Bu yazımda “öncelikle, yazının ikinci bölümündeki bahisle de alâkalı olacak” bir meseleye ışık tutmuş bir ecnebi isimden bahsetmek istiyorum. Hasseten Atatürk hayranları iyi okusunlar.
Bahsedeceğim adamın tam ismi: Geoffrey Lewis (d.19 Haziran 1920− ö.9 Şubat 2008) Hayli uzun bir ömür sürmüş hayatı boyunca araştırmış.
Onu bana sevdiren, bizim birçok milliyetçi muhafazakâr geçinen sözde ziyâlımızdan kat kat fazla Türkçe üzerine yaptığı araştırmaları. G. Lewis, Oxford Üniversitesi emekli profesörü yüksek vasıflı bir insandır.
Kendi ana dili yerine millî eğitiminde İngilizce ile ders okutan ve bununla övünen bizimki türünde ezik ülkelere «Teach Yourself» Türkçesiyle, “kendini (kendi dilini) öğret” dedi. Yazdığı «Türk Lisân İnkılâbı Yıkıcı Bir Muvaffakiyet» (Turkish Language Reform: A Catastrophic Success) kitabı ile tanınır.
Bakınız burada da «muvaffakiyet» dedim. Oysa araştırın hemen her yerde kitabın isminin «Yıkıcı Bir Başarı» olarak çevrildiğini göreceksiniz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…
II. Dünya Savaşı ertesinde Türkiye hakkında çalışmalarına başlayan G. Lewis, Türkiye ve Türk dili hakkında 60 yıllık bir tecrübenin sahibidir. Türk lisánı hakkında birçok önemli eseri ve tercümesi vardır.
Bak burada da «lisán» dedim. Dil demedim. Dil kelimesi uydurukça değildir fakat lisán başka dil başkadır. Bazı ahmaklar Lewis’in Türk dili hakkında çalıştığını yazıyorlar. Oysa o Türk lisánı üzerinde çalıştı.
«Kuşların dili» dersiniz. Bu kuşların cıvıltıları, şen şakrak ötüşlerini anlatır. Fakat «kuşların lisánı» diyemezsiniz. Zira lisán denildiğinde onun bir lügati, bir grameri, fonetiği vardır.
«Fecî Türk Lisán İnkılâbı» kitabında çoğunlukla Lisán (ve yazı) İnkılâbını tenkid eder, bilime, ilme, irfana uzak ciheti üzerinde durur. İngiliz G. Lewis, Türk Lisánını Devirme inkılâbı için «catastrophic» (fecî, felâketle biten, yıkıcı) tâbirini kullanıyordu!.
Kitabının adı: «The Turkish Language Reform A Catastrophic Success» Türkçe ifadesiyle «Fecî Türk Lisán İnkılâbı» dedik. Catastrophic (feci) kelimesine dikat çektik. G. Lewis’in bu güzel ifadesinden yola çıkarak tüm bozuk inkılâbları mündemiç (içinde barındıran) bir şekilde «Catastrophıc Revolutions On Turkiye» zengin Türkçe ile «Türkiye Üzerinde Feci İnkılâblar» demek istiyorum.
Zira o inkılâbların (kuşdili ile devrimlerin, devirmelerin) bir tek istisnası yoktur şerli kefeden alıp hayırlı kefesine konulabilsin!. Yàni G. Lewis’in deyişiyle «ATATÜRK İNKILÂBLARI»nın tamamı “fecî”dir.
Lisánımızı kuşdiline çevirdiler, Kur’ân harfli yazımızı meriyetten kaldırdılar, Türkçe diye gâvurun latin harflerini getirdiler de başka yedikleri bir halt yok muydu? Meselâ «Kılık Kıyafet İnkılâbı» ve neticesi feci değil midir?
Dile getirdiğim için topa tutuldum, birçokları defterlerinden sildiler. Lâkin tekrar edeceğim: Bugün çok az istisnasıyla kadınlarımız çıplaktır. Bakıyorsunuz başörtülü kadın ancak ayağında erkekler gibi pantolon var. Bacak şekli belli oluyor, kendini tesettürlü sayıyor! Hele şimdilerde iyice yaygınlaşan şu TAYT dedikleri çorabımsı lâ’net şeyden hiç bahsetmeyeyim. Kefen bezine mahrem yerleri bile belli ediyor!.
Bakınız, 6284 sayılı kanun hakkında hükûmet kanadında bazı şeyler yapılmak isteniyor ya… Resmen kudurdu (PKK’ya bile kucak açabilen) namussuzlar. Araştırın mesele kadına şiddete mani olmak mı yoksa kadını kocasından ayırmak mıdır? Kararı siz verin.
Lisán inkılâbından önce birisi sözle kalp kırdığında “zátıâlilerine itâle-i lisán eyledim, afvediniz” derdi. Kısır fakir Türkçe’de “size tecavüz ettim, özür dilerim” mi diyecekler? Tecavüz fiilen haksızlık, saldırı, itâle söz atmak, söz uzatmaktır.. Ah kısırlık, vah fakirlik… Lâ’net olsun tüm inkılâblara. 14.03.2023
YORUMLAR