CB Erdoğan geç de olsa ikibuçuk yıl aradan sonra Diyarbakır’a teşrif etti, Cuma Namazı’nı Sur ilçesinede Hendek Olayları sırasında teröristlerce yakılan ve daha sonra restore edilen tarihi Kurşunlu Camii’nde kıldı, yaklaşık iki senedir (23 ay,. 690 gün) evlâtları için nöbetteki «Diyarbakır Anneleri»ni de ziyaret etti.
Allah sağlık ve afiyet versin duâsı aldı Erdoğan. Korona pandemisi yüzünden hayli zararda olan esnaf bile “Kürt meselesinin çözümü için Erdoğan’a güvenmeli ve destek vermeliyiz” dediler. Erdoğan bir siyasetçi olarak belki HDP’nin bölgeden devşirdiği oylara da talip olabilir. Bu gayet normaldir. Lâkin kimsenin şüphesi olmasın ki onun derdi yalnızca bu değildi ziyareti planlarken.
Erdoğan halkıyla samimiyetsiz bir ilişkide olsaydı basîret ve feraseti fevkalâde yüksek, iz’ân ve irfân sahibi bu necip millet onu çoktan gömerdi. Hem de kefensiz olarak. Yàni merhûm M. Akif’in deyişiyle Erdoğan şu anda “dipdiri meyyit” olurdu KILIÇDAROĞLU gibi.
Bendeniz Diyarbakırlıyım. Diyarbakır halkı hasseten samimiyetsizliği hiç affetmez. Eğer küçük bir şüpheleri dahi olsaydı o meydanı boş bıraktıkları gibi gelen gazetecilere CB hakkında ağızlarına gelen her sözü söyler, Erdoğan’ı cümle aleme (tâbiri affediniz) rüsvay ederlerdi.
Oysa onlar içlerinden gele gele Erdoğan’ın konuşmasını sık sık Kürtçe “Biji Serok Erdoğan” yàni “Yaşasın Başkan Erdoğan” sloganları ile kestiler. Bunu hem Erdoğan’ın miting yaptığı meydanda hem AKP Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı’nda tekrarladılar.
Bu fevkalâde mühim bir haberdi. Gel gör ki dünya yine «Üç Maymun»u oynadı. Ne gazete sloganı “Democracy Dies in Darkness” (Karanlık demokrasilerin ölümüdür) diyen The Washington Post ne de 115 senedir “All the News That’s Fit to Print” yàni Türkçesiyle, “Basılmaya Değer Bütün Haberler” sloganlı ünlü The New York Times gazeteleri haberi manşetlerine taşımadılar.
Fakat ABD bu geziye kayıtsız da değildi. Türkiye düşmanı, PKK dostu albay Wayne Marotto alay eder gibi, gûya IŞİD’e karşı (aslında ise Türkiye’ye karşı lojistik ve politik destek verdikleri) terör örgütü PKK’nin Suriye kolu YPG’nin merkezinde bulunan SDG’yi güçlendirmeye devam edeceklerini tekrar etti.
Tam da Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti sırasında… Üstelik Terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı YPG’li bir teröristin söylediklerini ve fotoğraf paylaşımını dünya basınına aktardı.
YPG’li teröristin “SDF, Suriye’de terörle mücadelede en disiplinli ve başarılı güç haline geldi. Fotoğraflar, Kuzey Suriye’deki yeni kayıtlı savaşçılarımızdan bazılarını gösteriyor.” ifadelerini paylaşan Albay Wayne Marotto, elbette kafasınca yapmıyordu bunları. Daha önce ABD Dış İşleri Bakanlığı da benzer açıklamaları defalarca yaptı.
Bütün bunlara rağmen Türkiye hálâ “ABD ile müttefikiz, aramızdaki meseleleri konuşarak çözebiliriz” ümidini taşıyor. Bendeniz bu durumu içime sindiremiyorum. Cennetmekân Sultan Abdülhamid Han’ın siyasi dehasını hatırlayıp bu dünya jandarması pisliklere karşı hakikaten dünyanın beşten büyük olduğunu göstermeliyiz.
Muhtevası çok önemli konuları haiz Diyarbakır gezisine Avrupa gazeteleri de kör – sağır kaldılar. Oysa karanlık (belirsizlik, bilgi alamamak) nasıl demokrasilerin ölümü ise, aldığı haberi yayınlamamak da gazetelerin ölümüdür. Bir gazeteci olarak benim için bu iki ABD gazetesi artık yok hükmündedir. Dünyanın namuslu bütün gazetecileri de böyle hissetmeli.
Hiçbir nedenle, hiçbir ünlü, şöhretli gazete bunu yapamaz. Yapıyorsa ortada ciddî ve vahim bir durum var demektir o gazete için.
Sadece birer gazete olarak dünya gazeteciliğinin yüzkarası değil, ABD halkı için de yüzkızartıcı bir hainliğin uzantısıdır bu gazeteler.
Yarınlarda üniversitelerinde gazetecilik tarihini okuyacak talebeler bu kötü örnekleri gördüklerinde yalnızca gazeteleri değil okurlarını da suçlayacaklar: “Bunlar nasıl böyle şöhretli gazeteler olabilmiş, demek ki okurları da pek insàn sıfatı taşımıyormuş” diyeceklerdir. 10.07.2021
YORUMLAR