Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İyilik ve Kötülük

Bu dünyada başlangıçtan beri iyilik de vardır, kötülük de. Oluklar çifttir; birinden nur akar, öbüründen kir. İslam dini iyiliklerin, doğruların, hayırların, güzelliklerin hâkim olması için gönderilmiştir. İnançlar, fikirler, görüşler, ameller, velhasıl her şey doğru, iyi, güzel olmalıdır.

Müslümanların, toplum olarak emr-i mâruf nehy-i münker vazifesi vardır. Yâni iyiliği emredecekler, kötülüğü de yasaklayacaklardır.

Bütün insanlar iyi olamaz, kötüler her devirde mevcut olacaktır. Önemli olan husus dünya işlerine iyilerin hâkim olması, kötüleri dizginleyip kontrol altında tutmasıdır.

Maalesef Müslümanların da bir kısmı kötü işler yapmakta, bilerek veya bilmeyerek kötülük kuvvetlerine yardım etmektedir.

Müslümanlar önce birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Tefrikaya düşerler, parçalanırlar, birbirlerinden koparlar, bağımsız hizipler ve fırkalar kurarlarsa güçleri ellerinden gider. İyilik taraftarı Müslümanların çok dikkat etmeleri gereken iki islamî prensip; ihlas ve istiqamettir.

Bilgi ve kültür gücü. Müslümanların içinde, her devirde yeterli sayıda bilgili, irfanlı, kültürlü adamlar ve bunlardan meydana gelmiş güçlü kadrolar bulunmalıdır. Câhil insanlar yahut ilimleri ve kültürleri yetersiz kişiler ne kadar samimî ve iyi niyetli olurlarsa olsunlar dünya hâkimiyetini ele geçiremezler.

Düşmanlardan, karşıtlardan, kötülük taraftarlarından daha fazla ilme ve kültüre sahip olmak gerekir. Onların altında kaldınız mı, galip gelemezsiniz, kurtulamazsınız.

Üçüncüsü ahlâk, fazilet, hikmettir. İyilik taraftarı Müslümanların yüksek ahlâka, erdemlere, bilgeliğe sahip olmaları gerekir. Dinsizlikle, ateizmle, ahlâksızlık, faziletsizlik, yamukluk bir arada bulunabilir ama dindarlık ile ahlâksızlık asla bağdaşmaz, birlikte olmaz.

Bugün iyilik taraftarı olduğunu iddia eden Müslümanlar da bir sürü eksiklik, kötülük, yanlışlık, yetersizlik görülmektedir. Hem ülkeyi düzelteceğiz diyorlar, hem de kaldırmak istedikleri kötülüklerden çoğu kendilerinde mevcut. Bu ne büyük tenâkuzdur (çelişkidir).

İslamî hareketin içine maalesef bir müddetten beri birtakım samimiyetsiz, mâceracı, yiyici, din istismarcısı, arivist, ahlâksız, karaktersiz kişiler girmiştir. Bunların gayesi dünyevî ihtiraslarını, şehvetlerini tatmin etmektir. İslâm dini, insanların nefsaniyetlerini, kötü taraflarını islah etmek için gönderilmiş ilahî bir sistemdir.

Türkiye’ye 1950’nin 14 Mayısında hürriyet geldikten, CHP oligarşisi yıkıldıktan bu yana Müslümanlar yarım asrı aşkın bir zamandan beri selâmete çıkmak için çalışıyorlar. Ancak, Güney Afrika’daki zenciler bile haklarını elde ettiler, Türkiye Müslümanları hâlâ haklarını, hürriyetlerini, haysiyetlerini elde edemediler.

Ülkemizde hâlâ hukukun üstünlüğüne dayanan bir rejim yok. Uluslararası evrensel metinlerde yazılı bulunan haklarımız, hürriyetlerimiz, haysiyetlerimiz ayaklar altında çiğneniyor.. Dinimize irtica, Müslümanlara mürteci deniliyor. Bu memlekette devlet büyükleri Sünnî tarikat faaliyetlerine katılamıyor, katılırlarsa kötülük güçleri yaygaraya başlıyor. Lâkin, devlet büyüklerinin Alevî ve Bektaşî tarikat faaliyetlerine katılmaları kötülük güçlerinin bir reaksiyonu ile karşılaşmıyor. Bu ikili standartın sebebi nedir?

Müslümanların kendilerini toparlamaları, islah ve iyilik hizmetlerinde başarıya ulaşmaları için dört başı mâmur, mükemmel, efradını câmi, ağyarını mâni bir plan ve program yapacak, bir strateji hazırlayacak en fazla beş yüksek zekâ ve vicdan çıkar. Ümmet-i Muhammed bu beş kişiyi bulmalı, onları bir araya getirip bu plan ve programı, bu stratejiyi hazırlatmalıdır.

Kurtuluş için inkılâb çapında büyük, kökten değişimler gereklidir. Müslüman kesim, din ve iman itibarıyla mü’mindir ama tatbikatta, hayatta bir sürü cahilî hurafeye saplanmış bulunmaktadır. Müslümanların üst tabakası çobandır ve sürülerinden sorumludur. Şer’î prensiplere riayet etmeyen çobanlar ne kötü çobanlardır. 13.11.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER