Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Japonlar Müslüman olsa

Hemen bütün musallî (namaz kılan) Müslümanların ezbere bildiği «Nasr Sûresi»nin birinci ve ikinci àyetleri meâlen şöyledir:

“Allah’ın nusreti (yardımı) ve fetih geldiğinde, / Ve Allah’ın dinine nâsın (insànların) fevc fevc (kitleler halinde) girer olduğunu göreceğin vakit…”

Bu Sûreyi her okuduğumda düşünürüm. Japonlar gibi asil ve şerefli bir millet kitleler halinde Müslüman olsa ne kadar da muhteşem olurdu.

Japonlar mazilerini inkâr etmemiş, tarihleriyle barışık bir millettir.

Binlerce yıllık yazılarını hiçbir şey uğruna değiştirmemiş, o çetrefilli zor yazılarıyla dünya ile yarışmış, Batı’yı fersah fersah geçmiş ve hasseten bizim gibi eziklere ibretamiz bir örnek olmuşlardır.

Japonya’da millî bütçenin %12’si eğitime ayrılır. Onlar için eğitim her şeyin fevkindedir.

Japonya’da (harf devrimi, feşmekan devrimi gibi abuk işler yapılmadığı) eğitim inkıtâa uğratılmadığı için okur-yazarlık oranı % 99’dur. İlkokul düzeyinde bir öğretmene ortalama  25 öğrenci, orta öğretimde 18 öğrenci, yüksek öğretimde 11 öğrenci düşmektedir.

Japonya’da Eğitim sistemi; çalışkanlık, bireyin kendisini sorgulaması ve düzenli çalışma alışkanlığı edinilmesi üzerine kurulmuştur. Bu yüzden de okur-yazarlık oranı % 99 olmasına rağmen yüksek öğrenimdekiler sadece %39’dur. Japonlar yüksek öğretimin ilimde ihtisaslaşma olduğunun bilincini taşıyan nadir milletlerdendir.

Japonya’da çalışmak ibadet gibidir. Millet de devlet de bu düsturu benimsemiş ve ciddî planlar yapılmıştır. Japonların turizmi bile planlıdır. Nüfusun ne kadarı yurtdışında seyahatte olacak bellidir.

Pilotluk yıllarımda Afrika kıtasının en ücra bir köşesinde Japon turistlere rastladığımızda sormuştuk. “Bizde nüfusun %10’u devamlı dışarıda turist olarak bulunur” demişlerdi. Ellerinde fotoğraf makineleri hemen her ilginç şeyin fotoğrafını çekiyor, hattâ notlar da alıyorlardı.

Japonlar dünyanın en meraklı insanlarıdır. Turistik seyahatlerini bile yalnızca tatil saymaz bunu dahi ülkelerine hizmet için bir fırsat sayarlar.

Bu yüzden de teknoloji ve sair alanlarda yurtdışında edindikleri bilgileri detaylarıyla ülkelerine taşır, hemen daha iyisini yaparlar. Yurtdışında bir akvaryum balığı bile görseler alıp ülkelerine getirir üretime geçerler.

Japonların yüzen balık fabrikaları bile vardır. Büyük tonajlı bu gemiler okyanuslara açılır, balıklar yakalanır gemiye alınır bütün işlemlerden geçer marketlere gidebilecek şekilde paketlenir ve ihraç edilecek ülke limanına bırakılırlar. Evet bu kadar fevkaladedir Japonlar.

İşte bendeniz bütün bu sebeplerle istiyorum ki Japonlar  Müslüman olsun.

Bendeniz Japonları; asil ve şerefli, yalnızca Allah için yapılan, zulme kılıç çeken fetihleriyle dünyaya İslâm’ı yaymış ecdadımıza benzetirim.

Onların da sapık ve kötü insànları mutlaka vardır. Lâkin çoğunluk ve sistem büyük erdemlere sahiptir Japonya’da.

Japonlar Müslüman olsa İslâm hızla yayılacaktır. Bu yüzden öyle zannederim ki, Mehdi geldiğinde ilk olarak Japonya’ya uğrar.

Biz bu işi beceremedik. Allah’ım sen dinini böyle insànlarla takviye eyle.

“Allah’ın nusreti (yardımı) ve fetih geldiğinde, / Ve Allah’ın dinine nâsın (insànların) fevc fevc (kitleler halinde) girer olduğunu göreceğin vakit…” buyuruyorsun. Nusretin ve fetih için duâ ediyoruz. 15.12.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER