Yaklaşık 40 yıl önce dini duyguları kullanarak güzel ülkemin, güzel insanları arasına nifak ve ihanet tohumlarını eken FETÖ/PDY (Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması) adlı ihanet şebekesini çökertmek için sayıları bir elin beş parmağı kadar olan dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, İstihbarat’tan Sorumlu Müdür Yardımcısı Osman Ak, İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman, İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Zafer Aktaş ve İstihbarat Büro Amiri Mahmut Çorumlu’dan oluşan koca yürekli vatan aşıkları 21 yıl önce hemen işe koyuldular. Çok hızlı hareket etmeleri gerekliydi çünkü FETÖ devlet kurumların adeta tüm köşe başlarını işgal etmekteydi. 1990 yılları o zamanki adlandırmayla, ‘Fetullahçıların’ en çok konuşulduğu, en çok devletin kurumlarında üst düzey yönetici olarak görev aldığı kısacası sözlerinin her alanda geçtiği yıllardı. Özellikle emniyette ciddi bir şekilde örgütlendikleri, tayin ve terfilere etki edebilecek konuma geldikleri bir dönemde; gecesini gündüzüne katan bir elin beş parmağı olan gözü kara ekip kısa bir süre içerinde 21 Nisan 1999 tarihinde ‘Fetullah Gülen ve Işık Tarikatı’ başlıklı raporu Devlet Güvenlik Mahkemeleri Başsavcılığı’na teslim etti. Raporda FETÖ/PDY yapılanmasının boyutlarına ve amaçlarına dikkat çekilerek ‘din görünümlü isyanların en sinsi, en kapsamlı ve en tehlikelisini yapabilirler’ uyarısı yapılıyordu. Tespit edilen hususlarla ilgili eğer gerekli tedbirler alınmasa çok ağır sonuçları doğuracağı konusu da dile getirilmişti. Kısa bir süre sonra Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı Nuh Mete Yüksel’in terörist başı Fetullah Gülen hakkında soruşturma açtığı haberleri duyulmaya başlanmıştı. Mart 1999 yılında Gülen’e açılan bir soruşturma sonrası Bülent Ecevit, Gülen’i aramış ve şöyle demişti: “Sağlığınız çok önemli… Sizinle ilgili böyle bir soruşturma olsa haberimiz olurdu… Lütfen tedavinizi aksatmayın ve Amerika’ya gidin…” Ecevit’in Amerika’ya gecikmeden gitmesini önermesi ile Gülen 21 Mart 1999 tarihinde THY uçağı ile bir daha geri dönmemek üzere kaçtı. Kanlı örgütün tüm kirli faaliyetlerini deşifre ederek rapor hazırlayan ekip ABD’ye kaçan terörist başı Gülen’in talimatları ile artık örgütün devletin için de ki karanlık ellerin en büyük hedefi haline gelmişlerdi. Bu rapor ile Anadolu’nun has evlatları içerde ki hainlerin zulmü ile karşı karşıya kaldılar. Kimisi mesleki olarak sürgüne gönderildi, kimisi yalnızlığa terk edildi, kimisi iftira atılarak yargılandı, kimisinin rütbesi söküldü. Dönemin Savcısı Nuh Mete Yüksel, Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne başvurarak Gülen’in tutuklanmasını isterken, mahkeme talebi kabul etti. 11 Ağustos 2000 günü mahkeme Gülen için yakalama kararı verdi. Kısa bir süre sonra Savcı Nuh Mete Yüksel hakkında ihraç kararı çıktı. Kanlı örgüt darbe girişiminden önce de çeşitli zaman aralıklarında suikastlar, tuzaklar, toplumsal şiddet olayları ve kumpaslarla onlarca insanı yaşamdan koparırken, binlerce yuvaya ateş düşürdü. Terörist başı Pensilvanya eyaletinde verdiği talimatlarla devletin içine sızmış üniformalı ve kravatlı teröristlerin oluşturduğu terör örgütü FETÖ/PDY ile 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde bulunarak, 250 vatandaşımızı şehit, binlercesini ise yaralamıştır. Fethullahçı Terör Örgütü’nün yapılanmasını 21 yıl önce resmi olarak raporlaştıran isimlerden bir olan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Mahmut Çorumlu’nun çok önemli bir kaç uyarılarına dikkatlerinizi çekmek istiyorum. 15 Temmuz darbesini gerçekleştiren FETÖ terör örgütü 40 yıl boyunca bu milletin içinde sinsice dolaşarak dini duygularını sömürerek yüz binlercesini kendine köle etti adeta. Bu sömürü ve ihaneti yaparken eğitim kurumları kurarak daha çocuk okumaya yazmaya başladığı ilk anından itibaren zehrini enjekte etmiştir. Eğitimden, ticarete sonrasın da ise devlet yönetimi ve idaresinde kamusal görevleri hileli yollarla yandaşlarını atayarak ülkeyi darbe eşine getirmişlerdir. İşte 15 Temmuz FETÖ darbesi öncesi ve sonrasında birçok meseleye tanık ve vakıf olan Mahmut Çorumlu birkaç gün önce Habertürk Yazarı Yasemin Güneri’nin köşesindeki söylemlerine bende yer vermek istedim.
Çorumlu’nun tarikatlar hakkında yaptığı şu uyarıları hepimizin bilmesinde fayda var.
1-Kod isim kullanan her grup, cemaat ve tarikatlar sıkıntı yaratır. Ayrıca çok tehlikelidir. FETÖ ve Adnan hocada gördük bunu
2-Mehdilik ve Mesihlik olanlara dikkat etmek gerekir. Sıkıntılıdır.
3-Devlet içinde örgütlenmeye çalışan ve devlet hiyerarşisine “gölge hiyerarşi” kuranlar…
4-Şeffaf olmayan, herkesin rahatlıkla girip çıkamadığı ve kapalı kapılar ardında sırları olanlara dikkat etmek gerekir.
5-Devletin kurucu felsefesine karşı olanlar tehlikelidir.
Mesleğe başladığı günden beri FETÖ terör örgütünün hep hedefinde olan isim Mahmut Çorumlu söyleşinde şöyle devam ediyor. ‘Uzun süredir FETÖ, İslami cemaat ve tarikatlarla hükümeti karşı karşıya getirmeye çalışıyor’ Din istismarıyla ülkede darbe yapmaya bile yeltenen FETÖ’nün, bu kez tarikatlara el atması aslında beklenen bir durum. GATA Başhekim Yardımcısı’nın yarattığı infial de bunun en önemli kanıtlarından biri olmalı.’’ Diyerek meselenin ciddiyetini bir kez daha hatırlatarak kamuoyunu bilgilendirdi. Şunu millet olarak çok iyi biliyoruz ki FETÖ yıllarca din istismarı yapmış ve 15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemizi büyük bir felaketin eşiğine getirmiştir. Türkiye ‘de siyasi partilerin oy deposu haline gelen bazı tarikat ve cemaatlerin topluma din ve ahlak öğretisi vermekten çok uzak olduğu, bunun yerine devlet kademelerinde kadrolaşma, özel eğitim kurumları oluşturma ve ticari rant gibi faaliyetlerin içinde oldukları gözlemlenmektedir. 15 Temmuz’ların bir daha yaşanmaması için Sayın Mahmut Çorumlu’nun İslam düşmanı FETÖ konusundaki uyarılarını can kulağı dinleyerek bundan sonra din üzerinden yapılacak her türlü istismarlara karşı bir bilinç oluşturmamız gerekliliğini daha iyi kavramamız gerekir.
Dr. İmbat MUĞLU
YORUMLAR