Nöbetçi Eczaneler
Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Daha birkaç yıl önce dünyayı kasıp-kavuran KORONAVİRÜS (COVİD-19) salgını sebebiyle 6 milyon insan hayatını kaybetmişti. İnsanlık büyük bir kaosla karşı-karşıya kalmıştı. İnsanlığın üzerindeki korku, tedirginlik, tecrit (kitlesel evlere kapanma), sokağa çıkanların ise maskenin esiri haline gelmesi ve arkasından gelen siyasi ve ekonomik krizler… Ülkelerin milyarlarca dolar kaybetmesi…
Koronavirüs (COVİD-19) aşıları ile ilgili yapılan araştırmalar ortaya atılan iddialar ve bu konudaki komplo teorileri bir gerçeğin ortaya çıkmaya başladığını aleni bir şekilde göstermeye başladı. İngiltere’de bir gurup (50’den fazla) mağdur ve yakınlarının dünyaca ünlü ilaç şirketi AstraZeneca hakkında açmış olduğu dava sonucunda aşının “nadir ancak tehlikeli yan etkileri…” olduğu GERÇEĞİ ortaya çıktı!..
Koronavirüs (COVİD-19) salgını ile mücadele döneminde Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen ve AstraZeneca ilaç şirketi tarafından dünya piyasasına sürülen aşının ne kadar tehlikeli olduğu mahkeme tarafından tescillendi. İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin “nadir ancak tehlikeli yan etkileri var” kararı üzerine ünlü ilaç şirketi AstraZeneca aşıyı dünya genelinde geri çekme kararı alması bile tehlikenin hangi boyutta olduğunu gösteriyordu.
Aslında Avustralya Tedavi Ürünleri Otoritesi 2023 Nisan ayında aşının kullanımını durdurmuştu. İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin kararından sonra aşının kullanılmasına onay veren birçok ülke aşının durdurulması kararı verecek. Zaten şu anda Avrupa Birliği aşının kullanılmaması gerektiğine dair kararını verdi.
Koronovirüs (COVİD-19) aşıları ile ilgili daha geniş ve kapsamlı araştırmalar yapılmış olsa sadece tehlikeli ve yan etkileri olduğu ile birlikte daha korkunç gerçeklerin de ortaya çıkabileceğine inanmaktayız. Koronavirüs (COVİD-19) salgın hastalığının ana kaynağı olarak Çin’in Vuhan şehrindeki bir hayvan pazarında satılan yılan veya yarasadan bulaştığı haberi tüm dünyaya servis edilmişti. Oysaki biz buna inanmayarak o dönem yayında olan AKİL BAKIŞ internet sitemizde (15 Mart 2020) “Koronavirüs İle İlgili İddiam veya Komple Teorim” başlıklı yazımda asıl gerçeğe (laboratuvar ürünü olduğuna dair” dikkat çekmiştik.
Koronavirüs İle İlgili İddiam veya Komple Teorim – (15 Mart 2020 – AKİL BAKIŞ): Koronavirüs Biyolojik Savaş’ın Ürünü müdür?! Suçlusu ABD veya İsrail midir?! Dünyayı kasıp-kavuran, büyük panik yaratan, her geçen gün daha yaygın bir halde bütün insanlığı tehdit eden Koronavirüs hastalığının kaynağı, ana menşei, ilk çıkışı acaba gerçekten Çin’in Vuhan şehrin’de hayvan pazarındaki yarasa ve yılandan mı insanlara bulaşarak önce Çin’in Vuhan şehrini, sonra tüm Çin’i ve velhasıl tüm dünyayı sarıp-sarmalamış, yoksa biyolojik savaşın bir ürünü olarak laboratuvardan sızarak yine Çin üzerinden bütün dünyaya yayılmış dilebiliriz miyiz?! Veya küresel süper güçlerin kendi aralarındaki biyolojik silahlanma yarışının bir eseri olarak bu ülkelerden birinin kendi laboratuvarlarından alınarak karşı (rakip ülke) üzerine silah olarak tatbik edilmiş bir biyolojik savaş ürünü müdür?! Veya yine kendi laboratuvarlarında karşı biyolojik savaş olarak üretmelerine rağmen kazaen sızmış olan bir vaka olarak görebilir miyiz?! Ya da insanlığın yaratılışından bu yana Tevrat, İncil ve Kur’an’da sözkonusu edilen, ki Kur’an diğerlerini de kapsayacak şekilde ve doğrulayıcı olarak birçok surede geçen ve ayetlerde anlatılan mucizeler, cezalar ve imtihanlar şeklinde insanların uyarılması için bahsedilen benzeri bir kıyamet alameti olarak görebilir miyiz günümüzde şu anda dünyayı sarıp-sarmalayan koronavirüs vakasını?! Ya da Koronavirüse kıyamet alameti olduğunu düşünebilir miyiz?!
