Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muhsin Akıl

İÇİMDEKİ 40 YILLIK SİYASİ, KÜLTÜREL ve İNANÇ KASIRGASI

Değerli Başkent Postası okuyucuları… Birkaç gün önce Başkent Postası, gazetecilik ve yazarlığım hakkında (tanıtıcı) bir haber yapmıştı. Biraz da olsa gazetecilik ve yazarlığım hakkında bilgi sahibi oldunuz. Şimdi de duygu ve düşüncelerimi, siyasi fikir ve görüşlerimi, kültürel bilgi birikimimi, inançlarımı, gel-gitli ve zikzaklı yaşam tarzımı (doğrularım ve yanlışlarımla birlikte geçmişe doğru bir zaman yolculuğu yaparak) siz değerli okuyucularımla paylaşmış olacağım.

Gazeteciliğe merakım ilkokul yıllarında başlamıştı. İlk okuduğum gazete (daha ilkokulda iken) Cumhuriyet olmuştu! Çünkü ilkokulda ilk öğrendiğimiz “cumhuriyet, hürriyet, devrim” gibi kelimeler beynimize yerleşmişti. Daha Ortaokul’da iken hemşerimiz (Konya/Hadim’li) merhum Hasan Yalçın’dan (Doğu Perinçek’in dava arkadaşı) etkilenerek solcu/komünist olmuştum. Okulda sıra arkadaşım M.B.’dan etkilenerek de Mao’cu olmuştum. MAO 1976 yılında öldüğünde 3 gün ağlamıştım. Ortaokul yıllarında Türk ve Dünya klasikleri romanları adeta yutmuştum. Aynı zamanda Karl Marks /Das Kapital, Che Guevara/KÜBA Devrimi  başta olmak üzere sol içerikli siyasi, kültürel, edebi vs. her türlü kitapları da çok okuyordum. Ülkücü ve Milli Görüş (MTTB/AKINCILAR) çizgisindeki İslamcılar sürekli üzerime geliyordu. Tehditler alıyordum. Fakat Lise yıllarımda okuldaki ve mahalledeki arkadaşlarımın etkisiyle İslam ile tanıştım! Yani, İslamcılarla… Ben de İslamcı olmuştum. Artık radikal İslamcıydım. MTTB ve Akıncılar içindeydim. İslamcı çevrenin gazeteleri, dergileri, kitapları… İslami romanlar… İslami siyasi, kültürel ve edebiyat kitapları… Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Cemil Meriç, Ercüment Özkan… Seyyit Kutup, Mevdudi, Hasan El Benna… Dönemin İslamcı/şeriatçı Şura, Tevhid, Hicret dergileri… İran Devrimi… Dünyadaki İslamcılık akımı… Filistin, Afganistan ve Eritre… Ve edebiyat: Mavera, Diriliş, Aylık Dergi… Ve yıllar gelip-geçti… Hamdık, yandık, piştik!.. Artık yolumuz Horasan’dan Anadolu’ya uzanan uzun ve ince bir YOL oldu! Ahmet Yesevî, Hacı Bektaş-î ve Hacı Bayramı Velî’lerin yolu AHÎ EVRAN yolu…

Daha sonra da Ülkücü arkadaşlarla tanıştım. Onları da çok sevmiştim. Ve Kürtçü arkadaşlar ile de… Ki DDK… Fakat ne solcu, ne Kürtçü, ne ülkücü ne de İslamcı arkadaşları bırakamıyordum. Çünkü hepsini seviyordum!.. Ki onlar da beni seviyordu!.. Aynı zamanda Türk, Kürt, Çerkez, Laz vs. etnik saplantılarım da yoktu. Fakat Türklüğümle gurur duyuyordum. O yıllarda düşünce dünyamda kasırgalar esiyordu! Fikri ve inanç yönünden bunalımlar, krizler, depresyonlar…  Tabi ki bu arada Lise yıllarında amatörce de olsa gazeteciliğe başlamıştım. Gazeteciliğe beni teşvik eden merhum Ziya Tanrıkulu idi. İlk yazdığım gazetede Türkiye’de Yarın gazetesi. Arkasından Konya’nın Sesi (Anadolu’da Bugün), Yeni Devir, Milli Gazete, Sorgu, Objektif, Türkiye’de Rapor, Doğru Haber, Birgün ve Anayurt ile birlikte birçok gazete, dergi, haber ajansı!..

Ve asıl önemlisi de yazmış olduğum kitaplarda (romanlar) bahsettiğim devletim ve milletimle tanışmam!.. Konya 2. Ordu Komutanlığı!.. Asker, Polis, MİT çevrem!.. Aynı çevrelerle ilişkilerim/diyaloglarım/dostluklarım 20 yıllık İstanbul ve 20 yıllık Ankara hayatımda da devam etti. Yıl 2022, hala da devam ediyor bu ilişkilerim/diyaloglarım/dostluklarım! Aynı şekilde siyasi, bürokrat ve sivil çevre! Hiçbir siyasi parti ayırımı yapmadan o kadar çok dostum vardı ki!.. Ve devletin derinliğine dalmam! Ki milletin derinliği!.. Yıllar içinde müthiş bir istihbarat ağı oluşturmuştum! Haber kaynaklarım! Aynı ağ uluslararası için de geçerliydi! Çünkü gazeteciydim!.. Aynı zamanda yazar!

Tabi ki sahte derin devletçiler! Kontrgerilla uzantıları! Kendilerini devlet yerine koyan çok önemli görevlerde bulunmuş asker, polis, bürokrat vs!.. PKK ve FETÖ bağlantılı niceleri!.. Ya da dışarıya bağlı ajanlar, hainler, işbirlikçiler!.. Yıllarımız bunlarla mücadele ile geçti! 40 yıllık gazetecilik hayatımda nelere şahit oldum nelere!.. Nice tehditler aldık!.. Nice engeller!.. Yolumuzdaki mayınlar, dikenler, çukurlar, hendekler vs!.. Korku bilmedik  (gözümüz karaydı) ki zaten KEFENLİYDİK! Yıllar bizi o kadar çok yordu ki… Artık yaş 60 dedi… Yaşlandık… Artık saçımız-sakalımız ağardı. Aynı şekilde duygularımız, düşüncelerimiz, fikirlerimiz de ağardı ve apak oldu!.. Sonunda aksaçlı ve aksakallı olduk!..

Değerli Başkent Postası okuyucuları… Az da olsa gazetecilik ve yazarlık yönümü tanıdınız. Düşünce-fikir ve görüşlerim hakkında bilgi sahibi oldunuz. Bundan sonra işte böylesi bir gazeteci-yazarın yazılarını okuyacaksınız… Sonraki yazımda “Derin ve Sınır Ötesi Gazetecilik” konusunu işleyeceğim. Daha sonra da rutin olarak yazılarımda 40 yıllık gazetecilik ve yazarlık tecrübelerim ışığında gündemdeki konuları derinlemesine irdeleyip-analiz ederek sizlerle paylaşacağım.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER