İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırıları, bölgedeki zaten felaket olan durumu daha da kötüleştiriyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), yaşananları ve zorla yerinden edilmeleri sert bir dille kınarken, dünya genelinden tepkiler ise beklenenin çok altında kalıyor.
Peki, İsrail tanklarının Refah’a girmesi, bu şehirde sığınak arayan Filistinliler için ne anlama geliyor? İsrail ordusu, Hamas’ı Gazze’deki son büyük kalesi olarak nitelendirdiği Refah’ta operasyonlarını yoğunlaştırıyor. Şehrin bazı kısımlarından boşaltma emri verilmiş, Filistinliler ise derme çatma çadırlara sığınmak zorunda bırakılıyor. Bu durum, insanlık dramının boyutlarını daha da artırıyor.
İsrail, Hamas’ın Refah’ta yoğun bir şekilde mevzilendiğini ve şehirdeki dört taburunu devirmek için kara kuvvetlerinin müdahalesinin kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Ancak bu hamle, onlarca sivilin yaşamını da tehlikeye atıyor. Saldırının ilk hedefi olan Gazze’nin kuzeyinde bile, Hamas’ın yeniden toparlanıp saldırılarına devam ettiği görülüyor.
Dünya ise bu dram karşısında sessizliğini koruyor. Bu sessizlik, acaba uluslararası politik ve stratejik çıkarların, insan haklarından daha öncelikli hale gelmesinden mi kaynaklanıyor? Yoksa bölgedeki sürekli çatışma ortamı, dünya kamuoyunu duyarsızlaştırdı mı? Sorular, cevap beklerken, Refah’ta yaşam mücadelesi veren insanlar için zaman daralıyor.
Bu olaylar, uluslararası toplumun, özellikle de Birleşmiş Milletler ve büyük güçlerin, İsrail ve Filistin arasındaki anlaşmazlığı çözme konusundaki yetersizliklerini ve çelişkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Barış yolunda atılacak adımlar, her geçen gün daha da zorlaşırken, “Dünya Kudüs’e Neden Sessiz?” sorusu, tüm çıplaklığıyla ortada durmaya devam ediyor.
YORUMLAR