Osmanlı batıda gerçekleştirdiği büyük fetihlerden sonra yüzünü doğuya çevirdi. Yavuz Sultan Selim Han döneminde Suriye, Hicaz ve Mısır, Irak’ın kuzeyi Anadolu ile buluştu. Beyrut, Şam, Kahire, Musul ve Kerkük; İznik, Bursa, İstanbul, Mardin, Diyarbakır’la kardeş oldu. Böylece Ortadoğu’daki huzur 400 yıldan fazla sürdü. İsveç eski Başbakanı Carl Bildt, “Ortadoğu’da neden huzur yok?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Cevabı çok basit. Osmanlı’nın kurduğu düzeni bozan her şey bölgenin daha fazla kan gölüne dönmesine yol açtı.” Bu sözler, Ecdat Osmanlı’nın hâkimiyetinde olan topraklara nasıl huzur ve adalet getirdiğinin en büyük göstergelerinden biridir. Osmanlı, sadece bu bölgede değil 623 yıl boyunca elinde bulunan her metre kareye barış ve huzur ortamını tesis etmiştir. Ayrıca Osmanlı yönetimi altındaki milletlerin hiçbirinin manevi dünyalarına müdahalede bulunmamıştır. Osmanlı’nın hüküm sürdüğü her yerde ‘adalet’ kuralı değişmezdi. Davalarda kişinin statüsüne ve itibarına bakılmazdı. Asla zengin fakir, güçlü-zayıf, Müslüman-gayrimüslim ayrımı yapılmazdı. Irak Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz mandasına girdi. 1932’te bağımsızlığını ilan eden Irak’ta, 1958’de askeri darbe yapıldı ve cumhuriyet rejimi kuruldu. 1968’de iktidara gelen Baas partisinin 1979’da başına geçen Saddam Hüseyin, bütün yetkileri elinde topladı. Saddam Hüseyin, iktidarı boyunca halkına biri İran savaşı diğeri Körfez savaşı olmak üzere iki savaş yaşattı. Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetiminin temeli 11 Mart 1970’te Saddam Hüseyin ve Mustafa Barzani arasında yapılan anlaşma üzerine kuruldu. Özerklik anlaşmasına göre Irak’ın kuzeyindeki üç il, yaklaşık 37.000 km²’lik bir bölge, Erbil’de kurulacak bir yerel parlamento tarafından yönetilecekti. Bunun yanı sıra Irak Meclisinde 5 bakan ve başbakan vekili Kürt olacaktı. Kürtçe, ülke genelinde Arapça’nın yanı sıra ikinci resmî dil olacaktı. Mustafa Barzani yönetimi, 1980’deki İran ile Irak arasındaki 8 yıl süren savaşta İran’ı destekledi. Barzani, Saddam Hüseyin tarafından hain olarak ilan edildi. Körfez Savaşı’ndan sonra ABD’nin direktifleriyle uçuşa yasak bölge ilan edilen bölgede hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Savaş uçaklarının yasaklandığı bu korunan bölgede bölgesel yönetimin ilk hükümeti kuruldu ve bu topraklar merkezi Bağdat yönetiminin kontrolünden çıktı. 1992’den 2003’teki ABD’nin Irak işgaline kadar olan süreçte özerk bir yapı olarak varlığını koruyan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), işgalden sonra iç işlerinden tamamen serbestlik kazandı. 2005 yılında kendi güvenlik güçlerini oluşturan Irak kuzeyindeki bu yapının başına Mesut Barzani geçti. ABD’nin çeşitli bahanelerle işgal ettiği Irak’ta geçen onca yıllara rağmen ne vaat edilen demokrasi geldi nede huzur geldi. ‘‘Vaat Demokrasi’’nin yerini her gün kan ve ölüm doldurdu. ABD; Irak’ı işgal ettiği yönteme benzer varsayımlarla şimdilerde Suriye’de. Önce IŞİD/DEAŞ adı altında İslam düşmanı bir terör örgütünün kurulmasına yardım ve yataklık yaptılar. Sonra bu kanlı örgütün ipleri elinde çıkınca DEAŞ’ı bitirme bahanesi ile Suriye topraklarını resmen işgal etti. İlginçtir ki işgal ettiği topraklar Suriye’nin en gözde petrol yataklarının olduğu yerlerdir. Peki DEAŞ’a karşı ABD elle tutulur bir operasyon yada bitirme faaliyeti yaptı mı? Koca bir HAYIR. ABD 2015’ten bu yana Suriye’de PKK/YPG’li teröristlerle birlikte hareket etmektedir. ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG’lilere binlerce tırlık silah yardımı, Ankara-Washington hattındaki en önemli sorun olmasına rağmen ABD geri attım atmadığı gibi her geçen gün bu yardım ve desteklerin dozunu artırmıştır. ABD yönetimi her ne kadar PKK/YPG ile işbirliğini Irak ve Suriye’deki DEAŞ ile mücadeleye odaklı olduğunu belirtse de işin doğrusunun ‘O’ olmadığını sağır sultan duymuştur. Bebek katili PKK/YPG terör örgütü, Suriye topraklarında çatı isim olarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ismini kullanıyor. ABD altı yıldır Suriye’de maşa olarak kullandığı PKK/YPG’li teröristlere hem maaş ödüyor hem de silah, teçhizat, araç, mühimmat gibi lojistik yardımları yapmaya devam ediyor. Bunların arasında İHA, SİHA, tank ve helikopter de var. ABD bir yanda bu yardımları yaparken bir yanda da Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ve ENKS’nin “Kürt Yüksek Konseyi” kurulması konusunda anlaşmaları için büyük çabalar sarf etmiştir. ABD’nin bu destekleri sonucunda terör örgütü Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e kadar ulaşan bu coğrafyada yani Türkiye sınırının sıfır noktasında bir terör devleti kurma çalışmasına başladılar. Bununla birlikte Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin himayesinde PKK/YPG/PYD/SDG bir biri ardı sıra kantonlar kurmaya başladı. Bunun üzerine Türkiye 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekâtı ve ardından da 2018 yılında Zeytin Dalı Harekâtını gerçekleştirdi. Türkiye’nin 2019 yılında başlattığı “Barış Pınarı” harekâtıyla da PKK/YPG/PYD’ye büyük darbe vurulmuştur. Türkiye’nin Suriyeli vatandaşların barış ve huzuru için tesis ettikleri bu harekât alanları bölücü terör örgütünün hain emmelerini sekteye uğrattı. Lakin ABD’nin yeni yönetimi göreve başlar başlamaz terör örgütüne silah yardımları dışında şu sıralarda Suriye’nin kuzeyinde bulunan PKK/YPG’nin sözde lideri Mazlum Kobani adlı terörist başı ile Irak’ın kuzeyinde bulunan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi yöneticilerini bir araya getirmek için arabuluculuk yapmaya başladılar bile. Yeni ABD yönetiminin burada ki stratejisi “Kürtler arasında birlik” adı altında, birbirlerini düşman olarak gören Kürdistan Demokrat Partisi ile PKK’nın yakınlaştırılmasını sağlamak. Sonrasında ise PKK/YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve diğer terör oluşumlarını Irak’ın kuzeyinde bulunan yapılarla bir çatı altında toplayarak Mazlum Kobani adlı teröristi de bu çatı birliğinin sözde lideri yapmaktır. PKK/YPG ABD’nin yanı sıra Avrupa’nın birçok ülkesinde ve Rusya’dan da büyük destek görüyor. Bazı Batı ülkelerinde Rojava Özerk Yönetimi Temsilciliği gibi isimlerle misyonları bulunan bu örgütlerin Moskova’da da bir ofisi bulunuyor. Büyük Ortadoğu Projesini adım adım işleyen ABD, bugünler de Suriye’nin kuzeydoğusunda sınır hattında bulunan bir köye PKK/YPG’li teröristlerle birlikte bir üs kurmaya hazırlanıyor. Terör örgütü PKK/YPG ile işbirliği yapan ABD’nin kuracağı üs, Şırnak’ın Cizre ilçesinin hemen karşısında. ABD’nin bugüne kadar PKK’ya dair Türkiye’ye verdiği sözlerin tutulmadığını da her dönemde gördük ve görmeye devam edeceğiz.
Son Söz: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hani siz PKK’nın, YPG’nin, PYD’nin yanında değildiniz. Bal gibi de yanındasınız ve arkasındasınız”
Dr. İmbat MUĞLU
YORUMLAR