Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İstanbul Sözleşmesi «Ensest»e davettir

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TBMM’sinde Kadına Karşı Şiddetin Araştırılması Komisyonu’nda bu mâhut sözleşmenin “ensest ilişkinin önünü açtığını” söyledi. CHP ise, bu bilimsel görmezden gelip ilmi ve ilim adamını linçe kalkıştı.

Sunumunda İstanbul Sözleşmesi’nde geçen toplumsal cinsiyet rollerini “muz”a benzeten Tarhan, şunları söyledi: Kadın ve erkek biyolojik olarak eşit değil; çünkü birinde testosteron hormonu, birinde östrojen hormonu var. (…….) biyolojik olarak kadın beyni erkek beyninden farklı. Sözleşmede cinsiyetle ilgili tanım net değil…”

İstanbul Sözleşmesi’nin sonunun “ensest ilişkiler” olduğunu bilimsel verilerle açıklayan Tarhan, Biz eğer öyle bir karar vereceksek, ensestin önünü açıyorsak, buyurun, isteyen yapsın bunu. (…….) gelecekte bizi bu bekliyor, ben bunu demek istiyorum” demişti linç ekibinin saldırılarına mukabil.

CHP’liler bu konularda bile fena halde rahatsız oluyorlar. Acaba bunların âileleri yok mu diye düşünüyor insàn. Hayır var. Lâkin rezaletin en dikalasını bile savunuyor adamlar. Tarhan’ın bilimsel verilerine dair herhangi bir şey söyleyemeyen CHP’li Gamze Taşçıer, 150 yıldır mutad yaptıkları gibi bu değerli ilim adamını da “gerici” olarak yaftaladı: “Tarhan’ın gerici açıklamalarının kabul edilemeyeceğini” söyledi.

Pekâlâ Prof. Tarhan’ın bahsettiği «ENSEST» nedir? En kısa haliyle, âile içi yasak (haram) cinsel ilişki, rezilâne bir hal, âilenin çökmesi demektir. İslâm bunun da önünü kapamış, belirli bir yaşa gelmiş kız çocuklarının ağabey ya da babalarının yanında dahi «galiz avret» yerlerinin ya da uzuvlarının asla açık olmaması kuralını getirilmiştir. Bu konuda önce AVRET tâbirinin bilinmesi zaruri.

Göründüğünde utanılan ve örtülmesi gereken her gizli şeye, özellikle insanın mahrem yerine avret denilir. Fıkıh terimi olarak avret, insan vücudunda görünmesi ve gösterilmesi günah sayılan, namazda ve namaz dışında örtülmesi farz ve başkalarınca bakılması haram yerlerdir.

Avret (avrât) Kur’ân’da ve hadîs-i şerîf’lerde geçer. Erkeğin avret yeri cumhur fukahâya göre göbekle diz kapağı arasıdır. Kadının örtmesi gereken yerleri ise, yine hâkim fıkhî görüşe göre elleriyle yüzü dışındaki bütün vücududur.

Kadın ve erkek vücudunun belirli yerleri ve hasseten tenâsül organları “galiz avret” olarak tâbir edilir. Yàni en ayıp, en yasak yerler.

Erkek, erkeğin avret yeri dışında kalan yerlerine, kadınlar da erkeklerde olduğu gibi birbirlerinin göbekle diz kapağı arası dışında kalan yerlerine bakabilirler.

Kadınlar oğlu, babası, dedesi, kardeşi, amcası, dayısı, kayınpederi ve damadı gibi kendisine nikâhı ebediyen haram olan mahremleri yanında, ziynet yeri sayılan saçını, başını, boynunu, gerdanını, dirsekten aşağı kollarını, ayaklarını ve bacaklarının diz kapağından aşağı kısmını açık bulundurabilir.

Bütün Ehl-i Sünnet ilmihallerinde de yer alan bilgilerde görüldüğü gibi dinimiz İslâm “âile içi yasak ilişkiye sebebiyet verebilecek bakış ve tahriki” bertaraf etmiştir. Yine de Şeytan aleyhillânenin nefisleri azdırabileceği bir gerçekliktir.

Bu yüzden Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) nefislerle mücadeleyi Bedir gibi bir büyük savaştan bile üstün bir cihad olarak bildirir. Nefislerle mücadelede hasseten cinsel sapıklıklara yol açan birinci faktör ise çok yemektir. Çok tıkınan yalnızca çok ıkınmaz, başka menfiliklere de kapı açmış olur. Peygamberimiz “mü’min bir mide ile, kâfir yedi mide ile yer” diye boşuna mı buyurmuştu…

Tüm bu hikmetlere ram olmuş bir Müslümanın, İstanbul Sözleşmesi gibi sapıkların yazdığı, lâ’netlik hemcins ilişkilerine ve “ensest”e teşne başka bir bağlayıcıya ihtiyacı olabilir mi? Gûya kadını koruyacak. Nasıl yapacak bunu? Her türlü sapığı da gûya koruyarak mı?

Sapıkları, zinâ yapanları zaten cezalandırmıyor lâik çağdaş düzenler. O hâlde Türkiye üzerindeki bu ısrar neden? Belli ki lâ’netlik “ensest” ve “lutilik” (hemcins ilişkisi) teşvik ve tahrik edilmek isteniyor.

Biz bu oyunu bozduk. Bozanlardan Allah razı olsun. Bir daha da geri dönemeyiz, döndürmeye kalkışanlara da lâ’net olsun. 18.06.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER