"Etkili Öğretmenlik İçin Dış Görünüm ve Giyim Kodları" Dersi Hk. S.Ö

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıda belirtilen sorularımın Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN tarafından Anayasa’nın 98’inci TBMM İçtüz...

Ekim 16, 2024 - 12:35
"Etkili Öğretmenlik İçin Dış Görünüm ve Giyim Kodları" Dersi Hk. S.Ö
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıda belirtilen sorularımın Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN tarafından Anayasa’nın 98’inci TBMM İçtüzüğün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Kezban KONUKÇU İstanbul Milletvekili 22 yıllık AKP iktidarının dinci ve milliyetçi referanslarla toplumu yeniden şekillendirmeye çalışan ve emekçilerin güvenceli çalışmasını ortadan kaldıran neoliberal politikaları sonucu eğitim ve bilim emekçilerinin hakkına yönelik saldırılar ve eğitim emekçilerine yönelik hak gaspları önceki dönemlerle kıyaslanamayacak kadar artmıştır. Eğitimi bir araç olarak kullanan iktidar eğitim emekçilerinin sorunlarını da görmezden gelmeye devam etmektedir. Siyasi iktidar senelerdir eğitim emekçilerini itibarsızlaştıran ve acil ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen politikalar izlemektedir. Bu bağlamda eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldırmış, özlük haklarını zayıflatmış, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirmiştir. Ayrıca kadın öğretmenler üzerinden “makbul” kadın yaratmaya yönelik cinsiyetçi politika ve uygulamaları son zamanlarda sık sık gündem olmuştur. Bir taraftan da tasarruf tedbiri diyerek taşımalı eğitimde servis ve yemek hakkını iptal ederek çoğu kız öğrenciler olmak üzere milyonlarca çocuğun eğitim hakkını gasp etmiştir. Okullarda temizlik personeli olarak güvencesiz işçi çalıştıran, özel sektör öğretmenlerinin emeklerinin sömürülmesine göz yuman, eğitimin tüm yükünü velilerin sırtına yüklemeye çalışan uygulamalar ile de son günlerde gündem olmuştur. Karma eğitimi hedef almış, okullara “manevi danışman” adı altında imam, vaiz ve müezzin görevlendirilmesini ilköğretime kadar indirmiştir. Kadın öğretmenler okulda, sınıfta şiddetle baş etmeye çalışırken bir bütün olarak kadınların bedenlerine, kimliklerine yaşam biçimlerine dönük müdahalelere devam edilmektedir. Yıllardır, vakıf, dernek görünümlü tarikat ve cemaatlerle yapmış olduğu protokoller neticesinde kamu okullarına çeşitli tarikatların girmesini sağlayan MEB’in kadının giyimi kuşamı üzerinden “makbul” kadın yaratma hedeflerinden biri olan beyaz önlük dayatmasından sonra şimdi de kadın öğretmenlere “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersi verilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AKP Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın yönetiminde olduğu “Enstitü Sosyal” ile protokol imzaladığı, İstanbul’un Beykoz ilçesi başta olmak üzere birçok ilde, kadın öğretmenlere yönelik bu eğitimin duyuruların yapılmaya başlandığı, Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kadın öğretmenlere başvuru formları göndererek bu eğitime katılmak isteyenlerden detaylı bilgiler talep ettiği basında yer almıştır. Öğretmenlerin maddi sıkıntılar yaşadığı, kırtasiye masraflarını dahi karşılayamadığı bir dönemde böyle bir eğitim programının düzenlenmesi eğitimciler ve birçok sivil toplum örgütleri tarafından tepki ile karşılanmıştır. Eğitim Sen tarafından, bu girişimin arkasındaki asıl amacın, kadın öğretmenleri kıyafetleriyle şekillendirip onları belirli bir ideolojiye uydurmaya çalışmak, okullara sokulan vakıf maskesi takmış tarikat ve cemaatler aracılığıyla eğitimin bilimsel, laik ve çağdaş yapısının zayıflatmak olduğu ve asıl yapılmak istenenin kadın öğretmenlerin dış görünüşleri üzerinden baskı kurmak ve mesleki yeterlilik yerine kıyafetleri denetlemeye çalışmak olduğu, özellikle dağıtılan formlar aracılığı ile kıdem, görev yeri ve branş gibi bilgilerin toplanmasının fişleme girişimi olduğu ve öğretmenlerin üzerinde baskı kurulmaya çalışılarak ciddi bir hak ihlali yaratıldığı ifade edilmiştir. Ülkede son günlerde kadınlara karşı uygulanan şiddet ve taciz olayları tam bir vahşete dönüşmüşken müfredatla çocuklara yapılmak istenenin bu uygulamalarla eğitim emekçilerine de yapılmaya çalışıldığı, “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” adlı eğitim ile yapılmaya çalışılanın aslında yine kadını patriyarkal bakış açısıyla şekillendirip, değersizleştirip, evlere hapsetmek olduğu ortadadır. Bu bağlamda; 1- Eğitim alanındaki temel sorunlar, öğretmenlerin sosyal ve ekonomik sorunları, şiddete maruz kalmaları görmezden gelinirken sadece kadın öğretmenlere “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersi verilmesinin amacı nedir? 2- İmzalanan protokol tüm tepkilere rağmen kanunlaşan Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Maarif Modelin daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesine yönelik bir uygulama mıdır? 3- Bakanlığınızca kadın öğretmenlere “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersi verilmesi ile  kadın öğretmenlerin kendi iradeleri dışında önlük veya başka bir kıyafet giymeye zorlanmalarının öğretmenlerin emekçi kimliğini ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim olmadığı mı düşünülmektedir? 4- Taşımalı öğrencilerin servis hakları, öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek ve içilebilir su sağlanması, okullara kadrolu temizlik görevlileri atamaları, öğrencileri 40-50 kişilik yığma sınıflardan kurtarılmaları gerekirken Bakanlığınız bütçesinin vakıf, dernek adı altındaki cemaatlerle protokoller imzalayarak buralara aktarılmasının gerekçesi nedir? 5- Bakanlığınızca kadın öğretmenlere “giyinmeyi öğretmek” için iktidara yakın “Enstitü Sosyal” ile birlikte vereceği “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” derslerinin kadın öğretmenler açısından daha fazla baskıya, disiplin soruşturmalarına, mobbing ve ayrımcılığa yol açacağı öngörülmemekte midir? 6- Bakanlığınızca kadın bedeni üzerinden, kadının giyimi üzerinden “makbul” kadın yaratmak dışında eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadınlara yönelik ayrımcılık ve baskıları sonlandırmak amacıyla yapılması düşünülen herhangi bir çalışma bulunmakta mıdır? 7- Eğitimde yaşanan ve acil çözülmesi gereken birçok sorun bulunurken ve eğitim emekçileri ile birlikte birçok sivil toplum örgütleri tarafından itiraz edilen bu protokolün derhal sonlandırılması amacıyla Bakanlığınızca bir girişimde bulunulacak mıdır?