2025 yılının yeni asgari ücretine dair konuşan Dervişoğlu; “Türkiye, iktidarın sürekli ateş taşıdığı bir asgari ücret cehennemidir. Günü, saati, dakikası belli olan, İhtiyacın ve kaynakların ne olduğu, Hesaplama modüllerinin nasıl olduğu bilinen asgari ücret tespitinde; yapacakları üç kuruş zammı görüşüp durdular. Sonuçta yine dağ fare doğurdu. Devlet kendi vergisine, harcına, kağıdına, mührüne neredeyse %50 zam yapmışken, çarşıda etiketler halen %100 artarken, iktidarın gözü, “Emekçinin avcundaki kırıntılardadır”. Geçen yıl ocak ayında belirlenen 17 bin lira, bugün alım gücü bakımından en iyi ihtimalle o günün 12 bin lirasına düşmüştür. Enflasyon vatandaşın alın terini, emeğini alıp götürmüştür. Mazot, 44 Lira, Simit 15 lira, en ucuz et 400 Lira yeni ev tutacak olana en düşük kira 20 bin lira. Dün akşam saatlerinde yine oldu bittiye getirip, asgari ücreti ilan ettiler.
“CUMHURBAŞKANI SAYIN ERDOĞAN’A BURADAN SESLENİYORUM; “SARAYIN PENCERESİNDEN, HALKIN SOFRASI GÖZÜKMEZ!”
İktidarın asgari ücreti açıklamayı aceleye getirmelerinin sebebinin bugün Ak Parti’nin grup toplantısında Cumhurbaşkanı’nın konuşacak olması olduğunu söyleyen Dervişoğlu; “Belki bu asgari ücretin üzerine bir şeyler ekler diye umut ediyordum ama asgari ücreti kendi sosyal medya hesabından paylaşınca ona dair umutlarımı da yitirdim. Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının ise 72 bin lira olduğu bir ülkede işçiye reva görülen 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değildir. İlan edilen artış oranı hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Ocak ayı itibari ile gelecek zamlarla birlikte daha ilk ayında yine kuşa dönecektir. Asgari ücreti sanki bir derde çare olacakmış gibi sosyal medya hesabından millete duyuran Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a buradan sesleniyorum; “Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez! Bize kulak vermiyorsan, Orhan Gazi’nin nasihatine kulak ver. “Halkıma yoksulluk musallat olacaksa, önce benim haneme konuk olur.” diyor. Sadece bu söz bile devleti yöneten zihniyetin, Nereden nereye evrildiğini göstermesi bakımından çok anlamlıdır” ifadelerini kullandı” dedi.
“YETİYORSA YÜREĞİNİZ ÇIKIN SOKAĞA, VATANDAŞIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKARAK KONUŞUN”
Ak Parti’nin gençlere gelecek, çalışanlara umut, emekçiye refah verme niyetinde olmadığını açıkça gösterdiğini ifade eden Dervişoğlu, konuşmasının devamında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de değindi. Şimşek’in göreve başladığı günden beri milletin “zam” ve “vergi” kelimeleri ile yattığını ve uyandığını söyleyerek; “Elbette ki zam, maaşlara değildir, Vergiler de iktidarın zengin ettiklerine değildir. Hesabı-kitabı bir türlü tutturamayan, bütçe açığını kapatamayan, yolsuzlukların, yasakların, yoksulluk ve yoksunlukların iktidarı, çözüm diyerek vatandaşımın delik deşik hale getirdiği cebini kurcalamaktadır. Buradan sesleniyorum: Çekin artık vatandaşın cebinden ellerinizi, bırakın artık vatandaşın ümüğünü sıkmayı varsa cesaretiniz, yetiyorsa yüreğiniz çıkın sokağa, vatandaşın gözünün içine bakarak konuşun. Alacağınız her cevaba da hazır olun! Bundan sonra uğradığı haksızlıklar için yollara ve meydanlara düşen herkesin yanında olacağız! İşçinin hak ve hukukunu savunmak üzere gerekirse grev yerlerinde grev gözcüsü olacağız” şeklinde konuştu.
“BAKAN ŞİMŞEK YİNE FATURAYI MİLLETİMİZE KESMİŞ, VATANDAŞLARIMIZ YENİ VERGİLER VE VERGİ ORANLARI İLE YILIN SON GÜNLERİNDE TANIŞMIŞTIR”
“Ekonomist Erdoğan, pandemi döneminde giydiği, “Doktor Önlüğü” ile; vatandaşa, o gün bugün “Acı Reçete” yazıyor” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu şu ifadeleri kullandı: “2025 yılı bütçesi, Saray’dan meclise sevk edildiğinde; “Bu bütçe daha görüşülmeden açık veren bir bütçedir” diye ilan ettik. Bütçe, daha görüşülmeden, bismillah demeden, 1 Trilyon 931 Milyar TL açık vermiştir. Yaklaşık 2 Trilyonluk bu açığı kapatabilmek için, Bakan Şimşek’in aklına; israfı engellemek, kamudaki gösterişi bitireyim gibi uygulamalar gelmemiştir. Aksine; yine faturayı milletimize kesmiş, vatandaşlarımız yeni vergiler ve vergi oranları ile yılın son günlerinde tanışmıştır”
“SON 22 YILDA, 4 TRİLYON DOLARDAN FAZLA VERGİ TOPLANMIŞTIR”
“Yıllara göre değişen dolar kuru ile hesaplandığında; son 22 yılda, bu iktidar 4 trilyon dolardan fazla vergi toplanmıştır. Hala; gelir-gider dengesi tutmuyor ve çözüm yeni vergilerde aranıyorsa; bunun adı ekonomik kriz değil yönetim ve iktidar krizidir. Bu krizin acı reçetesini de vatandaş iktidara yazmıştır. “Hesaplaşacağı günü” beklemektedir. Yani vatandaş seçimi beklemektedir. Bu iktidardan mutlaka ama mutlaka bunun hesabını soracaktır. 101 sene önce Cumhuriyet kurmuş, 3000 yıldır devlet sahibi olmuş bir milletin referansı gelişmiş toplumlardır. Afrika’yla kıyaslanacak halimiz yoktur. Yerli ve Milli TOGG’un en düşük versiyonunu almak için asgari ücretlimiz 65 ay çalışırken Alman vatandaşı 16 ayda benzer aracı alabilmektedir. Asgari ücreti ülke genelinde referans ücret haline getirdiler. Bir araba almak için aradaki fark Batı ülkeleriyle mukayeesse edildiğinde dört yıldır. Yahu Alman’ınki yerlilik de, bizimkisi Kızılderilik midir? Biz bu milleti sizin, köleniz kulunuz bendeniz olsun diye sahiplenmiyoruz. Siz bu büyük milleti; kulunuz, köleniz, bendeniz zannediyorsunuz”
“BURADAN BU BÜYÜK MİLLETE NAMUS VE ŞEREF SÖZÜ VERİYORUM! O BAYRAĞI DALGALANDIRMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCUDUR”
Bir ailenin 3 ferdinin Ak Partinin icat ettiği saat uygulamasıyla karalıkta uyanıp, 3’ünün birden gün boyu çalışıp asgari ücretle kazansa üçünün kazandığı paranın; Ak Parti iktidarının yarattığı yoksulluk sınırına ulaşmadığını ifade eden Dervişoğlu;
“Bayrağın yerden kaldırılıp göndere çekilmesi gereken yer de burası olacaktır. Bayrak, yokluğa mahkûm edilmiş bir milletin fertlerinin, aç karnına okula gitmek zorunda kalan evlatlarının yüzünün gülmesiyle dalgalandırılır! Açıldığı günün, tüm çocuklara bayram olarak armağan edildiği Gazi Meclisin neferleri olarak, biz o bayrağı asmanın kararlılığı içindeyiz. Buradan bu büyük millete namus ve şeref sözü veriyorum! O bayrağı dalgalandırmak hepimizin boynunun borcudur. O bayrağı asacak, gölgesinde tüm milletimizi huzura ve umuda kavuşturacağız” şeklinde konuştu.