Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İmam Hatip ve İlâhiyat tartışması

Bir televizyon kanalının programında «Cübbeli Ahmet» olarak meşhur Ahmet Mahmut Ünlü’nün “Çocuklarınızı imam hatip lisesi ve ilâhiyata göndereceğinize düz ortaokul ve liselere gönderin” demesi haliyle dikkat çekti ve üzerinde çok konuşuldu.

Peşinen söylemeliyim ki, Ahmet hoca meseleye kuş bakışı (yukarıdan) yàni meselenin tamamını görecek şekilde bakamamıştır.

Millî eğitim meselesi bir okul tercihi kadar basit olsa ne kadar da kolay halledilirdi. Fakat Cübbeli öyle söyleyecek tabi, meşrebi bu. Basit, komik örneklemelerle en cahilin anlayacağı düzeyde misâller veriyor adam.

Amma ve lâkin, çocukları düz ortaokul ve liselere göndersen, imansız (gâvur), İmam Hatip’lere göndersen münafık (dışı yeşil, içi kızıl karpuz gibi) oluyorlar hadiseye buradan bakarsan. Demem o ki, hocanın baktığı zaviye yanlış, girdiği konuda da tatmin edici değil. Belli ki korku dağları bekliyor. Netekim bir sonraki yayında ricat etmiş.

Gelelim dediklerinin tahliline: Halkın «İsmailağa Cemaati» olarak bildiği bir tarikatın da temsilcisi olan Cübbeli’nin İmam-Hatip Liseleri ve ilâhiyat fakulteleri hakkındaki görüşleri müsbet değil. Bazı iddiaları ise, devletin inceleme başlatmasını gerektirecek kadar ciddî.

“Çarşafla gidip başı açık çıkan var (………) madem burada din ilmi hizmeti veriliyor, burada itikat bozukluğuna mahal olamaz.” Dahası var, kızı imam hatip lisesine giden bir baba ile yaptığı konuşmayı aktaran Ünlü, “Kız çocuğu adet halinde. Erkek hoca, gelmiş çocuğu zorluyor. Müsait değil anlasana… (Kur’ân) Okuyacaksın… Bağırıyor çocuğa… (Çocuk) ben adet halindeyim demek zorunda kalıyor, yüzü kıpkırmızı olmuş, ağlayarak çıkmış” (tv yayınında Cübbeli).

Bunlar çok ağır iddialar, bunları araştırıp gereği yapılmak zorunda. Zira Türkiye Cumhuriyeti bu okulları dini değerlerin yozlaştırılması için değil, şuurlu olarak öğrenilmesi için açmıştı. (Acaba öyle mi, aksini iddia edenler de var, o da ayrı bir yazı konusu). Neyse, Cübbeli’nin söylediklerini muhafazakâr (dindar) iktidarın ciddîye alması şart.

Cübbeli hoca yalnızca İmam-Hatip ve ilâhiyatların (talebelerinin) din ve imanını hasarladığını söylemiyor, adeta dini yıkan kurumlar haline geldiklerini de ima ediyor: “Düz okullara gönderin daha az hasarla çıkar” dedikten sonra, Hoca sahabeye hakaret (ediyor), hadis, mezhep yok… (………) Hangi cemaate bağlıysa… mezhepsizlik, reformist, meâlcilik akımı her neyse orayı empoze etmeye çalışıyor. (………) ‘Kur’ân değişsin’ diyen adam Ankara ilahiyatta hoca…”

Durumun vehameti açık. Tedbir alınmaz ise din eğitimi adı altında dinsizlik yayılmaya devam edecek bu okullar vasıtasıyla!.. Ve bendeniz bunu yalnızca Cübbeli’nin sözleriyle değil; tecrübemle, çocuklarımla da biliyorum.

Cübbeli’nin anlattığından fazlası var bu okullarda. Câmi imamlarının haline bakın anlarsınız. Mevdûdi gibilerin bile hayranları var. Ezik, manyak hoca ve yöneticiler, sapık bozuk fırkaları evlâtlarımıza benimsetmeye çalışıyor.

Bu okulların revaçta olduğu, Anadolu Lisesi statüsü kazandığı yıllardaydı. Benim çocuklarım da, CB’nın ve nice ünlünün çocukları da Anadolu İmam Hatip’lerde okuyorlardı…

Teferruata girmeden söyleyim, çocuklarımızın hâletirûhiyesini bozuyor, itikadlarını sarsıyor bu okullar. Hálâ öyle midir, Cübbeli’ye gelen şikayetlere bakarsanız öyleymiş. Yani eski tas eski hamam.

Televizyon kanalları işi magazinleştiriyor. Onların umurunda değil itikadın bozulması, sapık fikirler aşılanması, çocukların hâletirûhiyelerinin bozulup «ezik tipler» haline getirilmeleri.

Lâkin iktidarın umurunda olmalı. Böylesi mühim konular tv reytingleri için değil, ülke istikbâli için mühimdir.

Akıllı bir iktidar ne Korona’ya ne şuna ne buna birinci önceliği vermez. Birinci öncelik eğitim ve öğretimdir, yàni tedrisât.

Tedrisât ve müfredatla[1] da iş bitmez. Vasıflı, Ehl-i Sünnet itikadında sağlam muallimler gerek. 03.10.2021

—————————————————————–
[1] Zengin Türkçemizin yaşadığı yıllarda tedrisât öğretimdi. Tedrîsât-ı ibtidâiyye: İlköğretim. Tedrîsât-ı tâliye: Orta öğretim. Tedrîsât-ı âliye: Yüksek öğretim olarak kullanılıyordu. Müfredat tedrisâtın teferruatlarıdır. Yàni ders konuları, bilgi sıralandırması, talebelerin istirahat ve eğitim şekilleri ve saire.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER