Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Hepimiz tehlikedeyiz

Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer ve Başkan Yardımcısı, Uzman Psikolog Şenay Ölmez’den Yazılı Açıklama

Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı

“İnsana, Hayvana ve Doğaya-Çevreye Yönelik Şiddete Karşı, Eğitim, Sağlık, Hukuk, Adalet, Basın ve Gönüllü Kuruluşların (STK) Birlikte Hareket Ettiği Bir Mücadele Planı Çok İvedi Gerekli”

Okul ve Üniversitelerde, Sevgi ve Dostluk Kulübü,

Kamu ve Özel İş Yerleri,  Meslek Örgütleri, Gönüllü Kuruluşlar, Köy ve Mahallelerde

 “Sevgi ve Dostluk Kurulu” Oluşturulmalı

            Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer ve Başkan Yardımcısı, Uzman Psikolog  Şenay Ölmez, Ankara’da yaptıkları ortak açıklamada, herkesin tehlike içinde bulunduğunu, insana, hayvana ve doğaya-çevreye yönelik şiddetin  korkutucu ve utandırıcı boyutlara  ulaştığını, çok ivedi olarak  eğitim, sağlık, hukuk, adalet, basın ve gönüllü kuruluşların (STK) birlikte hareket ettiği bir mücadele planına, sevgi ve dostluğu temel alacak girişimlere gerek olduğunu belirttiler.

            Şenay Ölmez ve Rıza Sümer’in açıklaması şöyle.

            “Hepimiz tehlikedeyiz. Şiddet toplumun ruh sağlığı açısından acil ele alınması gereken bir konudur. Şiddetle ilgili mücadelede çalışan bütün  kurum ve kuruluşların iş birliği yapması gerekir. Özellikle toplumun şiddet davranışlarına karşı adaletin harekete geçtiği ve bilinçli bir farkındalığın arttırıldığı; eğitim, sağlık, hukuk, adalet ve şiddete karşı gönüllü olarak mücadele eden kuruluşların birlikte hareket ettiği bir mücadele planı çok ivedi gerekmektedir.

            Her şey aileden başlar, sevgi öğretilebilir, iletişim ve adalet sağlanabilir, şiddet önlenebilir. Aile, okul, üniversite, kamu ve özel iş yerlerinde, şiddetten korunma ve koruma, iletişim, güven, dostluk, hayvan ve doğa sevgisi gibi konularda bilgi ve duyarlılık düzeyini artıracak özel programlar uygulanmalıdır.

            Şiddet çeşitlerine ve olasılıklarına karşı, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere, herkese, ivedi olarak, güvenlik güçleri ilk müdahaleyi yapana dek, kendisini, aile bireylerini ve arkadaşlarını tehlikelere karşı koruyabilecek ve tuzağa düşürmeyecek bilgilendirme, yüreklendirme ve  deneyim kazandırma programları, uygulamalı olarak başlatılmalıdır.

            Okullarda ve üniversitelerde “Sevgi ve Dostluk Kulübü”,  kamu, yerel ve özel iş yerlerinde, sendika, baro, birlik, dernek, federasyon, konfederasyon ve benzeri demokratik yapılarda, köylerde ve mahallelerde  “Sevgi ve Dostluk Kurulu” oluşturulmalıdır. Kulüpler ve kurullar gönüllülüğe dayalı olmalıdır.

            İnsan soyu şiddeti sonlandıracak, insana, hayvana ve doğaya sevgi, saygı ve dostluğu  geliştirecek bir yaşam biçimini başarmak zorundadır.

            Kadın-erkek dayanışma içinde, birlikte, silahsız ve şiddetsiz hareket edilmelidir.

            Şiddet suçlarında, iyi hal, pişmanlık veya başka gerekçelerle erteleme, ceza indirimi, denetimli serbestlik  ve af  asla olmamalıdır.

            Sözel veya bedensel her şiddet suçunun hukukta mutlaka bir karşılığı bulunmalıdır

            Bireysel silahlanma, zararlı madde üretimi ve kaçakçılığı önlenmelidir. Silahlar geri dönüştürülmeli, sağlanacak kaynaklar, iletişim, demokrasi, eğitim, sağlık, üretimin geliştirilmesi adaletsizliğin, yoksulluğun ve yoksunluğun önlenmesi, çevrenin, doğanın, hayvanların korunması için kullanılmalıdır. Ağır ve nükleer silahların üretimine son verilmelidir.

            Silahı ve şiddeti bırak çağrıları ve girişimleri yaygınlaştırılmalıdır.

            Ülkemizde, şiddete karşı “Ulusal Uzlaşı” sağlanmalı, bu girişim uluslararası alanlara taşınmalıdır.”