Hüdapar Mersin Milletvekili Faruk Dinç resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylasi paylasimda şu ifadeleri kullandı ;
CHP tek partili döneminde bırakın ezanın okunması, camileri parti binası olarak dahi kullanmıştır.
Edremit Yıldırım Beyazıt Camii:
Avlusu ve bitişiğindeki mezarlık, Bakanlar Kurulunun 06.05.1936 tarih ve 2/5369 sayılı kararıyla, halkevi binası yapılmak üzere 300 lira bedelle CHP’ye satılmıştır.
İstanbul Şehremini Arpaemini Mahallesi, Yavaşça Şahin Camii ve Tekkesi: Bakanlar Kurulunun 29.09.1936 tarih ve 2/5369 sayılı kararıyla 1.000 TL bedelle CHP İstanbul İl Başkanlığına satılmıştır.
Gaziantep Balıklı Nahiyesi, Selim Efendi Camii: Vakıflar İdare Meclisinin 07.10.1940 tarih ve 857/763 sayılı kararıyla 1.660 TL bedelle CHP’ye devredilmiştir.
İstanbul Anadoluhisarı Küçüksu Camii: Üzerine “altıok” işareti konularak CHP teşkilatı olarak kullanılmıştır. Ve buna benzer yüzlerce camiyi kapatmış, farklı amaçlar için kullanmıştır. Bu tarihsel olaylar, dönemin uygulamalarını ve yaklaşımını açıkça gözler önüne sermektedir. Hataylı Müslümanlar, Fransız işgali altındayken ezan ve kameti serbestçe okuyorlardı. Ancak Türkiye’ye katıldıktan sonra ezan ve kametin yasaklanması nasıl açıklanabilir? Diyorsunuz ki; kimse Arapça bilmediği için ezan Türkçe olsun dedik. Peki doğuda Türkçe bilmeyenler vardı, bunu nasıl izah edersiniz? Derdiniz ezanın anlaşılması değildi, ortadan kaldırmasıydı.
Laiklikten anladığınız, insanların inandıkları gibi yaşaması değil; ideolojilerinizle dayattığınız şekilde bir inanca göre yaşamasıdır.