Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Said Paşazade / Araştırmacı yazar

Din güncelleşirken olur bunlar!

Sayın CB Erdoğan, 2018 yılında “Dünya Kadınlar Günü” münasebetiyle yaptığı bir konuşmasında kantarın topunu kaçırmış ve işi dini güncellemeye kadar götürmüştü.

Üstelik bunu yaparken bol miktarda te’kîd (berkitme, sağlamlaştırma) kullanıyor, adeta karşı çıkanlar için yer bırakmıyor, o cenahtakileri dini bilmeyen ve ahmak derekesine yuvarlıyordu.

Oysa asıl hatayı kendi yapıyordu. Zira dinde güncelleme 14 yahut 15 asır önceki hükümlerle hükmetmemek değil, Kur’ân ve hadîs-i şerîf’lerle yàni nass ile sâbit o hükümler ışığında dinin emirlerini çağın yeni problemleri üzerinde de hükümran kılmak içindir.

Biz buna Ehl-i Sünnet dilinde “dini tecdîd” deriz ve İslâm dininde fakih, müçtedid-i azam rütbesinde ve yüzyılda bir zuhur edecek bir mübarek âlim tarafından yapılacağı inancındayızdır. İmam Hatip kökenli Erdoğan’ın bunları bimemesine şaşırmıştım.

Belki tecdid de güncelleme olarak addedilebilir ancak asla onbeş asırlık fıkhı, Allah’ın hükümlerini kaldırıp atmak olarak değil, yeni problemlerin o (değişmez) hükümlere göre yeniden yorumlanması olmalıdır.

Bu konuda, meâl yazmış, dine hepimizden daha çok vakıf, Mehmed Akif Ersoy dahi tenkid edildi. Zira o bir şiirinde “Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhâmı, / Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm’ı” diyordu.

Bu manzum sözler müteveffa Yaşar Nuri Öztürk ve Hayrettin Karaman gibi reformistlerin hoşuna gitmiş olsa da gerçek İslâm âlimlerinin asla tasvip edebileceği şey değildir. Not: Nurculuk adına kalem oynatan bazı cahiller de háşa sümme háşa Bediüzzaman Said Nursi ve Nur risalelerinin işaret edildiğini söylüyor ki en üst sevide dinden gaflettir bu. Bedüzzaman onlardan dâvacı olacaktır.

Mehmed Akif’i yine ünlü bir şairimiz olan Necip Fazıl Kısakürek üstâd, aynı üslûpla düzeltti:  “İslâm’ın idrâkine söyletmeliyiz asrı” dedi.

Ehli Sünnet âlimlerimizden; Şeyhulislam Mustafa Sabri ve Düzceli Zahid Kevseri efendilerin (rahmetullahi aleyh) yolundan giden merhum üstâd Ahmed Davudoğlu, Dini Tâmir Dâvasında Din Tahripçileri isimli başucu eserinde Necip Fazıl üstadın mısralarına da yer veriyor ve güncelleştirmeci güruhu isim isim ifşa ediyordu.

Bazıları merhum M. Akif’in bu vahim hatasına kılıf arıyor, onun İslâm hizmetkârı biri olduğu ve sair mümtaz şahsiyetini dile getirip, (bu mısralarla son bulan) meşhur şiirinin tamamında anlattığı üzere eski âlim ve müçtehidlerden mahrum olunduğu, şairin o yüzden bunları dediğini anlatıyorlar.

Akif vahim bir hata yapmıştı ve bu Şiâ’dan olduğu halde gizleyip kendini Afgan gibi gösteren, mason Cemâleddîn-i Efgānî’ye ve M. Abduh gibi reformistlere meylindendi. Efgani, Reşid Rıza ve Muhammed Abduh gibiler reformist ve Ehl-i Sünnete muhalif kişilerdi. Allah Akif’in takrisatını afveylesin.

Ziraî dönem din anlayışının, sanayi toplumunun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini, binaen’aleyh dinin yeniden yorumlanması gerektiğini söyleyen ahmak takımına cevap vermeye bile değmez aslında.

Onlar Allah’ın sıfatlarında eksiltme yaptıklarının farkında değiller. Allah olmuş ve olacak her şeyi bilendir. Ne yàni Allah bir harfi bile değiştirilemeyecek bir kitap nazil ederken gelecekteki kullarının ihtiyacını bilmiyor muydu háşa??

Bu küfürdür. Ve Allah (c.c), kıyamete kadar geçerli bir Kur’ân ile bu dini göndermiş, Resûlünü (salat’u selâm olsun ona) de Kur’ânın yaşayan modeli olsun, onu tefsir edip anlatsın diye seçmiştir.

Gelelim güncelleştikçe güncelleşen Türkiye’den vahim bir manzaraya…

Tanımam etmem, popçuymuş. Gülşen isimli karı sahnede “İmam Hatip’te okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” diye bir lakırdı etmiş. Elbette kahir ekseriyeti Müslüman olan Türkiye’den büyük ve ciddî bir tepki almış.

D.İ.B. Ali Erbaş da bu popçuyu kınayan bir açıklama yapmış. Bendeniz sayın CB Erdoğan’ın küfre götüren “onbeş asır önceki hükümlerle hükmedilmez” sözlerine de tam bir açıklık getirmesini beklerdim. Zira “din güncelleşsin” ortamında türedi bunlar. Erdoğan sonraları, “Dinimiz İslâm ve kitabımız Kur’ân-ı Kerîm, Rabbimizin emri gereği kıyamete kadar caridir” demişti. İnşá’allah bu bir tevbedir. Allah hepimizi ıslah eylesin. Tehlikeli sulara girmemek en iyisi. 25.08.2022

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER