Devletler akıl ile yönetilir, devlet aklı istihbarattır. İstihbaratları etkin ve güçlü olmayan devletler diplomasi masasında söz hakları yoktur. Ordunuz ne kadar güçlü olursa olsun, savunma sanayiniz ne kadar güçlü olursa olsun İstihbarat teşkilatınız etkili ve başarısızsa her konuda o ülke kaybetmeye mahkûmdur.
Yakın zamana gidelim yani Devlet-i Aliyye zamanına yani dünyanın en güçlü ordusuna sahip dedelerimiz Osmanlı İmparatorluğunun parçalanma dönemine. Yıldız İstihbarat Teşkilatı, 1880 yılında dönemin Osmanlı padişahı II. Abdülhamid tarafından kurulmuş, Türk tarihinin ilk resmi istihbarat teşkilatıydı. İlk İngiliz İstihbarat teşkilatı ise 4 Temmuz 1909 yılında resmi kuruldu yani bizden 29 yıl sonra kuruldu. Türkler istihbarat ve bilgi alma ihtiyacını atamız Metehan’ın zamanında Ak Saçlılar, Ak Sakallılar, Boz Beyler, Kara Sancaklar gibi çeşitli isim adı altında gizli yapılanmalarla devlet geleneklerine katmıştır. O dönemde tapınakçılar, haçlılar gibi Türk düşmanları da gizli istihbarat yapılanmaları kurdular ve bu yapılar hala dünyada aktif ve çok güçlüler.
Osmanlı İmparatorluğunu gerileten ve savaşı kaybettiren en büyük etken İstihbarat savaşlarında kaybetmesiydi. Arkeoloji merakıyla gittiği Ortadoğu’da gizli servise katılıp Musul, Bağdat ve Basra’nın Osmanlı’nın elinden alınmasında başrol oynayan İngiliz Gertrude Bell’in Anadolu da verdiği istihbarat savaşların eseriydi. İngiliz ajanı, Thomas Edward Lawrence duymayan yoktur. Alnı secdeden kalkmayan gece teveccüd namazı kılan aslında kâfir olan ünlü İngiliz ajanı. 1916-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu‘na karşı yürütülen Arap isyanında, İngiliz irtibat subayı olarak görev yaptı. Bu dönemde Arabistanlı Lawrence adıyla tanındı. İngiliz Ajan Hasan Shahid Shurawardy gerçekte Hind asıllı İngiliz ajanıydı. Bizim bildiğimiz askeri cephe savaşları dışında, en etkili savaş bir tek kurşun atmadan yapılan istihbarat savaşları Osmanlı İmparatorluğunun parçalanmasının en büyük nedeni ve etkeni olmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te istihbarat subayı ve çok iyi bir istihbaratçıydı. İstiklal marşımızın yazarı vatan sevdalısı Mehmet Akif Ersoy’da iyi bir istihbaratçıydı. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Metehan’dan bu güne kadar gelen o istihbarat yapısı devam etti. Dünyanın en iyi istihbarat teşkilatına sahibiz, bir yerde bomalar patlamıyorsa, suikastlar olmuyorsa, dış siyasette etkili bir şekilde istediğimizi alıyorsak bu başarı istihbaratçıların çalışmaları soncudur. Mavi vatan, Suriye operasyonları, Irak operasyonları, Davos’ta Sayın Erdoğan’ın “one minute” çıkışı, Mit’in bilinmeyen sayısız yurtdışı operasyonları Türkiye’yi bölgesel güç yapan en büyük etkenlerdir. İstihbaratçıların en büyük silahı algıyı yönetmektir, çağımızın silahı algı operasyonları Arap baharını başlatmıştı orta doğuyu şuanda kasıp kavran ölüm ve gözyaşı bu algı operasyonlarının soncudur. Günümüzde din adamı, gazeteci, aktivist, gezgin gibi görünümlerde yurdumuzda bulunan birçok yabancı istihbaratçı Mit’in operasyonlarıyla paket edilmektedir.
Uzun yıllar devlet yöneten siyasilere baktığımızda bunların içerisinde en güçlüsü Vladimir Vladimiroviç Putin’dir aslı iyi bir istihbaratçı ve istihbarat teşkilatını etkili kullana bilmesindendir. Sayın Erdoğan’ın siyasetteki başarısının sırrının arkasında da istihbarat teşkilatını aktif ve etkili kullanması vardır. Etrafındaki birinci adamlara bakarsanız istihbaratın gücünü göreceksiniz. Algıyı okuması ve karşı atak yapması, dünya devletlerinin can damarına sızmış uzmanlarımızın bilgi havuzuna anlık ilettikleri ham bilgilerin işlenmesi ve yorumlanarak lidere aktarılması istihbaratın devlet aklı olduğunu gösteriyor. İsimsiz kahramanlarımızın varlığıyla huzurlu ve güvende yaşıyoruz, yüce Allah ayaklarına taş değdirmesin.
“İSTİHBARATÇI-AKIL OYUNLARI” Romanıma gösterdiğiniz yoğun ilgi için çok teşekkür ederim, yenilenen kapağı ve 3. baskısıyla internetten bula bilirsiniz. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.