Küresel ekonomide yaşanan makroekonomik gelişmelerin tüm ülkeleri doğrudan etkilediği; küresel büyümenin yavaş seyrettiği ortamda, refahı artırmanın yegane yolunun, verimlilik artırıcı politikalara öncelik vermek olduğunun anlaşıldığı, bu çerçevede, kamu politikalarının itici gücünün önemi ve yapay zeka gibi yeni teknolojilerin yansımalarının öne çıktığı bir yılı geride bırakıyoruz.

Halihazırda küresel büyüme fiziksel ve insani sermaye odağında değerlendirilmeye devam ediliyor. Bununla birlikte, 2025 için yapay zeka ve yüksek teknoloji kullanımının yaygınlaşmasıyla ekonomide yaşanacak değişim ve dönüşüm sürecinin, büyüme parametrelerindeki farklılaşmanın, özellikle ele alınması gerektiği aşikar.

Enflasyon özelinde ise, ülkemizde ve dünya genelinde benzer bir senaryo ile karşı karşıyayız. Özellikle ekonomik programın etkisiyle makroekonomik dengelerde bozulma yaşanan 2022-2023 döneminden sonra 2024’ü değerlendirdiğimizde birçok ekonomik kazanım elde etmiş olmaktan memnuniyet duyuyoruz.

2025’in ana konusunun da yine enflasyon olması gerektiğini düşünüyor, enflasyonla mücadelenin tavizsiz devam edeceğine inanıyoruz. Buna bağlı olarak, yıl boyunca, 2024’te uygulanan sıkı para politikası kazanımlarımızı da takip ediyor olacağız.

2025 yılında, üreten ve katma değer yaratan tüm sektörlerin destekleneceği, reel büyümeyi önceleyen, dolayısıyla istihdamı artıran politikalara daha fazla yer verileceğine inanıyoruz. İş dünyası olarak bu sürece katkıda bulunmak ve ülkemizin kalkınmasına destek olmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.