GAVURLAR NİYE ZENGİN!
Peygamberimiz ve Kutsal kitabımızın biz Müslümanların yapmamamız gerekenleri hatırlatıp, ıslah etmeye çalıştığı şu dünyada tüm insanlığın kendisine ait dini olsa da tek ilahın, er, geç huzurunda hesap vereceğimiz Allah olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Buna rağmen başta, ‘Müslümanım’ diyenler olmak üzere sözde insanım, inanıyorum diyenler olmak üzere biz insanları, inananların doğaya, diğer canlılara ne yaptığını yine Allah biliyor ve ona göre veriyor desem başta gerici yobazlar olmak üzere kendisinin inanmayanlar olarak belirtip, evdeki anasına, bacısına bile anlatamayanlar bana kızacaklar.
Evet, aynı zamanda köylüm olan komşumuz ailenin ferdi, siyasi olarak benden çok farklı düşünmeyen kardeşim Rüstem Korkmaz’ın sanalda bir paylaşımını görüp, birileri gibi okumadan beğenmeden önce bir değil, iki kez okuduğum, bununla yetinmeyip kısa bir araştırma yaptığım ‘Kenyalı koşucu Abel Mutai ve İspanyol yarışçı İvan Fernandez’in hikâyesi.’ ni bir kez daha okuyunca yutkunduğumu ve utanma duygusuyla titreyip terlediğimi de hissediyordum.
Çünkü bu hikayedeki insanlığın kalıp, kalmadığını düşünürken dini bilgisi O dinimizi ve kitabımızı kullanan sahtekârlar kadar olmazsa da olaya farklı bir yönde baktım.
Çünkü gavur dediğimiz, sömürgeci diye ‘kahrolsun’ diyerek beddua ettiğimiz insanlarla bizim aramızda ki farkın yani mutluluğun, zenginliğin, gücün niye farklı olduğunu ve neden gavur dediklerimizin bizden daha iyi bir yaşamla bu dünyadan göçüp, o dünyaya gittiklerini sorgulamak istedim.
Yani biz, ‘insanım’ diyenler dünya üzerindeyken terazinin neden başta Avrupa denen dünyadaki gavurlara yönelik ağır tarttığını, başta kendime olmak üzere sormak onca cemaatçiye, din simsarına, siyaseten ellerine aldıkları kutsal kitabımızı sallayanlara sormak geldi içimden.
Hem de ne anlatmak istediğini çokta bilmediğimiz bol cuma mesajları yayınlanan yeni bir gün olan mübarek denen Cuma’ya bağlandığı saatler esnasında…
Evet, Rüstem’in paylaşımının bana bugünkü yazımı da yazdırdığını fark edip, o paylaşımın ne olduğuna sizin de bakıp, es geçmeden okumanızı ve ‘Ben Müslümanın, bu dünyada olmasa da O dünyada biz erkeklere huriler ve kadınlara da Gılman verilecek ya, buna da şükür’ deyip saçmalıklara inanıp, inanmadığınızı ve en önemlisi bu dünyada hangimizin Allah’tan vahiy yoluyla aldığı bilgileri ve emirleri tebliğ eden, muhataplarını hak dine çağırmakla görevlendirilen Peygamberin dediklerini, Kur’an’ın emrettiklerini yerine getirdiğimizi ve en önemlisi bu dünyada kimin dürüst, namuslu olduğuna bakmadan gavurlar niye zengin, güçlü, refah içinde..
Bizlerse, ‘zalimler keyif yaparken niye yoksulluk çekeriz?’ diye az düşünelim derim. İşte insanlığın, dürüstlüğün, hak yememenin, haramı bilmenin ve niye gavur dediklerimizin bizden daha zengin, bizden daha sosyal, siyasal olarak neden daha güçlü, olduğunu anlatan ve son seçimler öncesinde YouTube üzerinden yaptığı yayınlarla gündeme gelen Muhammed Yakut’un yakalandığı İspanyalı atlet Ivan Fernandez ile dünyada ki en yoksul 50 ülke arasında 42. sırada bulunan Kenyalı atlet Abel Mutai arasında yaşanan ve gerçek insanlığı, dürüstlüğü, inancı anlatan O yazı..
‘Bir yarışta (resme bakın), Kenya’yı temsil eden atlet Abel Mutai, bitiş çizgisinden sadece birkaç metre ötedeydi, ancak yarışı tamamladığını düşünerek koşmayı bıraktı. İspanyol atlet Ivan Fernandez tam arkasındaydı ve neler olduğunu fark etti, koşmaya devam etmesi için Kenyalı Abel’e bağırmaya başladı; ama Mutai’nin İspanyolca anlamadığını bilmiyordu. Sonra İspanyol atlet onu zafere itti. Bir gazeteci Ivan’a “Bunu neden yaptın?” diye sordu. Ivan, “Hayalim bir gün bir tür toplum yaşamına sahip olabileceğimizdir” dedi. Gazeteci “Peki neden Kenya’lının kazanmasına izin verdiniz?” Ivan, “Kazanmasına izin vermedim, kazanacaktı” diye yanıtladı. Gazeteci yine ısrar etti, “Ama kazanabilirdin!” Ivan ona baktı ve cevap verdi, “Ama zaferimin değeri ne olacaktı? O madalyanın onuru ne olurdu? Annem bunun hakkında ne düşünürdü?” Değerler nesilden nesille aktarılır. Çocuklarımıza hangi değerleri öğretiyoruz? Çocuklarımıza yanlış bir şekilde öğretmeyelim.’
Ha bu arada yazıma iki kısa haberle son vereyim belki yukarıda anlatmak istediğimiz daha iyi anlaşılır diyerek…
-Arnavutluk’a kaçtıktan sonra yakalanarak Türkiye’ye getirilen Thodex kurucusu Ardahan Hoçvanlı Faruk Fatih Özer’in dolandırıcılık başta olmak üzere birçok suçtan yargılandığı davada mahkeme kararını açıkladı. Özer, 11 bin 196 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası aldığı haberlerinden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2 Temmuz 1993’te 33 kişinin yakılarak katledilmesine ilişkin Sivas Katliamı davasında “İdam cezası alan, idam cezası kaldırılınca cezası “Ağırlaştırılmış müebbet” hapse dönüştürülen “asli fail” Hayrettin Gül’ün cezasını “sürekli hastalık” gerekçesiyle kaldırıldığı haberini alıyorduk.
YORUMLAR