Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Din elastikî değildir

İLK İNSAN ve ilk nebi Hz. Âdem (a.s)’dan son nebi ve Resûl Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimize kadar tek hak din İslâmdır Allah indinde.

Madem ki, ind-i ilâhîsinde Allah’ın kulları için razı olacağı tek din İslâm’dır o hâlde son İslâm Peygamberi, iki cihan güneşi efendimiz (s.a.v); müteveffa bir zındığın ifadesiyle,(háşa sümme háşa) mektubu (Kur’ân’ı) verip giden bir postacı olamaz.

Binaen’aleyh sahih (doğru Ehl-i Sünnet) iman, dini Resûlullahın (salat’u selâm olsun ona) bildirdiği, tatbik ettiği şekilde yaşamakla mümkün olabilir.

Dini güncellemek, sanayi devrimi sonrası kentler, nevzuhur ihtiyaçlar cart curt diyerek dini (çağın idrâkine göre) tanzîme cüret sapık mezheplerin işleridir. Bunlar dini lastik gibi sündürmeye çalışıyorlar. Bu sinsi akımlar fevkalâde yanlış ve tehlikelidir. Dinsizliğe (küfre) götürür.

Ehl-i Sünnet din âlimlerinden merhum Ahmed Davudoğlu hocamız, DİNİ TAMİR DÂVASINDA DİN TAHRİBÇİLERİ isimli eserinde “Din elastik değil, çelik gibi katıdır” diyerek bu hakikati açıklıyor

Şeyhülİslâm Mustafa Sabri ve Düzceli Zahid Kevseri efendilerin  (rahmetullahi aleyhim ecmain) yolundan giden merhum üstâd Ahmed Davudoğlu (rahmetullahi aleyh), yayınlandığı zaman fırtınalar kopartan bahsekonu eserinde dine hizmet iddiasıyla ortaya atılan birtakım yenilik, bid’at ve yersiz ictihâdların, hizmet değil tahrip, binaen’aleyh hezimet olduklarını isbat etmektedir.

Tüm kardeşlerimize bu kıymetli eseri edinmelerini, okumalarını şiddetle tavsiye ederim. Okumamış olanlar hem tehlike altındadır, hem de din adına büyük bir nâkısa (eksiklik) sahibidirler.

Merhum Necip Fazıl Kısakürek üstâd (rahmetullahi aleyh), ilk defa bir esere takriz (takdim) yazmış ve şöyle demiştir: “Günümüzde İslâmiyyetin en büyük belâsı, onu dışından ve cepheden helâk etmeye yeltenenler değil, içinden ve özünden harap etmeye davrananlar ve bu davranışlarını bir nevi onarma, düzeltme ve yenileme sayanlar(dır)…”

* * *

(İkinci yazı) Yazımızın siyaset kısmı:

Halk tv, “babası Erdoğan için ne dedi oğlu (Fatih Erbakan) ne yaptı” diyerek solak takımın nasıl da Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılmasını hazmedemediğini gösterdi.

Bir gazetemizin haber yorumu böyleydi. Bendeniz de bu teşhis ve tesbite yüzde yüz katılmakla beraber (sevimsiz görünmeyi göze alarak) bir ilâve yapmak istiyorum:

Merhum Necmeddin Erbakan (da) gelmiş geçmiş tüm Türkiye siyasetçileri gibi “yaşlandım yerime genç birini bırakayım” gibi ulvî bir düşüncede asla olmamış, üstelik yerine birini yetiştirmemesine ve yanı başında yerini fazlasıyla doldurabilecek Recep Tayyip Erdoğan olmasına rağmen bu tür basiretsiz, riyaset hırsıyla yüklü , halefi aleyhine konuşmalar yapmıştı. Allah taksiratını afveylesin.

Yàni Halk tv bu yorumunda yalan söylemiyor, fakat gerçeği de ifade etmiş olmuyordu. Ne demek istiyorum?

Birincisi Halk TV Refah’ı eski CHP’li zevatın (kendilerinin) kapattırdığını unutuyorlardı. İkincisi Fatih Erbakan da siyasetçidir ve Türkiye siyaset sahasında hangi kurallar varsa yàni oyunun kuralları neyse ona göre hareketi gayet tàbîîdir.

İşlerine gelseydi, yàni Fatih Bey «Cumhur»a katılmamış olsa Erdoğan oylarına moda tâbirle «bir bölen» olsaydı böyle kem konuşmaz, hattâ alkışlarlardı.

Memleket Partisi hadisesinde de böyle olacak. Yüzbin imzayı geçmiş Muharrem İnce Bey «Millet» solak ittifakına katılırsa geçmişte söyledikleri ve yaptıklarının hiçbir ehemmiyeti kalmayacak. Sizi gidiler sizi. 26.03.2023

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER