Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İstanbul Sözleşmesi

Bakmayın ismine. Kadim Osmanlı payitahtı İstanbul ile en küçük bir alâka kurulamayacak kadar rezil bir sözleşmedir bu.

İsmini «Paris Sözleşmesi» koyacak halleri yoktu. O zaman millet ayıkırdı.

Oysa tam da böyle bir sözleşme. Batı standartlarında, İslâm’a taban tabana zıt, dinimizin lâ’netlediği işleri, her türlü fuhşiyat sapıklığını meşrulaştırma çabasıdır mezkûr sözleşme.

Neden yeniden gündeme geldi bu lâ’net mesele?

El cevap: CHP müdürü bay Kemal, “seçilirsem »İstanbul Sözleşmesi»ni geri getireceğim” dedi. Yàni tekrar yürürlüğe koyacağım dediği için.

Bay Kemal, CHP içinden bile ciddî itirazlar gelmesine rağmen PKK’nın siyasî uzantısı HDP’ye şimdiden göz kırptı, eş başkanları ile pazarlık görüşmeleri yapacaklar.

Hep yazıyorum. Bunların zaten başka türlü iktidar yüzü görebilecekleri yok. HDP ve Kandil de bunu iyi biliyor!.

Bunun mánâsı, CHP müdürünün (aklınca) eli mahkûm. Zira o sadece işe matematik zahiri bir denklemle bakıyor. Fakat millet ekseriyetinin reyi yerine bir kâbus görecekler sandıklar açıldığında.

Bu konuda çok net konuşuyorum. .Bu millet her türlü kandırılabilir ancak PKK konusunda hemen her âilenin bir şehidi olduğu için asla en küçük bir tavize bile evet demezler. Değil ki HDP’nin, ya da başka bir deyişle PKK’nın masaya ortaklığına rey versinler.

Bay Kemal hálâ ayıkmadı. Oysa ortağı bayan Meral suratını astı, kerhen evet dedi, kendi tâbiriyle ülkücü damarını bastırdı!.

Siyaset yönetmektir, yönetme sanatıdır ancak demokrasilerde yönetimi tek başına ve güçlü bir şekilde eline almak pek az siyasetçiye nasib olmuştur. Son örneği sayın CB Erdoğan’ın iktidarıdır ki, koskoca 20 senenin ardından pek tàbîî olarak onun da suyu kaynamaya başladı.

Bu yüzden Binali Yıldırım beyefendi Cumhur İttibakı’na yeni ortaklar edinme turlarına başladı. Fatih Erbakan ile görüşüldü, sırada diğer küçük partiler var.

Siyasete iştirak aslında yegan yegan hepimiz için millî bir görevdir. Fakat siyasetteki en büyük tehlike riyaset (başkanlık) hırsıdır. Bunu aklından çıkarmayanlar için olmalıdır bu millî görev.

Üstâd merhum Mehmed Şevket Eygi (rahmetullahi aleyh), hep yazardı:

“En korkunç ve mânen öldürücü sarhoşluk riyaset sarhoşluğudur.”

“Şehvetlerin en hafifi yeme içme şehvetidir. En korkuncu  riyaset şehvetidir.  Bu ikincisi, cinsel şehvetten üç yüz altmış misli şiddetlidir.” (İmam Kevserî demiştir. REB)

Binaen’aleyh siyasete para, mal, şöhret, baş olma hırsı gibi nedenlerle değil, Allah için ve ülke menfaatlerine katkı için girilebilir. Başka türlüsü caiz değildir, ayıp hattâ günahtır mü’minler için.

Ayrıca siyasette makyavelist anlayışla haraket de hem kerih hem haramdır. Mü’minler “maksat için her yol (haram yahut helâl) meşrudur” diyemezler.

Müslüman için Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ahlâkı yol göstericidir, başka yollara sapamaz.

Sa‘ādet Partisi’nin Temel Karamollaoğlu başkanı, merhum Erbakan’a da İslâm dinine de ihanet etmiştir. Bunu aklı başında takvalı herkes söylüyor. Bu aklı uçmuş adamı bir güzel kullanıyorlar.

Dikkat ediniz bütün toplantılarını SP’sinde yapıyorlar. Başka yer mi yok? Maksat zillet ittifakını dindarlara hoş göstermek. Ahmaklar bilmiyor ki millet çok daha fazla tiksiniyor böyle olunca…

Cübbeli Ahmet’i dinleyin, çok daha ağır konuşuyor (bu temelsiz) hakkında.

Bu yaştan sonra ne bekliyor bu adam? İşte cinsel şehvetten üçyüz altmış kez daha fazla olan riyaset hırsı böyle münafık yapıyor insanı.

Çok dikkatli olmalıyız muhterem okur. 11.03.2023 

073518 00000000000bspyz

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER