Coronavirüs salgını ile başlayan küresel sağlık krizi ABD’yi olağanüstü etkilemişti. Bilhassa ABD’nin artan bütçe açıkları sonucu ekonomik sorunlarla boğuşması neticesinde doların cazibesini yitirmesi Çin ve Rusya’yı harekete geçirmişti.
Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle ABD’nin ve bazı AB ülkelerinin, Rusya’ya yönelik yaptırımlarını bir tehdit unsuru olarak kabul eden Rusya, karşı tedbir olarak enerjide (doğalgaz, petrol) kendisine bağımlı bazı AB ülkeleri kapsayacak şekilde Ruble ve Altın olarak ödemeye zorlaması, dolara karşı bir savaşın başladığının en açık göstergesiydi.
Bu durum aynı zamanda doların kontrolden çıktığını ve ABD’yi ekonomik yönden zora soktuğunu ve büyük bir finansal krizle karşı-karşıya olduğunu ortaya koyuyordu. ABD’nin piyasaya karşılığı olmayan dolar sürmesi de bu sorunu çözmeye yetmiyordu. ABD’nin finansal krize sürüklenmesi, dolara endeksli ülkelerin de güvenini sarsmıştı.
Dünyada, ekonomik ve gıda krizi, Rusya-Ukrayna ve Türkiye-Rusya Savaşı tartışmaları devam ederken Rusya-Çin işbirliği ile oluşturulacak olan finans sistemi ile ABD’nin kontrolündeki dünya finans sistemine karşı ‘dolar savaşı’ başlatıldığını aleni bir şekilde görmekteyiz.
Dünyadaki küresel ekonomik kriz, sadece ABD, AB ülkeleri, Rusya’yı değil enerjiye bağımlı tüm ülkeleri de derinden etkilemişti. Türkiye de bu ülkeler arasındaydı. Ülkeler kendi çaplarında arayışlara girmişti. Türkiye nasıl ki Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı durdurabilmek için büyük bir diplomasi trafiği yürüttüyse şimdi de dünya gıda piyasasındaki krizin yol açtığı sorunları çözmek için uğraşıyor.
Şayet Türkiye Rusya-Ukrayna savaşını (arabuluculuğu sayesinde) barışçıl yollardan durdurabilirse ve yine Rusya-Ukrayna tahılını diğer ülkelere ikmali konusunda her iki ülkeyi de ikna edebilirse inanın dünyadaki küresel finans krizi de gıda krizi de çözülecektir.
Türkiye, savaşın sebep olduğu yaptırım ve ambargolar sebebiyle bir türlü ihraç edilemeyen Rusya ve Ukrayna tahılını ihtiyacı olan ülkelere ulaştırabilmek için arabuluculuğa soyunması ve bu yönde her ülke ile diplomatik görüşmeleri başlatması, umutları biraz da olsa artırdı.
Dünyayı kasıp-kavuran Koronavirüs salgınına karşı almış olduğu önlemler/tedbirler sayesinde en az etkilenen ülkelerden birisi olarak Türkiye, sadece kendi içinde yaşadığı hayat pahalılığını çözmek için değil aynı zamanda dünyadaki gıda krizini de çözmek için de Rusya ve Ukrayna tahılının ihracı önündeki engelleri kaldıracak alternatif yollar aramaya başladı.
Asıl önemlisi, Türkiye’ye yönelik ABD ve bazı AB ülkeleri tarafından yapılan siyasi, ekonomik, psikolojik vs. baskılar, ambargolar ve yaptırımlara rağmen böylesi hassas bir konuda (dünyanın içine girmiş olduğu gıda krizi) kollarını sıvayarak çözüm arayışına girmesi karşısında sözkonusu ülkelerin tavır ve tutumları ne olacak?! Türkiye’nin bu fedakarlığını ve bu gayretini gözardı edilecek mi dersiniz?!
Türkiye için onların ne yaptığı, ne düşündüğü ve neye karar verdiği önemli değil. Türkiye böylesi küresel bir finans ve gıda krizinde seyirci kalmaması ve üzerine düşen yapmaya devam etmesidir önemli olan…
YORUMLAR