Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Dr. Muharrem Avcı

DOLUDİZGİN SEÇİME DOGRU

 

Kıymetli Başkent Postası ailemiz ve saygıdeğer okurlarımız, öncelikle hepinizi en içten duygularımızla selamlıyor, Nisan’ın son günlerinden Mayıs-2023 ayına adım atarken yeni yazımızla karşınızda olmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Mübarek Ramazan ayımızı akabinde de Bayramlarımızı depremzede kardeşlerimizin derdini dert ederek buruk bir biçimde eda ettik. Milli Bayramımız Uluslararası 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, bu yıl, Ramazan Bayramımızla birleşti. Dolayısıyla hem dini hem milli heyecanla dolu bir atmosferi yaşadık.
Şu an, 14 Mayıs 2023 önümüzdeki en mühim tarih…
Bilindiği gibi, uzun tartışmaların ardından yaşanan felaketlere rağmen, Türkiye; Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi kararı aldı. Şimdi ise, doludizgin seçime doğru ilerliyor; şurada neredeyse 15 gün kaldı diyebiliriz.
Biz de bu yazımızı seçim konusuna ayıralım dedik ve hayata not düşülmesi gereken bu önemli dönemi, kendi penceremizden yorumlamayı denedik.
Türkiye, 13. Cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanıyor. Tek Başkan ve Tek Meclis sistemini oylamış ve hayata geçirmiş olmasına rağmen… Başkan değil Cumhurbaşkanı…
Ülkemiz, 28. Dönem Milletvekilliği seçim yarışına giriyor. Yani bir asırlık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, T.B.M.M yirmi sekizinci kez yenileniyor. Ara kesitleri saymazsak, yüce Meclisimizin ortama dönemlik ömrünün ancak ve ancak üç buçuk yıl olduğu tespit ediliyor… vb. hesaplarla ve mukayeselerle devam etmek; adayların şekli şemalı, seçmen davranışları ve tutumları, yörelerin siyasete bakışı ve beklentisi gibi alabildiğine geniş alanı ele almak yerine, seçim kavramından yola çıkarak; etkilendiğimiz, bizzat içerisinde yer almış olduğumuz anılarla bezenmiş bir yazı kaleme almayı düşündük. Umarız sınırlı satırlarda meramımızı sizlerle paylaşabiliriz…
Seçim olayı nedir? Diye sorduğumuzda karşımıza ilginç bilgiler çıkmaktadır. Bunların en garip olanı da şöyledir: “Nerede, nasıl ve hangi şartlarda, kimin kime hükmedebileceğini belirleme işi.” Oldukça keskin bir söz… Ama gerçekten de, günümüzdeki gözlemlerimiz bu ifadeyi doğruluyor gibi; Yönetmek değil hükmetmek… Bazıları hayır hükmetmek yanlış bir ifade diyor demesine de, iktidar olarak seçilenler ve onların atadıklarının yaptıklarına bakıldığında, hükmetmek söz konusu değilse niçin insanlar birbirlerine hakaret dolu tavırlarla saldırıyor, hak hukuk çiğneniyor ve de kıyasıya kazanmak için yarışıyorlar? İlk anlaşılması gereken mesele bu olmalı tabii ki…
İkicisine gelince, adı Cumhuriyet olan bir ülkede, ister sınıf mümessili seçin ister milletvekili, karşınızda bir seçmen kitlesi ve de işe talip adaylar var olacaktır şüphesiz.
Üçüncü olarak ise, yetkili ve etkili makama gelebilmek için önce partizanların sonra da sempatizanların ikna sürecini başarmak gerekir.
Sonrasında da huzur ikliminde, aldığı yetkiyi adalet terazisinde tartarak yönetmek için kullanmak gerekmektedir. Öz olarak, olay bundan ibaret aslında…
Vazifeler, adaylıklar ve seçimler, bizim cemiyet hayatımızın en önemli yapı taşlarıdır.
Yarım asır geriye giderek ilk öğrendiğimiz cemiyet dersini hatırlıyoruz:
“ Görev istenmez verilir, tartışılmaz icra edilir.”
Hep öyle yaptık, camiamızın üzerimize tevzi ettiği işleri yerine getirdik. Kamu görevlisi olduğumuz için de tali teşkilatların lideri olarak verilen vazifeleri ifa ettik.
Kastamonu’ya döndükten sonra, mümkün olduğunca rekabet dışı kulvarlarda, önde görünmeyen etkinliklerde hizmet vermeye özen gösterdik. Bir başka ifadeyle, kimsenin istemediği, parasız pulsuz gönüllü faaliyetlere(dernek, gençlik e spor kulüpleri… vb) talip olduk, akçalı işlerden hep uzak kaldık. Liderliğimizi hiçbir zaman gösteriş amaçlı kullanmadık, çoğunlukla birleştirici ve bütünleştirici roller üstlendik.
Seçimlere baktığımızda, bizim siyasi teşekkülümüzün bizim yöremizde çoğunlukla iddiası olmadığından genelde seçimler bizim için kaç kişi bize oy veriyor durumunu tespit maksatlıydı. Ta ki 1994 Mahalli seçimlerine kadar.
1994 yılından itibaren hep seçimlerin içinde olduk. Çünkü yerel iktidardık. Artık iddiamız vardı. Nitekim ardından gelen ilk seçimde, diğer bazı ilçelerde belediye başkanlıkları, il genel meclis üyelikleriyle milletvekilliği kazandık. Bu serüvende bizim rolümüz hep şöyle oldu: Ya yönettik ya aday adayı olarak yer aldık ya da aday olarak sahaya indik. Velhasıl hikâye epey derin…
Yazımızın sonunda, şunları söylemeden geçemeyeceğim; her şeyden önce idealist bir insanım. Her şartta davamın hizmetinde oldum, olmaya da devam edeceğim. Çocuklarım, dünle ilgili anlattıklarımla büyüdüler. Bugünü, yaptıklarım, yaşadıklarım ve bedeller ödediklerimle tanıdılar. Öyle ki benim konumumdan öylesine etkilendiler ki, “ eşeğini dövemeyen semerini döver.” meselini bile yaşadılar. Sebep olanları Allah’a havale ediyorum.
Seçimle ilgili olarak; Seçimin ülkemize, yöremize hayırlı olmasını diliyorum.
Ayrıca tüm siyasi partilerin adaylarını içtenlikle kutluyorum. Çünkü onlar, Türkiye’nin yarını ve Kastamonu’muzun geleceği için ellerini taşın altına koydular…
..Selam ve saygılarımla…

 

:

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER