Buna (Siyasetçilere mahsûs) kibir sendromu da denilebilir. Medyascope yazarlarından Ayşe Çavdar’ın 8 Mayıs 2022 tarihli ve lafı döndürüp dolaştırıp R. T. Erdoğan’a getirmek üzere kaleme aldığı yazısında geçiyor.
Bir İngiliz siyasetçisi de olan Psikiyatrist Lord David Owen, İngiliz politikasında öne çıkmış David Lloyd George, Margaret Thatcher ve Tony Blair. İle ABD eski başkanlarından baba George W. Bush gibi isimlerin psikolojilerini araştırıyor, bilgileriyle mecz ederek birtakım fikirler serdediyor, bunlarda tezahür eden müşterek kibre de Hubris diyor.
Beni asıl üzen ne Ayşe Çavdar gibilerin din alerjili sözleri ne Erdoğan düşmanlıkları. Müteessir olduğum şey “neden bizde böylesi araştırmalar yapılmıyor?” meselesidir.
Bir sürü profesör var, sahasında ilmi ile şöhret olmuş, binaen’aleyh belirli mevkilere gelmiş, getirilmiş, hattâ rektör yapılmış psikiyatrlarımız var.
Var da, yürekli ve ilminin zekâtını olsun verebileni pek yok. Neden biri olsun çıkıp, Owen gibi, böyle kibirli siyasetçilerimizi terbiye edecek türden araştırmalar yapmıyor?
El Cevap: Efendi bizde böyle şeyler yapılamaz. Psikiyatrlar da sair feylesoflar da yapmaz. Önce buna yürekleri yetmez, ellerindeki imkânları kaybetmekten korkarlar. İkbal endişesi yàni.
Sonra öyle elini kolunu, dilini her yere uzatırsan maazallah koparıverirler.
− Hayır ya, bugün böyle değil durum…
Doğrudur, çok haklısınız ama…
Türkiye şu anda tarihinin en geniş fikir hürriyetini yaşıyor ama yine de maziden gelen ve genlerimize işlemiş korkulardan kurtulamıyoruz.
Fakat bendenizin kanaati evvelâ ikbal endişesinden kurtulmalıyız. Kitlelere, tribünlere oynamayı (popülizmi) bırakıp hak ve hakikati ortaya koymaya çalışmaktır ilim adamlığı. Keza, fikir adamlığı, köşe yazarlığı da herşeyden önce hakikat neferi olmaktır.
Dünyayı yakalayamıyorsak önce yarışın kurallarını bilmediğimizdendir.
Sonrasında ise gerçek kahramanları değil, şöhret yapılıp sunulanları adam saymaktan, gerisini adam yerine bile koymamaktandır.
Siz şu sözü söyleyen kişiyi ne kadar takdir ettiniz meselâ? “Veteriner olacaksan Mehmed Akif (Ersoy) gibi olacaksın…”
Sanıyorum sözün kime ait olduğunu bile bilmiyordur çoğumuz. Oysa geçen bir yazımda yazdım daha yeni. Merhum üstâd, Mehmed Şevket Eygi’ye ait bir sözdü bu.
Ve ne kadar muhteşem bir tesbittir bu sözde mündemic olan hakikat. Bakınız merhum istiklâl marşı şairimiziin uzun bir şiirinden birkaç mısra arz edeceğim. Öyle ki neden Akif gibi denilmiş iyice anlayalım:
Dilenci mevki’i, milletlerin içinde yerin!
Ne zevki var, bana anlat bu ömr-i derbederin?
Şimâle doğru gidersin: Soğuk bir istikbâl,
Cenûba niyyet edersin: Açık bir istiskâl!
“Aman Grey! Bize senden olur olursa meded…
Kuzum Puankare! Bittik… İnâyet et, kerem et!”
Bugün aramızda yaşasaydı bu mısralarını yine dökerdi kâğıtlara Akif. Meselâ AB kapısında dilencilik mi yapıyoruz, yapıştırırdı alnımıza:
Dedikçe sen, dediler karşıdan: “İnâyet ola!”
Dilencilikle siyâset döner mi hey budala?
Siyâsetin kanı: Servet, hayâtı: Satvettir ,
Zebûn-küş Avrupa bir hak tanır ki: Kuvvettir.
“İsveç ve Finlandiya NATO’ya giremez, veto ediyoruz” dedik ABD’sine kadar panikledi. Sonuçta PKK terör örgütü Beynelmilel Terör Örgütleri arasına resmi ve evrensel bir bildiri metninde girmiş oldu. Elimizde koz vardı ve dünyanın en kuvvetli beşinci ordusuyduk…
Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri,
Üzengi öpmeğe hasretti Garb’ın elçileri!
O ihtişâmı elinden niçin bıraktın da,
Bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında?
Muhterem okur daha uzatmayacağım korkma. Hayırlı günler. 05.07.2022
YORUMLAR