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz tüm ihtimaller üzerinde tarihi, dinsel, sosyal, mantık perspektifinden bakıp kafa yoracak olursak mutlaka bunlardan birisi koronavirüsün yayılmasına neden olmuştur diyebiliriz. Tarihte, kutsal kitaplarda ve son yüzyıl içindeki küresel boyuttaki savaşlarda da bahsedilen benzer olayların bize anlatmak istediği perspektiften düşünecek olursak veya bu şekilde algılamaya çalışacak olursak örneklerini verdiğimiz ihtimallerinden birisini kapsayabilir diyebiliriz. Elbet ki Çin’in Vuhan şehrindeki bir hayvan pazarındaki yarasa ve yılandan yayılmış olabilir diyebildiğimiz gibi aynı zamanda küresel savaşın bir ürünü olarak (bilerek veya bilmeyerek) biyolojik savaş da sebep olmuş olabilir. Veya kutsal kitaplarda geçtiği gibi Kur’an’ın da doğruladığı ve olması muhtemel kıyamet alameti de olabilir diyeceğiz ama dinler tarihi, kutsal kitaplar ve Kur’an üzerinden Koronavirüs’e baktığımızda bu şekilde bir kıyamet alametine rastlayamıyoruz. Kıyametin küçük ve büyük alametlerini Kur’an ayetleri ve sahih hadisler üzerinde değerlendirdiğimiz zaman böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Yoksa inançlarımıza göre her şey Allah’tandır. Hayır da Şer de… Elbet ki Koronavirüs de Allah’ın insanlığa bir uyarısı ve imtihanı da olabilir. Müsebbibi kim olursa olsun Hayır ve Şer Allah’tandır. Bu asla tartışılamaz. Çin’in Vuhan şehrindeki hayvan pazarında satılan yarasa ve yılandan veya biyolojik savaşın merkez üsleri olan laboratuvarlarında üretilmiş bilerek veya kazaen bütün dünyaya yayılmasına sebep olmuş bir hastalıktır diyerek böylesi bir ihtimali dikkate alıyoruz!..
Benim böyle bir kanıya varmamın sebepleri yeni yeni değildir! Yıllar öncesine dayanan bilgi birikimimle alakası vardır!
Yıllar önce biyolojik savaş üzerine araştırma yaparken, elime geçen istihbarat bilgileri doğrultusunda yazmış olduğum bir yazımda dünyayı elinde tutan küresel emperyalist güçlerin kendi aralarındaki mücadeleden kaynaklanan biyolojik savaş amaçlı laboratuvarlarında dünya nüfusunu aza indirgemek için çalışmalar ve testler yaptıkları üzerinde durmuştum. Sanki bugünleri tahmin edercesine dünya nüfusunu gençleştirmek ve belli bir yaş sonrasının yok olması için virüs üretme yarışına girdiklerinden de bahsetmiştim. Bugün de bahsedildiği gibi o günlerde 7 milyarı geçmiş olan dünya nüfusunun en az 6 milyara veya 5 milyara indirebilmek için 60 yaş üzerini laboratuvarda üretilen bir virüs yoluyla yok etmek, adına da hastalık demek için çalışmalar yapıldığından söz etmiştim. Keşke o zamanlarda gündeme getirdiğim bu yazımı bulsam da tekrar yayınlayabilseydim. Kısaca, dünyanın geleceğini akıl süzgecinden geçirerek adeta bugünleri o yıllarda görebiliyorduk! Konumuzla alakalı olduğu için örnek vermiş oldum. Zaten yazmış olduğum bütün yazılarım ileriye yönelik olaylardan bahsetmektedir! Yani, gelecekle ilgili tahminler diyebilirim. Fakat bilgi, akıl, mantık süzgecinden geçirerek.
İşte bütün bunlardan sonra çok rahatlıkla iddia edebilirim ki bugün dünyayı kasıp-kavuran Koronavirüs Çin’in Vuhan şehrindeki hayvan pazarında yarasa veya yılandan kaynaklanmış ve yayılmış olma ihtimalini göz önünde bulundurmakla birlikte bizim bakış açımız biraz daha farklı olacaktır. Bu anlayışın tam tam tersi biyolojik savaş amaçlı üretilmiş olup dünya nüfusunu azaltmaya yönelik ve rakip düşmanlara da gözdağı amaçlı çıkartılmış ve yaygın hale gelmiş bir hastalık olabileceğini de düşünmek zorundayız. Yıllar öncesine dayanan tespit ve teşhislerim beni böyle bir düşünceye zorluyor.
Bilhassa Çin’in nüfusunu 1,5 milyar olarak bir düşünün! İddiamızı bu bile doğrulayabilir! Çin dünyanın güçlü süper ülkelerinden birisi değil midir?! ABD, Rusya, Çin ve bir de İsrail’i ekleyecek olursak! Peki, Çin kendi kendine niye zarar versin?! Rusya olmayacağına göre ilk akla gelen ABD’dir. ABD değilse ABD de İsrail’i taşeron kullanmış olabilir. O zaman ha ABD ha İsrail… Ne farkeder?!
Ve son olarak BİZ diyoruz ki bugün tüm dünyayı, bütün insanlığı tehdit altına alan ve tüm kıtalara, ülkelere salgın olarak yayılan KORONAVİRÜS bir BİYOLOJİK SAVAŞ ürünüdür!.. Sebebi Çin değildir! Çin’den çıkması ise çok profesyonel bir taktik savaş sonucu olsa gerek! Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi KORONAVİRİS Biyolojik Savaşı’ın geri tepmesidir?! Peki, Konovirüs’ün müsebbibi ülke ve süper güç her neyse PİŞMAN MIDIR?! Evet, pişmandır? Çünkü kendi silahıyla kendisini de vurmuştur. Dünyada bu kadar hızla yayılacağını ve kendisini de vuracağını tahmin edememiştir. O yüzden şu anda günah çıkartıyor? Herkes benim gibi düşünmek zorunda değildir. Bu düşüncemi komplo teori olarak da kabul edebilirsiniz. Doğru veya yanlış! Gerçeği zaman gösterecek…