Depremin Dört Gerçeği!
Birinci gerçeğimiz, Türkiye deprem haritasını masamızın üzerine koyduk bakıyoruz, ülkemizin çok yeri koyu kırmızı, bazı yerde az kızıllık var, bunlar deprem bölgeleri bunu biliyoruz ve buna göre önlem alıyor muyuz?
İkinci gerçeğimiz ise genel olarak binalarımızı sağlam yapmamız gerekmez mi, deprem bölgelerinde binalar daha sağlam yapılmalı degil mi? Yapıyormuyuz? Burada kim yapacak, kim denetleyecek, kim binada sağlamlık raporu isteyecek? Sorularla geçeceğe ulaşılır, soru yerine yaşanılanları başka kaynaklara atarsak nende sonuç ilişkisi kopar saglıklı düşünemeyiz… Binayı sağlam yapmak yerine dış güçler deprem yaratıyor dersek önlem almak yerine komplo teorileri yazarız… Saglam yapması gereken yapmazsa, denetlemezsi gereken denetlemezse, oturacağı binayı sağlam degil mi diye araştırmazsa dünyanın dogal yapısı geregi olacak deprem öldürmez bu kadar ihmal öldürür desek yeridir… Üçüncü deprem gercegi ise nedir derseniz?
Binalarımızı yaparken sağlam yapmadık yıkılan binalardan bunu anlıyoruz, sonra deprem bögelerinde iş makinaları, yardım ekipmanları, yetişmiş kurtarma ekipleri ile depreme ne kadar hazır… Buralara yakın bölgelerde en hızlı ulaşacak örnegin en geç iki saat içinde bölgede olacak ekipler ve araçlar olması gerekmez mi? Hastaneler, okullar kamu binaları nasıl yıkılır bunları yapalırken kim yapar, kim denetler, buralarda sorumlu olan yöneticiler, bunlar depreme dayanıklımı yapıldı diye hiç merak etmez mi? İçinde mobilyaların markası ne, nerede duracak, duvarın rengi ne olacak, hangi devlet büyügünün resmi asılacak,yan ilin yönetici son model arabaya biniyormuş, bizim ki neden beş yaşında gibi teferruatla uğraşan yöneticiler ne olur artık aklınızı başınıza alın… Dördüncü gerçegimiz ise haber akışı ve siyasilerin tavrı!!!
Hükümet eden siyasiler her şeyi yolunda gösterme cabası içindeler, biri çıkar der bizim ittifakımız saha da, hükümeti destekleyen medya her haberi acıkları ve eksiklikleri kapatmak üzere yar… Sonra muhalif siyasetcilere bakıyorum acıkları ve eksiklikleri abartma cabasını hissediyorum, sonra aşırı siyasileşmiş vatandaşlara bakıyorum onlarda karşı tarafın açığını arıyor, ciddi olması gereken yerde gülen birini gördümü, birde bu karşı taraftansa, bak bak olayın vahametini anlamamış, bizim derdimize gülüyor diyor ve bunu sosyal medyanın gündemi yapıyor… Allah akıl, akla baglı vicdan vicdana bağlı insaf versin, gerçi vermişde bunu yerinde zamanında kullanmayı biz insanların iradesine bırakmış, irademizi kullanma önerisiyle… Devam etmek gerekirse…
Böylesi bir felakette, yapılacaklar bu felaketin yaralarını 85 milyon olarak sarmak gerek, deprem bölgesinde 13-14 milyon vatandaşımız yaşıyormuş bunun 6-7 milyonu direk depremden etkilendiğini düşünelim, geriye 80 milyon biz kalıyoruz ki, işimiş, güçümüz bu sorunu aşmak olsun.. Herkes yapabilecegini fazlasıyla yapsın.. Gördüğüm oki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, taraftar dernekleri, Akut, Ahbab, İHH gibi adını burada zikredemediğim yüzlerce gönüllü kuruluşlar, işletmeler, şirketler… Devletimizin AFAD Jandarma, Özel Hareket, Belediyeler gibi kurumları hepsi oradalar, yapabilecekleri yapıyorlar… Bu yapılanlar sonuçtur, bu sonuca neden olan yukardaki nedenleri aklımızdan cıkarmadan kurtarma ekiplerine işi bırakmayacak önlemler almalıyız… Bunlar ders olsun, her yönetici odasına Türkiye deprem haritasını assın… Özellikle deprem bölgelerindeki yöneticiler deprem tatbikatlarını gösteriş amaçlı degil gerçek tatbikatlar olarak yapsın… Son olarak…
Doganın, ekonomik hayatın, sosyal, düşünsel hayatların gerçekleri vardır, bu gerçekleri ister siyasal, ister dinsel rantlarla, ister kişisel çıkara dayalı nedenlerle yok sayarsak, o gerçek geçekliğini zaman zaman bize hatırlatır… İşte bu deprem gerçeğinde olduğu gibi, Gölcük, Düzce, Elazığ, İzmir deprem gerçeğini, son olarak K.Maraş depremi bize sürekli kendini hatırlatıyor, biz onu unutmayı, urafelerimizin, rivayetlerimizin, sloganlarımızın, komplo teorilerimizin üzerinde yatmaya devam ediyoruz… Ne olur bu olayı dinsel, siyasal söylemlerle geçiştirmeye çalışmayın, hem siyasetinize, hemde dini inancınıza zarar veririsiniz… Allah ve Akıl/irade/bilgi bizi korusun…. Depremde canlarını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifa, yakınların sabır dilerim… Gün El birliğiyle Yardım Günüdür, Haydin Yardıma… Selam ve Sayğılarımla…
Hüseyin Benek – baskentPostası.com – 8.2.2023
YORUMLAR