Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Fethi idrâk edebilseydik…

Dünya tarihinde Kostantaniyye’nin (bugünkü İstanbul) fethi kadar mühim bir başka hadise yoktur. Âlimler bu fethi kronolojik, sosyopsikolojik (içtimaiyat sahası) ve daha birçok yönden incelemişler ve fakat hálâ eksiktir.

Eksiklik incelemelerden ziyâde idrâk alanındadır. Zira, Fethin idrâk edilmesi için onu idrâk etmesi gerekenlerin de müsait olmaları gerekiyor.

Beyinleri dumura uğramış, ruhları köhne Bizans’ın artığı haçlı Batı’ya ram olmuş nesiller Fethi binlerce kitap da okusa yine anlayamazlar.

Fethi idrâk önce şehadeti idrâk ile olur. Şehadet nedir bilir misiniz? Hayır bilemezsiniz. Bu tesbiti ben değil yüce Kur’ân ile Allah yapıyor:

“Allah yolunda öldürülmüş olanlar için «ölüler» demeyin. Bil’akis onlar diridirler. Fakat siz iyice anlamazsınız.” Bu âyet-i celîlenin tefsirini iyi okumak ve şehadeti seven nesiller yetiştirmek gerek.

Allah yolunda ölmeyi ölüm görmeyen nesiller fethin askerleri olabilirler ancak. Feth’in sırrı buradadır. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Kostantaniyye’nin fethinin mutlaka gerçekleşeceğini bildirdi. Ve bu müjdeyi ashabına verirken bir de “fethi gerçekleştirecek komutan ve askerlerinin” çok güzel insànlar (Allah’ın sâlih kulları) olduklarını beyan etti.

Fethin askerleri bu zor görevde çokca şehid verileceğini bilerek çıktı yola. Fatih Sultan Mehmed Han’ın güzide ordusu da Ebâ Eyyup El Ensârî’nin (radiyallahü anh) içinde olduğu Muaviye (radiyallahü anh)  hazretlerinin gönderdiği ordu gibi aynı şehadet şuurundaydılar. 

İstanbul surları dibine varır varmaz Akşemseddin hazretleri (kadd. sırrûh) Ebâ Eyyup El Ensârî’nin (radiyallahü anh) yerini tesbit etti ve o hiç bozulmamış nâşın üzerine bir türbe inşá edildi, bir mescid yapıldı sonra da.

Ve o Peygamberimizi misafir etmiş büyük sahabenin (radiyallahü anh) huzurunda Fetih yemini ettiler hep birlikte. Duâlarda “Ya Rab, bize fethi müyesser kıl, bizi şehidler kervanına kat ama Kostantaniyye’de ezanlar okunsun, artık bu belde İslâm’ın olsun” niyazı vardı.

Netekim çok şehid verildi, muhasara günlerce sürdü ama II. Mehmed Han (kadd. sırrûh) sürekli olarak atını denize sürüyor “Ya ben bu şehri alırım, ya o beni” diyor, şehadet ve fetih ile yatıp kalkıyordu.

29 Mayıs 1453 sabahı Akşemseddin Hazretleri gördüğü rü’yâyı anlattı Sultan Mehmed Han’a. Yorumu (rü’yâ tâbiri) de çok kısaydı:

“Sultanım bugün inşá’allah fetih müyesser olacak!.” Gayrı Mehmet’i tut tutabilirsen. Zırhlarını, atını, kılıcını bir daha gözden geçirdi ve hocası Akşemseddin’e teşekkür edip abdest aldı, alnını secdeye koydu, yüzlerce hamdele ve salvele ile doğrulup ordusunun başına geçti…

Evet Fetih müyesser oldu. Bizans halkı Fatih’i büyük bir tezahüratla karşıladı. “Biz sizin sarıklarınızı şu din satan, bizi enâyi yerine koyup Cennet’ten yer satan aşağılık papazların külahlarına tercih ediyorduk. Ne iyi ettiniz de gelip bizi kurtardınız” diyorlardı hep birlikte.

Osmanlı ordusu şehidlerini defnetti, Ayasofya’da ilk Cuma namazı kılındı. Ardından şehidler için cenaze namazları da eda edildi.

Ve artık İstanbul ismini alan Kostantaniyye, bir İslâm beldesi olarak ezanlarla çınlıyor, şarkın güneşi bir medeniyet merkezi oluyordu.

Fatih Sultan Mehmed Han, Allah’ın veli kullarından biriydi. Şehirde birkaç veziri ile birlikte dolaşırken bir köşede oturup ağlamakta olan bir pirifaniye rastladı. O meczuba doğru yöneldi eğilip kulağına “neden ağlıyorsun? Bak herkes sevinç içinde, senin sıkıntın nedir, ne ise söyle hemen halledeyim” dedi.

Meczup sultanın yüzüne baktı, acı bir tebessümle, “sende bu kudret yok, yalnızca O (c.c) giderebilir sıkıntımı, lâkin O (c.c) da hikmetiyle böyle istiyor” dedi. Fatih bir şey anlayamadı. Karargahına döndüğünde bu muhabbeti hocası Akşemseddin’e arzedecek ve şu cevabı alacaktı:

“Ey II. Murad Han oğlu el muzaffer II. Mehmed han, evet sen bu beldeyi şu mübarek ordunla fethettin ama gün gelecek bu beldeye şeref verenlerin kemikleri sızlayacak. İstanbul belki haçlının eline bilfiil geçmeyecek ama sanki onlar varmış gibi bir rezil hale bürünecek. Meczubun sıkıntısı budur, bu sıkıntıyı Allah’tan başkası hallü fasl eyleyemez…” dedi.

569’uncu Fetih yılı kutlu olsun!.. 29.05.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER