Aşı konusundaki zorlamanın devlet eliyle işlenen bir suç olacağını defalarca dile getirmiştim.
«Yeniden Refah Partisi» genel başkanı Fatih Erbakan, da bu aşı zorlamasına ilişkin önemli bir açaklama yaptı.
“Aşı yaptırmayan 20 milyondan fazla vatandaşımız adeta dışlanma, aforoz edilme, vatan haini ilân edilme tehdidi ile karşı karşıya. Bu kabul edebileceğimiz bir durum değil…” diyen Erbakan, yapılanların anayasaya, insàn haklarına aykırı davranışlar olduğunu ifade ediyor.
Gösterdiği hassasiyet sebebiyle sayın Fatih Erbakan’ı tebrik ediyorum. “Âdil düzen” diyen, adaleti baş ilke edinmiş merhum babasının yolunda olduğunu gösterdi.
Lafta “adalet” diyen, icraatta adaleti değil parti menfaatlerini baş ilke edinmiş, merhum Erbakan hocadan partiyi miras gibi devralmış SP ise CHP ve IYI Partiden farksız… Zaten onlarla resmen ittifak halinde. Hattâ HDP’ye bile göz kırpıyorlar.
Aşı konusunda ülke çapında bir kafa karışıklığı var. Hattâ dünya çapında dahi büyük bir bilgisizlik, binaen’aleyh kafa karışıklığı hâkim.
Bu durumda vaka sayılarını baz alarak, yok efendim yeni vakalarda aşı olmayanlar şu kadar çoğunlukta diyerek “aşı zorlaması” yapılamaz.
Pandemi adı üstünde salgın demek. Bir salgın hastalıklatn korunmanın en iyi yolu ise birilerinden virüs almamak…
Binaen’aleyh kalabalıklara karışmamaktır. Bunu da zorlamalarla değil, halkı ikna ederek, bilinçlendirmek suretiyle yaparsanız netice alırsınız.
Üstelik, geçen Hıncal Uluç da yazmıştı, futbol karşılaşmalarında (Süper Lig de başlıyor) herkes kıç kıça oturuyor, ne maske ne mesafe var…
Ve… aşı karşıtlarını tek katagoride ele alamazsınız.
Gerçekten de şuursuz, bilgisiz; “korona da neymiş?” diyen bir ahmak takımı yok değil. Fakat bu katagoridekiler oldukça az.
Aşı karşıtlarının önemli bir bölümü ise, aşının yan etkilerinden korkan, aşıların (Biontech ve Sinovac) henüz tamamen zararsız olduğu hakkında hiçbir ilmî veri, tesbit bulunmadığı için aşıdan kaçan katagoridekiler.
Şahsım adına konuşayım…
Tamamen yerli ve kendi ilim adamlarımızın, Müslüman hekimlerin bulduğu bir aşı olsun, onlar “bizim icadımız olan bu aşılarda Müslüman için ne dinen, ne tıbben bir zarar yok, fayda var” desinler hemen aşı olurum.
Biz “beni Türk hekimlerine emanet edin” şiarını lafta benimseyenlerden değiliz. Müslüman Türk hekimlerinin kendi icadı olacak aşıyı dört gözle bekliyor ve buradan ilân ediyorum, önce kendim koşup aşı olacağım, sonra da tüm çevreme ısrarcı olacağım bu aşı için.
Muhterem okurlarım, sizler bizi yakinen tanıdınız. Bütün yazılarımda değilse bile neredeyse tamamında “ihlas” derim de başka demem.
Allah samimi kullarını sever.
Özü sözü dosdoğru olmayan münafıktır ve Allah münafıkları hiç sevmez.
Dosdoğru olmak, önce kendi bir şeye hakkıyla inanmaktır. Bir ilim adamı herkes böyle yapıyor diye paçaları sıvamaz.
Bir ilim adamı doğruyu, hakikati bulup önce kendi hakkıyla ikna olur sonra âleme duyurur. Bizde ise neredeyse tam aksi yapılıyor.
Hem zaten bizde ilim adamı kıtlığı var. Dünyanın ilk yüz üniversitesi içinde bile bir tek üniversitemiz yok. Dünya çapında sözü dinlenir kaç ilim insanımız var Allah aşkına?
Lütfen palavracılığa dayalı zorlamadan vazgeçin. Kendi ayağınıza mermi sıkmaktan hálâ usanmadınız mı? O hâlde bir mermi de kafanıza sıkın, siz de biz de kurtulalım yahu… 01.08.2021
YORUMLAR