Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, Dubai’de düzenlenen Expo 2020 Rosatom Haftası kapsamında 24 Ocak 2022’de düzenlenen “Halkın nükleer enerji talebi: Nükleer teknolojiler hayatlarımızı nasıl iyileştirir” konulu stratejik öneme sahip oturuma ev sahipliği yaptı. Oturumun moderatörlüğünü Rosatom Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Alexander Voronkov üstlendi.
Ana konusu halkın nükleer enerjiyi kabulü olan oturumda konuşan Voronkov, şunları dile getirdi: “Nükleer sektörde şeffaflık ve açık diyalog etkili iletişimin anahtarıdır. Bunlar, hassas konulara ilişkin doğru bilgilerin verilmesini ve nükleer enerjiyle ilgili yaygın efsaneler ve klişelerin çürütülmesini sağlar. Dahası, halkın güvenini kazanmaya yardımcı olur.”
Oturumda dünya genelinden saygın konuşmacılar, nükleer teknolojilerin yanı sıra, üstesinden gelinmesi gereken zorluklar konusunda farkındalık kazandırmak amacını taşıyan küresel iletişim yaklaşımlarından bahsettiler.
Oturumun açılış konuşmasını yapan Dünya Nükleer Birliği’nin (WNA) Genel Müdürü Sama Bilbao-y-Leon, güvenilir ve temiz elektriğe erişimin kamu sağlığının doğrudan ve dolaylı olarak güçlendirilmesinde önemli bir rol oynadığını belirtti. Bilbao-y-Leon, “Bu, tıbbi tesislerin ötesinde çocukların hayatını korumayı, güvenli içme suyu ve gıda güvenliğini sağlamayı da kapsıyor” diye konuştu.
İkinci konuşmacı olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEK) İletişim, Sosyal Yardım ve Paydaş Katılımı Sorumlusu Jeffrey Donovan, UAEK’nin yayınladığı ve tarafların nükleer konularda etkin biçimde nasıl sürece dahil edileceğine dair teorik ve pratik tavsiyeler sunan yeni bir kılavuzdan söz etti.
Donovan’ın ardından söz alan Uluslararası Gençlik Nükleer Derneği Başkan Yardımcısı Cristian Vega, 21. yüzyılın temel zorluklarını ele alan, olası çözümler sunan ve uluslararası kuruluşların nükleer enerjiyle insanların yaşamlarını iyileştirmede oynayabilecekleri rolü anlatan bir sunum yaptı.
Rosatom Orta ve Güney Afrika CEO’su Ryan Collyer da, Rosatom’un temel hedeflerinden birinin gençleri, akranlarını ve büyüklerini nükleer teknolojilerin yararları konusunda eğitmek ve aynı zamanda toplumlarına ve ülkelerine yardım için bu sorunlara çözümler bulmak amacıyla motive etmek olduğuna dikkati çekti. Collyer, “Rosatom, gençlerin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada ve bilhassa iklim değişikliğiyle mücadelede hayati bir rol oynamaları gerektiğine inanmaktadır. Yeteneklerini geliştirmeleri, görüş ve fikirlerini paylaşmaları için gençleri desteklemek için çok fazla kaynak ayırıyoruz” dedi.
Rosatom, yılda bir kez 18 yaşın üzerindeki gençlerin videolarını paylaşabildikleri ve nükleer enerjinin hayatlarına ve genel olarak topluma nasıl fayda sağlayabileceğinden bahsettikleri Afrika’yı Güçlendiren Atom (Atoms Empowering Africa) adlı bir video yarışması düzenleyerek gençleri destekliyor. Girişimi desteğini ifade eden Nükleer Alanında Afrikalı Genç Nesil (African Young Generation in Nuclear-AYGN) Başkanı Gaopalelwe Santswere konuya ilişkin olarak şunları belirtti: “Video yarışması, nükleer teknolojinin küresel zorluklara yenilikçi çözümler sunabileceğini ve kıtamızdaki insanların yaşam kalitesine fayda sağlama yolları yaratabileceğini göstermenin yaratıcı bir yolu.”
Expo oturumları, ödüllü uluslararası iletişim uzmanı, Africa4Nuclear’ın (Afrika için Nükleer) kurucusu ve yaşam boyu nükleer teknoloji savunucusu Princess Mthombeni de dahil olmak üzere pek çok genç nükleer uzmanla iletişime geçilmesine de olanak verdi. Nükleer teknolojinin faydalarına ilişkin güçlü mesajların yayılması için sosyal medya platformlarında takipçilerle etkileşim kurmanın öneminden bahseden Mthombeni, katılımcılara Nijerya ve Kenya da dahil olmak üzere diğer ülkeleri nükleer tartışmaya katılmaya teşvik eden başarılı bir medya etkinliği olan Stand Up for Nuclear (Nükleer İçin ayağa Kalk) hakkında bilgi verdi.
Rosatom Haftası boyunca, uluslararası alanda tanınan birçok uzman, nükleer teknolojinin faydalarına dair uzun uzun tartıştılar. Nükleer teknolojinin yaşam kalitesini nasıl iyileştirebileceğini ve topluma kalıcı faydalar sağlayabileceğini göstermek için gerçek hayattan pek çok örnek de paylaştılar.
En ilham verici örneklerden biri, Güney Afrika’nın WITS Üniversitesi, dünya genelinde önde gelen nükleer bilimciler, araştırmacılar, Güney Afrikalı gergedan sahipleri ve dünyanın en iyi yabani yaşam veterinerleri iş birliğinde, kaçak gergedan avcılığını önemli ölçüde azaltmayı amaçlayan bir girişim olan Rhisotope Projesi oldu. Projenin amacı, radyoaktif izotoplar kullanarak boynuzları için avlanan gergedanların sayısını azaltmanın kalıcı ve etkili bir yolunu bulmak olarak açıklandı.
Expo oturumunda Ryan Collyer, projeyle ilgili kişisel görüşlerini de paylaşarak şunları dile getirdi: “Afrika gergedanlarının durumu vahim ve bu sorun uzun zamandır devam ediyor. Bence her Güney Afrikalı öyle ya da böyle sorunu anlıyor. Ne yazık ki, Güney Afrika’da sadece 16 bin gergedan kaldı ve bu, dünyanın en büyük gergedan popülasyonunu oluşturuyor. Söz konusu durum, benim ve birçok kişi için kritik bir noktada olduğumuzu ve gergedanlar için açıkçası yeterince şey yapmadığımızın farkına varmamız gerektiğini gösteriyor. Artık onları kurtarmak için daha ciddi önlemler almamız lazım. Rhisotope Projesi fikri aslında böyle ortaya çıktı. Esasen, büyülü ve nesli tükenmekte olan bir türü kurtarmaya çalışıyoruz. Bir gergedana bakarsanız, gerçek hayattaki tek boynuzlu atı görürsünüz”.
Oturumun son konuşmasını, kadınların hikayelerini paylaşması ve gelecek nesiller için doğayı korumak isteyenlerin iletişimde olabilmesi amacıyla Mothers for Nuclear (Nükleer Anneleri Platformu) oluşumunu kuranlardan biri olan Heather Hoff yaptı.
Etkinliğin kapanışında, Paks nükleer santralinde tipograf olarak görev yapan Bálint Vincze’nin videosu izlendi. Vincze, dünyanın her yerinden insanları nükleerin hayatlarını nasıl değiştirdiğini ve hem büyük hem de küçük hayallerini gerçekleştirmeye nasıl yardımcı olduğunu paylaşmayı amaçlayan bir girişim olan İnsanlık için Atom üzerinde çalışıyor. Fotoğraflarla nükleer enerji hakkında hikâye anlatımı, bilim ve sanatın aynı amaca ulaşmak için nasıl bir araya gelebileceğinin harika bir örneğini teşkil ediyor.